Arama Sonuçları
Boş arama ile 1063 sonuç bulundu
- Çocuklarını Okula gönderecek Ailelere Tavsiyeler
Koronavirüs salgını ile online eğitime geçen ve Haziran ayında kapatılan okullar bu ay sonunda yeniden açılacak. Bu süreçte çocuklarını okula gönderecek ailelere Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Özge Akça tavsiyelerde bulundu. Öğrencilerin yeniden sınıflarda yer alacağı yeni eğitim yılında bir takım düzenlemeler olsa da ebeveynlerin akıllarında bazı soru işaretleri yer alıyor. Çocuklarımızı okullara göndermeli miyiz? Okullar açılınca henüz daha bitmemiş ama azalmakta olan salgında yeniden artış olur mu? Çocuklarımızı nasıl koruyacağız? diye düşünen aileler için Medicana Bahçelievler Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Özge Akça, “Ülkemiz için; ilgili bakanlıklar gerekli tüm önlemleri alarak, okulları eğitim öğretime açtığında, tereddüt etmeden, çocuklarımızı yeniden okullara göndermeliyiz. İlgili yayınlar, okullarda hastalık yayılımının tahmin edilenden çok çok daha az olduğunu açıkça gösteriyor” dedi. KORONAVİRÜS YAYILMA HIZI ARTAR MI? Koronavirüs ve okulların açılmasıyla ilgili çeşitli araştırmaları örnek gösteren Akça, konuyla ilgili şunları söyledi: “107 farklı ülkede; Mart 2020’de kapanan okulların, nasıl ve ne şekilde açılacağı merak konusu. Sadece biz değil bütün dünya bunun üzerine sorular soruyor ve araştırmalar yapıyor. Ne yazık ki elimizdeki hiç bir veri kesin değil. Örneğin, dün çocukları süper taşıyıcı olarak etiketlerken, bugün biliyoruz ki, çocuklar sadece viral üst solunum yoluna sebep olan hastalık sürecini erişkinler kadar ağır geçirmiyorlar ve aynı zamanda da erişkinlerden daha bulaştırıcı değiller. 2002 yılında pandemi yapan; bir çeşit korona virüs olan SARS salgını esnasında Hong Kong, Çin ve Singapur’da okullar kapatılmış ancak bu durumun salgının yayılımını azaltmada bir etkisi olmadığı görülmüştür. Ayrıca okulda, sınıf içindeki sıcaklık kontrolünün de enfeksiyonun yayılımı açısından hiç bir etkisinin olmadığı bilinmektedir.” SOSYAL MESAFEYE UYMAK OKULLARIN KAPATILMASINDAN DAHA ETKİLİ Prestijli bir dergi olan Lancet’te yayınlanan bir makaleden örnek veren Akça, “Sadece sosyal mesafeye uymanın, hastalığın yayılmasını ve hastalığa bağlı ölümlerin; okulların kapatılmasından çok daha etkili olduğu açıkça yazmaktadır. Şu an elimizde olan sadece; COVID-19’un bu zamana kadar nasıl seyrettiği ve eski korona virüs salgınlarında (SARS ve MERS) bu virüsün nasıl davrandığı üzerinden yorum yapabilmek” ifadelerini kullandı. ÇOCUKLARIMIZI YENİDEN OKULA GÖNDERMELİYİZ Güvenilirliği kanıtlanan aşı bulunup, herkes aşılanmadan salgın için risklerin azalsa da devam edeceğini belirten Akça, “Salgının hala bitmediğinin farkında olup, kabul etmeliyiz. Ülkemiz için; ilgili bakanlıklar gerekli tüm önlemleri alarak, okulları eğitim öğretime açtığında, tereddüt etmeden, çocuklarımızı yeniden okullara göndermeliyiz. İlgili yayınlar, okullarda hastalık yayılımının tahmin edilenden çok çok daha az olduğunu açıkça gösteriyor” dedi. BU TAVSİYELERE DİKKAT! Akça, “Hem sosyal, hem ruhsal, hem de ekonomik açıdan geri dönüşü olmayan yıkımlara sebebiyet vermemesi için, çocuklarımız yeniden okullarına dönecekler, dönmeliler” diyerek, sözlerini şöyle tamamladı: “Çocuklarınıza doğruyu gösterip, örnek olacaklar siz anneler ve babalarsınız. El yıkamanın ve sosyal mesafenin önemini asla küçümsemeyin. Unutmayın ki çocuklarınız sizin söylediklerinizden çok, yaptıklarınızı taklit ederler. Çocuklarınızı korkutmadan doğru bilgilerle aydınlatın, kendilerini ve çevrelerini korumalarını sağlayın. Biz hekimler yıllarca; sadece ellerimizi yıkayıp, dezenfektan kullanarak, ameliyatlara girdik; onlarca hastalıklardan korunduk; hastalarımızı, birbirinden enfeksiyon bulaştırmadan tedavi edebildik; bulaştırıcılığı olan hastaları izole ederek yayılımı önledik. Bilincindeydik, bilinçliydik, bilmeyeni eğittik ve başardık. Hep beraber bu sayede başaracağız. Bilimin ışığında, gerçek bilim adamlarına güvenerek, yeni normalimize döneceğiz.” 04/08/2020 DHA
- Çocuklarda Kış Beslenmesi
Merhaba sevgili anne ve babalar; Biliyoruz ki çocuklarımızın bağışıklık sistemi biz yetişkinlerinkine oranla daha düşüktür. Kış aylarında; soğuklar iyiden iyiye hissedilirken kronik hastalıklar da kendini göstermeye başlıyor. Bu dönemde kış soğukları kendini tamamen göstermeden çocuklarımızı kış koşullarına hazırlamak, bağışıklıklarını korumak çok önemlidir. Özellikle ana okulu veya okul çağındaki çocuklarımız, kapalı mekanda birbiri ile çok fazla temas halinde oluyor ve yine ne yazık ki hastalıkları birbirlerinden kapmaları kaçınılmaz oluyor. *Kış aylarında çocuklarımızın bağışıklık sistemini güçlendirmenin en iyi yolu mükemmel bir antioksidan kaynağı olan C vitamini içeriği yüksek gıdalar ile beslemektir. * Okul çağındaki çocuklarımızın beslenme çantasına yemesi ve taşıması açısından son derece kolay olan mandalina iyi bir ara öğün olabilir. Yanında yine antioksidan açısından güçlü fındık – ceviz ve badem ile çocuklarımızın hem zihinsel gelişimi desteklenir, enerjisi artar hem de bağışıklık sistemini güçlendirir. *Akşam yemeklerinde ise mutlaka çorba tüketimine ağırlık vermeliyiz. *Enfeksiyondan korunma ve iyileşme süreci için su en önemli ihtiyaçlarımızdan biridir. Özellikle okul çağındaki çocuklar için su tüketimini arttırması ve bu alışkanlığı kazanması çok önemlidir.
- Kış Aylarında Hamilelere Öneriler
Merhaba sevgili anne ve babalar; Heyecanla bebeğinizi beklediğiniz dönemler yoğun olarak kış aylarına denk geldiyse size birkaç tavsiyede bulunmak isterim: *Soğuk havalar nedeniyle vücut enerjisinde azalma, gribal enfeksiyonlar vb. gibi sorunlar sıklıkla yaşayabilirsiniz. Kış mevsiminde özellikle turunçgillere ve yeşil sebzelere sofranızda mutlaka yer verin. Bu yiyecekler sayesinde bağışıklık sisteminizin güçlenmesini sağlayacaksınız . *Kalabalık ortamlardan olabildiğince kaçın. Kalabalık ortamlar, örneğin: toplu taşıma araçları, okullar, AVM’ler enfeksiyonların daha kolay bulaşmasına yol açacaktır. Bu ortamlara girmek zorunda kaldığınızda ise maske ya da eldiven kullanmaya özen gösterin . *Egzersizi asla ihmal etmeyin. Havaların soğuk olması günlük egzersiz hareketlerinden vazgeçmenize sebep olmasın. Dışarı çıkamadığınız günlerde dahi gün içerisinde, evde yapabileceğiniz basit hareketlerle 30 dakikalık bir egzersiz programı çıkarın . *Haftada en az 2 gün balık tüketmeye özen gösterin. Omega3 desteği hem anne adayları için hem de bebeğinizin gelişimi için oldukça faydalı olacaktır #gebe#bebek gelişimi#Özge Akça#DrSistem
- İLK EK BESİNLER
6-8 aylık bebekte anne sütü dışında ek kalori gereksinimi 200 kcal /gün dür. Ek besinlere geçişte iki yöntem var..İlki klasik yöntem , püre haline getirilmiş besinleri kaşıkla yedirmek…İkincisi BLW denilen ,-baby lead weaaning kelimlerinin baş harflerinden oluşan bir sözcük-, bebeğin kendi besinini kendisinin yediği ,kaşıkla yedirmenin olmadığı bir yöntem. BLW de bebeğin desteksiz dik oturması gerekiyor. Elimizde ezebileceğimiz yumuşaklıktaki başlangıç gıdaları, ezmeden bütün halinde , bebeğin önüne konuyor ve ağzına götürerek damağıyla ezip yutması bekleniyor. Bu yöntemde gıda parçalarının soluk borusuna kaçma riski diğer yönteme göre daha yüksek ancak, bazı bebekler ve anneler BLW de oldukça başarılı olabiliyorlar. Zaman sorunu olmayan, sabırlı , toleransı yüksek ve biraz da soğukkanlı anneler BLW yi daha iyi yapıyorlar. Etrafın kirlenmesinden çok rahatsız olan, aspirasyon riskinden çok korkan ve zamanı dar anneler için BLW biraz daha zor… Klasik yöntemde ise 6-8 ay arası pütürsüz , püre halindeki gıdaları veriyoruz. Günde 1 öğün ile başlayacağız. 3 gün o gıdayı 1 tatlı kaşığından 2-3 yemek kaşığına kadar çıkacağız. Herhangi bir allerjik reaksiyon gözlemezsek, diğer besini deneyeceğiz. Yöntem her ne olursa olsun, aceleci olmamalı, zorlamamalı, sabırlı olunmalıdır.Bebek besini iştahla yemeyip kafasını ısrarla çeviriyor, ağzını kapatıyorsa artık besleme işlemini sonlandıralım. Pişirme yöntemi: Meyve için cam rende kullanmak Sebze püresi için az suda haşlama ya da buharda pişirme yöntemi kullanıyoruz. Yoğurt , günlük inek, koyun ya da keçi sütünden , evde mayalanmış olmalıdır. Yoğurt tadı bazı bebeklere ekşi gelebilir. Bir seferlik denemede hoşlanmayabilir. Çok zorlamadan denemeye devam etmek gerekecek. Bazı besinleri 10 kere denedikten sonra kabul edebilir. Verilebilecek gıdalar ; Sebze püresi için veriliş sırasına göre ; 1.sıra sebzeler :havuç, patates, kabak, balkabağı ,brokoli 2.sıra sebzeler :bezelye , taze fasulye, pazı ,ıspanak, enginar, kereviz, maydanoz yaprağı. bakla , patlıcan , mantar ilk 1 yaş tercih etmiyoruz. sebze pürelerinin içine çocuğun ağırlık artışı beklenenden azsa ,doktorunuzun önerisine göre , pirinç ya da irmik içiren tahılları ekleyebilirsiniz. Zeytinyağı 1-2 çay kaşığı ekleyelim. Meyve püresi için; Elma, armut , kayısı, şeftali, üzüm, muz, avokado, erik, trabzon hurması. Bu besinleri günde en fazla 2 öğün vereceğiz. 2-3 tatlı kaşığı başlayıp yaklaşık 120 ml (250 ml lik kasenin yarısı ) ye kadar artıracağız. Meyve suyu vermek ek besinlere geçişte uygun değildir. Meyve suyu , yüksek fruktoz içeriğinden dolayı kan şekerini hızla yükseltir, posası olmadığı için kabızlığa davetiye çıkartır ve mide reflüsünü artırır. Verilen sebzeler ve meyveler mevsiminde ve tercihen organik olmalıdır. Meyvelerin kabukları soyulmalıdır.hazırlanan ek gıda 2-3 saat içinde tüketilmelidir. Seyahatte /otelde iseniz; sebzelerin tuzsuz ve temiz koşullarda hazırlandığına emin olun. Tuz , şeker, bal, yumurta beyazı, inek sütü, keçi sütü, bakla ,patlıcan ve mantar ilk 1 yaş önerilmiyor. ilk 3 yaşta kuruyemişler bütün halinde vermiyoruz. 6 . ayın sonunda sebze , meyve pürelerini ve yoğurdu yiyebilen , allerjik reaksiyon gzölenmemiş bebeğie 7. ayda eklenecek gıdaları bir sonraki yazıda paylaşacağım. Sevgiyle kalın..
- EK BESİNLERE GEÇİŞ -6. AY genel kurallar
Merhaba, Ek gıdalara geçiş zamanımız 6. ay bitiminde.Daha önce başlanması ,bebeğin barsağının yeteri kadar olgunlaşmaması nedeniyle besin allerjisi riskini artırıyor.6 ay ortalama bir süre tabii. bazı bebeklerin barsakları daha erken olhunlaşıp besinleri kabul edebilirken bazı bebeklerde bu süre 1 yaşa kadar uzayabiliyor. Ailede allerjik hastalığa yatkınlık olması, sezaryen ile doğum, erken dönemde antibiyotik kullanma durumları besin allerjilerinin ortaya çıkma riskini de artırıyor. 6 aylık bir bebek destekli yada desteksiz oturmaya başlar. Ek gıdaya geçeceğiniz zaman mutlaka arkası ayarlanabilir , emniyet kemeri olan , sağlam bir mama sandalyesi edinin. Ayrıca silikon bir kaşık , önünü iyice kapatan ve alta sızdırmayan bir önlük ve ağzını silmek için temiz pamuklu bir mendil. Yüzüne bulaşan besinleri lütfen ıslak mendille silmeyin.Bir süre sonra ağız kenarı tahriş olabilir. Gün ortasında ,emzirme saatlerinin arasında, çok aç olmadığı keyifli bir zamanda deneyin.Çok erken veya çok geç saatte ek gıda denemek iyi bir fikir değildir. Çalışmaya başladıysanız , ek gıdayı sürekli bakım veren kişi üstlenmesin. Siz de ek gıdaya başlarken buna dahil olun. Aksi durumda sizi görünce sadece emecek, ek gıdayı da sürekli bakıcısından kabul edecektir.Bu durumda hafta sonları “yediremiyorum” durumu yaşar ve cesaretiniz kırılabilir. Ek gıdayı hazırladığınız , sakladığınız kaplar cam veya porselen olmalıdır. Plastik ürünlerin güvenilirliğini riske atmaya değmez. Ek gıdalar , ismi gibi “ek” olmalıdır. bebeğin hala esas beslenme kaynağı Anne sütüdür. Bir besini başlarken kuralımız; Çok küçük miktarda başlamak 3 gün giderek artırmak Allerjik reaksiyon yaratmadıysa diğer gıdayı eklemek şeklinde olmalıdır. Besin verildikten sonra 3 gün içinde kusma , ishal, ciltte kızarıklık, solunum sıkıntısı, kanlı mukuslu kaka yapma,aşırı ağlama gibi belirtiler varsa o besin kesilmeli ve doktora danışılmalıdır.
- DOĞUMDAN İTİBAREN BESLENME
Doğumdan Sonra İlk 30 Dakika Bebeğiniz doğduktan sonra ilk 30 dakika içinde emzirilmelidir. Buna altın periyod denir ve bu ilk temas çok önemlidir. Yeni doğum yapmış anne bebeğiyle ne kadar erken ten teması ve emzirmeyi başlatırsa o kadar iyidir. Normal yolla doğumda bebeğin, ilk bakımı yani; kurulama, ağız burun temizlenmesi, tüm sistemlerin muayenesi ve göbek kordonunun kesilmesi gerçekleştirilir. K vitamini ve Hepatit B aşını enjeksiyonu yapılır. Bebeğiniz eğer özel bir durum nedeni ile gözlenmiyor ve hemen yanınıza veriliyor ise onu en kısa sürede emzirmeniz bebeğinize yapacağınız en büyük iyiliktir. İlk 24 Saat Bebeğiniz ile hastanede servis odanıza alındığınızda, emzirmeyi olabildiğince sık aralar ile(1-3 saat) tekrarlamalısınız. Bunun için odanızda rahat bir ortam olmalıdır. Ziyaretçilerle dolu bir oda emzirmeyi yeni başlatan bir anne için uygun değildir. Ziyaretçileri kırmadan hoş sohbet ile onları 15 dakika içinde odadan nezaket ile dışarı kahve içmeye davet edecek bir refakatciniz olması gerekir. Yani refakatçi seçimi de çok önemlidir. Ne sohbete dalıp sizin ve bebeğinizin ihtiyaçlarınızı aksatmalı ne de mutlu gününüzü paylaşmaya gelen dostlarınızı kırmalıdır. Bebeğiniz acıktığında; Kafasını sağa sola hareket ettirir(Arama refleksi), Ellerini ağzına götürmeye çalışır, Ağzını açar şapırdatır ya da ağlar. Bu ağlama çığlık çığlığa değil bir şey istermiş gibi tatlı bir ağlamadır. Bebeğinizin ilk gün gaz sancısı olmaz.Bunun için her ağladığında onu kucağınıza alıp emzirin. Ancak; Burnu tıkalı ise (ki çok sık görürüz) Serum fizyolojik damla ile 3-4 saatte bir 1-2 damla her iki burun deliğine damlatılmalıdır.Bu bebeği rahatlatıp, emmesini kolaylaştıracaktır. Anne meme başı çok düz ise ememeyebilir. Anne meme başı düz ise; Aslında hamileliğin son aylarında meme başı düz olan özellikle daha önce emzirmemiş kadınlara meme başını dışarıya çıkaracak şekilde masaj öneriyorum. Uygun bir meme başı kremi ile ya da yağ ile(zeytin yağı veya hindistan cevizi yağı olabilir)dışarı çıkaracak şekilde bir masaj. Doğumda hazır olacak şekilde silikon bir meme başı bulundurulmalıdır. İlk günler, meme pompası ya da vakum ile nazikçe meme başı dışarı çıkartılmalıdır. İLK 24 SAAT; Bebeğinizi her ağladığında ve her arandığında emzirmelisiniz. Yenidoğan bebek yaklaşık 2-3 saatte bir yaklaşık 10-15 dakika emzirilmelidir. ‘4 saat içinde sadece bir kez 4 saat kesintisiz uyumasına izin verelim. ilk 24 saatte yeterli sıklık ve sürede emmedi ise bile idare edebilir.Doğa annenin yenidoğanı beslemeye alışması için biraz zaman veriyor merak etmeyin… İlk gün sezaryen uygulanmış ise oturur pozisyona geçilemediği için zorlanan anneler olur, mutlaka bebeği desteklemek için ikinci kişinin yardımı gerekir. Emzirme öncesi doğru emzirme pozisyonlarını öğrenmiş olmalısınız. Bunun için videoları izleyebilir, planlı bir doğumsa doğum öncesi hastanenizdeki ebeden kısa bir emzirme eğitimi isteyebilirsiniz. Bebeğinizi doğru emzirmek hem onun uzun süre emmesine olanak tanır hem sizin meme başı yaralrını , sırt ve bel ağrısı duymanızı önler. Bebeğinizi kucaklarken ,emzirmeyi başlatırken , pozitif bir ruh hali içinde olmanız önemli. Doğanın size verdiği tüm gücü içinizde hissederek bebeğinize muhteşem bir iksir vermenin hazzını yaşayın.” Acaba kaç ml süt geldi ?” , “Doydu mu ?” Mama versem mi? soruları emzirmenin en büyük düşmanıdır. Siz bu soruları fazlaca sorduğunuzda sizin yerinize yanıt veren çevreniz sizi daha da olumsuz etkileyebilir.
- Çağımızın Hastalığı Astım
Astım nedir? Çocuk ve erişkinlerde akciğerlerdeki havayolunun daralmasına sebep olan kronik mikrobik olmayan iltihaplanmadır. Havayolunu daralması öksürük ,nefes darlığı ve daha ileri aşamada solunum sıkıntısına sebep olur.Ülkemizde 100 çocuktan yaklaşık 15 inde astım görülmektedir. Astım çeşitleri nelerdir? Astımın allerjik olan ve allerjik olmayan iki tipi vardır.Ve astım belirtilerinin görülme ağırlığına göre hafif orta ve ağır, belirtilerin ortaya çıkma sürecine göre aralıklı (intermittan)veya süregen (persistan) olarak da sınıflandırılır. Böylelikle “Allerjik Hafif İntermittan Astım” vb.. gibi nedeni şiddeti ve süreci açıklayan bir astım sınıflaması ortaya çıkar. Astım tanısı nasıl konur? Çocuğun hastalığına ait detaylı bir hikaye, muayene bulguları , labaratuvar ve radyolojik bulgularla destekleniyorsa astım tanısı konmaktadır. Hikaye de ise astımı düşündüren bulgular; (belirtilerin hepsi bir arada olmayabilir) -Hırıltı , hışıltı, müzikal ince ve genellikle nefes verme sırasında duyulan ses -Öksürük , genellikle kuru. Egzersiz ile artan, gece yarısından sponra başlayan ve sabah karşı artan öksürük -Nefes darlığı -Göğüste sıkışma hissi -Bu belirtilerin uzun süreli ya da tekrarlayıcı olması
- Bağışıklık sistemi çocuklarda nasıl güçlendirilebilir?
Çocuklarda bağışıklık sistemi, özellikle kış aylarında grip ve nezle gibi hastalıkların hayatımızın ayrılmaz parçası olduğu dönemlerde olumsuz yönde etkilenir. Bu dönemde bağışıklık sistemi güçlendirici bazı yollarla çocuklarımızı hastalıklara karşı korumamız mümkündür. 1 -Bağışıklık sistemi dostu taze mevsim sebze ve meyveleri ile dengeli ve sağlıklı beslenme: Havuç, yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, pazı vb), portakal, kivi, çiğ kuru yemişler ve sarımsak bağışıklık sistemi destekleyici vitamin C, mineral ve karoten içeren sebze ve meyvelerdir. Vücutta enfeksiyon ile savaşan akyuvar sayısını artırırlar. Virüsleri bloke ederler. Bu besinleri tüketen çocuklar ilerleyen yaşlarda kronik hastalıklar ve kalp hastalıklarına karşı da korunmanın temellerini atarlar. Çocuğunuza her gün 5 ölçü* meyve ve sebze yedirmeye gayret etmenizi öneriyoruz. 2-Bol sıvı tüketin. Vücudunuzu susuz bırakmayın. 3-Uykuda geçen zamanı artırın: Yetişkinler üzerinde yapılan araştırmalar, uyku eksikliğinin insan vücudunu hastalıklara açık hale getirdiğini ve bağışıklık sistemi savunucuları olarak bilinen, mikrop ve kanser hücreleri ile savaşan hücreleri azalttığını göstermiştir. Aynı şey, çocuklar için de geçerlidir. Özellikle yuvaya giden ve yoğun aktivite yapan çocuklar, gündüz uykularını kaçırabilmektedir. Yenidoğan 18 saat, küçük çocuk en az 12 saat ve okul öncesi çocuklar da ortalama 10 saat uykuya ihtiyaç duyar. Gündüz uyuyamayan veya az uyuyan çocukları erken yatırmaya çalışın. 4-Bağışıklık sistemi ve Anne sütü: Anne sütü, bağışıklık sistemini güçlendirecek içeriğe sahiptir. Ayrıca bebeklerde ve çocuklara zeka gücünü artırır, insülin direncine karşı koruyucudur. Bebeklerin en az 6 ay – 1 yıl süresince emzirilmesi Amerikan Pediatri Akademisi tarafından tavsiye edilmektedir. Eğer bu süre mümkün değil ise, hiç değilse ilk 2-3 ay emzirerek bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirin. 5-Ailece spor yapıp hareket edin: Çocuğunuza hayat boyu sağlıklı yaşam alışkanlığı kazandırmak için ona siz de iyi bir örnek olmalısınız. Onunla beraber hareket edin. Örnek olarak bisiklete binin, yürüyüşe çıkın, basketbol veya tenis oynayın. 6-Bakterilere karşı korunun: Bakterilere karşı korunmak bağışıklık sistemi üzerinde teknik anlamda bir etki sağlamaz. Ancak çocuğun bağışıklığı üzerindeki stresi azaltır. Çocuğunuza düzenli ve sık şekilde el yıkama alışkanlığı kazandırmak bu açıdan değerlidir. Özellikle yemek öncesi ve sonrası, dışarıdan eve geldiğinde el yıkamak ilk yapılacak şey olmalıdır. Sokakta iseniz ıslak mendil de kullanılabilir. 7-Antibiyotik kullanımını azaltın: Çocuğunuzun her ufak nezle ve soğuk algınlığında doktorunuzdan antibiyotik reçetesi yazmasını istemeyin. Antibiyotikler bakteri kaynaklı hastalıklara iyi gelir, oysa çocuklarda hastalıkların çoğu virüs kaynaklıdır. Ayrıca antibiyotik yazmak isteyen doktorlara da ‘Gerçekten bu gerekli mi?’ diye sormayı ihmal etmeyin. Çocuğunuzun yanında sigara içilmesini önleyin! Sigara dumanı içerisinde 4000 kadar toksin vardır. Bunlar vücuttaki hücreleri öldürür. Çocuklar daha sık nefes aldıklarından, büyüklere oranla dumana karşı daha hassaslardır, daha çok ve çabuk etkilenirler. Bu sebeple çocuğunuzun yanında sigara içilmesini mutlaka önleyin. Eşiniz veya siz sigara içiyor iseniz, çocuğunuz için bırakmak geçerli bir sebep olabilir. Burada yazılı bilgiler tümüyle öneri niteliği taşımaktadır, siz yine kendi çocuğunuzu en iyi tanıyan çocuk doktorunuza başvurmayı ihmal etmeyin. * ölçü=küçük çocuklar için 2 yemek kaşığı, büyük çocuklar içinse 1 fincan olarak düşünebilirsiniz.
- Bebeğe kitap okumak ve kitap sevdirme yolları
Bebeğe kitap okumak için işte size 2 önemli sebep: 1. Onunla aranızda kurulan bağı güçlendirmek 2. Büyüdükçe, kitap okuma alışkanlığı kazanmasını kolaylaştırmak. Duygusal gelişimi açısından da bebeğe kitap okumak önemlidir. Kitap okurken onunla geçireceğiniz zamanda, ona vereceğiniz direk ve yoğun ilgiden memnun kalacak, kendini güvende ve mutlu hissedecektir. Bebeğe ilk aylardan itibaren kitap okumanın önemini ve bebeğinizin ilgi duyacağı ilk kitap çeşitleri için daha önceki “Bebeğe kitap okumaya ne zaman başlanmalı” yazımızı da okuyabilirsiniz. Bebeğe kitap okumak yolculuğunda muhtemelen hepimiz benzer süreçlerden geçtik. İlk aylarda ona sakin bir ses tonuyla içerisinde bol bol tekrarların olduğu, onun da dinlerken hoşnut mırıltılar çıkardığı kitapları okuduk. Ardından 1 yaş itibariyle dokunarak hissetmekten keyif alacağı kitapları eline verdik. Şimdi sıra 18 aylık ve üzeri olan bebeğinize kitap sevdirme yolunda atacağınız yeni adımlara geldi. İşte 18 aylık itibariyle bebeğe kitap okumak keyfini katlamanın ipuçları: *Bebeğinize kitap okurken o anlamasa bile ona okuduğunuz kelimeler ile ilgili sorular sorun, onunla sohbet edin. *Okuduğunuz kitaptaki resimleri ona göstererek anlatın, resimler ile ilgili “ne renk, nerede” gibi sorular sorun, onunla sohbet edin. *Okuduğunuz kitaptaki resimlerde hayvanlar varsa seslerini taklit edin. *Kitap okumak için bebeğinizin enerjisinin bol olduğu zamanlar yerine daha sakin olduğu zamanları seçin. Örneğin birlikte dans ettikten, kitap köşesine geçebilirsiniz. *Evinizde onun erişebileceği kitaplarının olduğu bir köşe yapın, ya da kitaplarını koyduğunuz ayrı bir sepet oluşturun. Böylece kendi de uzanıp, karıştırarak, özgürce seçimini yapacaktır. *Her gece yemekten sonra veya yatmadan önce bebeğinize ‘iyi geceler’ kitabı okuyun veya ona ‘kendi ailenizden’ bir anı ya da bir masal anlatın. *Beraber okuyacağınız kitabı ona seçtirin. Kitabı, onun tutmasına ve sayfalarını çevirmesine izin verin. *Seçtiğiniz kitap kısa, bol resimli ve büyük yazılı olsun. *Kitabı okurken kelimeleri bir ritim ya da melodi ile seslendirin ve bebeğinizi kucağınızda otururken bu ritme uygun olarak onu dizinizde hafifçe zıplatın. *Bebeğinizin sırtına hafifçe vurarak kitaptaki kelimeleri yüksek sesle aynı tonda tekrarlayın. Yüksek sesle bebeğinize okuduğunuz kitaplar, onun hayal gücünü güçlendirecektir. *Bebeğinizin ‘en gözde, en sevdiği’ kitabını birlikte okuyarak keşfedin ve bu kitabı ona tekrar tekrar okuyun. Sevdiği sayfayı o sıkılana kadar çevirmeyin.
- Bebeklerde ve Çocuklarda ateş çıkarsa..
Anne ve babaların en çok korktuğu durumlardan biri, bebeklerde ve çocuklarda ateş çıkmasıdır. Oysa bilinmesi gerekir ki bebeklerde veya çocuklarda ateş görülmesi gayet normaldir. Ateş, belirli sınırlar içinde ise çok da korkulacak bir durum değildir. Hatta çocuklarda ateş olması iyi bir göstergedir, çoğunlukla vücudun enfeksiyona ve mikroba karşı savaştığını gösteren durumdur. Bebeklerde ve çocuklarda ateş var demek için: New Jersey’de çalışan acil durum doktoru Tyeese Gaines ve pek çok doktor “Çocuklarda gerçek ateşi sadece ‘makat ölçümü’ doğru gösterir’’ diyor. Kol altı, alın ve koldan alınan ateş ölçüleri tam doğru bilgi vermeyebilir. Makattan ölçülen ateş 38 °C ve üstünde ise ateşten bahsedilebilir.* Unutmamak gerekir ki ateşin kendisi bir hastalık değildir, başka bir hastalığın belirtisi ve sinyalidir. Bebeklerin ve çocukların vücut ısısı bazen normalden yüksek olabilir. Bu, yaptıkları fiziksel egzersiz, spor, sıcak bir banyo, fazla kalın giyinmekten kaynaklanabilir. Hatta bazen vücut ısısı akşam üstleri, sabahtan daha fazla olabilir. Makattan alınan ölçüm 38°C ve üstünü göstermiyor ise, çocuğun ateşi olduğundan bahsedilmez. En önemli olan şey ise, ebeveynlerin ateşi yükselmiş bir çocuğa nasıl davranacağını ve ne yapması gerektiğini bilmesidir. Bebeklerde ve çocuklarda ateş göstergeleri: Huzursuzluk Terleme Dokunduğunda teninde normalin üzerinde bir sıcaklık Yanaklarda kızarma Bazen iştahsızlık ve/veya halsizlik Peki, ne yapmalı? Ateş normale dönene ve 24 saat boyunca normal kalana kadar çocuk okula gönderilmemeli. Vücutta susuzluğu engellemek için çocuğa fazlaca su içirilmeli. Çocuk hafif ve ince giydirilmelidir. Üzeri sadece hafif bir örtü ile örtülmeli. Çocuk yemek yemeye zorlanmamalı, ancak hafif ve az bir şeyler yemesi ateşle birlikte harcadığı kaloriyi geri kazanması için önemlidir. Çocuk bol bol dinlendirilmeli. Ateşi düşürmek için vücudu alkol ile ovmak ve soğuk banyo yaptırmak doğru değildir. Ateşi düşürmek için ılık su ile banyo yapmak ve eklem yerlerini nemli bezle kompres yapmak faydalıdır. Kusuyor ve/veya ishal ise mutlaka doktora danışılmalı. Ateşi 3 ya da daha fazla gün devam ediyorsa mutlaka doktora danışılmalı. Herhangi bir ilaç vermek için doktora danışılmalıdır, doktora danışmadan ilaçtan kaçınılmalı. Dünya Sağlık Örgütü, sağlıklı çocuklarda ateş düşürücüleri rutin olarak kullanılmamasını; vücut ısısının 39 °C veya üzerinde olduğu durumlarda ateş düşürücü kullanılmasını önermektedir. Bu durumlarda mutlaka doktorunuza danışarak ilaç kullanımını önermektedir. *0-3 ay arası bebeklerde ölçüm 38 °C olduğunda doktorunuza danışmanızı öneriyoruz.
- ÇOCUKLARDA İŞTAHSIZLIK NEDENLERİ
Çocuklarda iştahsızlık nedenleri konusunu anlatmaya çalışacağımız bu ya zıda öncelikle iştahsızlık nedir ona bakalım. İştahsızlık çocuğun yeterli büyüme ve gelişmesi için alması gereken temel gıdaları bile, değişik sebeplerden dolayı ret etmesidir. İştah; hoş tat ve haz ile ilişkili öğrenilmiş psikolojik yeme ihtiyaç ve isteğidir. Fizyolojik olarak normal bir şekilde büyüyen, mikro ya da makro besin eksikliği göstermeyen çocukta normal iştahlı olduğu söylenebilir. Yanlış şekilde iştahsız çocuk tanımlaması da yapılabilir, normal bir çocuğun yanlış değerlendirilmesi sonucu olabilen yalancı iştahsızlık ya da gerçek iştahsızlık da normal olarak değerlendirilebilir. Çocuklarda iştahsızlık nedenleri derken sağlıklı çocuklarda psikolojik ya da normalin varyantı gibi olabilirken, bir hastalığa bağlı da olabilir. Organik ya da organik olmayan sebeplerle iştahı az olması durumu gelişim geriliğine yol açarken, aşırı iştahlı bireylerde de obezite durumu görülebilir. Bir çok ebeveyn çocuklarının çok iştahsız olduğundan , hiç bir şey yemediğinden, çok yemek seçtiğinden bahseder. Tuhaf yemek alışkanlıkları olduğundan bahseder. Bu tür sorunlar çocukların %25 lik kısmında vardır. Ancak bu çocukların çoğunda büyüme geiliği, makro ya da mikrobesin eksiklikleri görülmez. Ancak %1-2 lik kısımda ciddi gıda reddi, beslenme isteksizliği durumları görülebilir. İştahsızlık çocuk doktoru kliniklerinde çok sık görülen bir durumdur. İştahsızlık görülme yaşı, en sık yeni besinlerle tanışma dönemi olan 6-36 aylar arasındadır. İştahsız bebeklerin çoğunda sebep beslenmede ebeveyn ve yanlış yönlendirme hataları olsa da bu bebeklerin %1-2’ sinde ciddi iştahsızlık nedenleri mevcuttur. Bebeklik döneminde görülen ciddi iştahsızlık problemleri bu dönemlerde çözülmediği taktirde, adolesan döneminde bile devam edebildiği gözlenmiştir. Bu nedenle iştahsızlık çocuk doktoru, diyetisyen, beslenme uzmanları tarafından dikkate alınmalıdır. Çocuklarda İştahsızlık neden olur, risk faktörleri nelerdir? Çocuklarda beslenme sorunları yetersiz büyümenin nedeni olabilir, altta yatan hastalıklardan kaynaklanabilir, ya da her iki durumdan kaynaklanabilir. Yaşa uygun olmayan diyet, iştah kaybına neden olabilir. Besin allerjileri yeme güçlüğü huzursuzluk ve kusma ile karşımıza çıkabilir. Süt çocuklarında beslenme sorunlarının çoğu davranışsal problemlerden kaynaklanmaktadır. Anne bebek arası bağlanma bozukluğu 2 -8 ay, infantil anoreksi (6-36 ay) ve genellikle malnütrisyonun eşlik etmediği seçici beslenme en başta gelen davranışsal yeme bozukluklarıdır. Birinci çocuk olma Gastroözefageal reflü Besin alerjileri Prematüre doğum öyküsü, • Nöromotor veya anatomik problemlerin olması • Uzun süre yenidoğan döneminde tüp ile beslenme ya da parenteral olarak beslenme • Çalışan anne-baba, • Deneyimsiz bakıcı, • Dengesiz ve düzensiz beslenme, • Aile içinde psikolojik stres faktörlerinin olması Çocuklarda İştahsızlıkta Neler Yapıyoruz? Çocuğun büyüme çizelgesinin doğumundan beri olması çok önemlidir. Çünkü gelişimde durma dönemleri ne zaman başlamış bizim için önemlidir. Yine son 3 – 7 günlük beslenme listesi önemlidir. Son günlerde neler yediğini bilmek isteriz. Mümkünse bebeğin nasıl beslendiğini izlemek isteriz. Eğer bir hastalığa bağlı bir problem düşünüyorsak geniş kapsamlı laboratuvar tetkikleri ve radyoloji tetkikleri isteyebiliriz. İNFANTİL ANOREKSİYA Bebeğin kronik iştahsızlığı; kendisine yeterli miktarda yiyecek verilmesine rağmen bunu, en az bir ay süredir reddetmesi Gıda reddinin üç yaştan önce başlaması Çocuğun açlık duymaması ve yiyecekten kaçmasına rağmen bakıcısına aşırı bağımlılığı Belirgin büyüme geriliğinin gözlenmesi Gıda reddinin posttravmatik gastroenterolojik durumlardan kaynaklanmamış olması Altta yatan organik hastalıklara bağlı besin reddinin bulunmaması
- ÇOCUKLARDA KULAK AĞRISI
Kulak ağrısı (otalji) çocuklarda doktor başvurusunun sık nedenlerinden biridir. Diş çıkarma, boğaz ağrısı, kulak enfeksiyonu veya tıkalı östaki tüpleri dahil olmak üzere kulak ağrısının birçok nedeni vardır . Efüzyonlu otitis media (Kulak zarı arkasındaki sıvı) Efüzyonlu otitis media, orta kulağı burnun arkasına bağlayan östaki borusu tıkandığında ortaya çıkar. Bu, sıvının kulak zarı arkasında toplanmasına ve birikmesine neden olur. Enfeksiyon olmadığından antibiyotikler yararlı değildir. Tedavi semptomatik dediğimiz daha çok şikayete yöneliktir; ağrı kesici için gerektiğinde asetaminofen veya ibuprofen vermek gibi. Ayrıca ılık kompres de rahatlatıcı olabilir. Efüzyonlu Otitis Media genellikle 3 ay içinde kendi kendine çözülür. Geçici hafif işitme kaybı, efüzyonlu otitis media ile ilişkilendirilebilir. Sıvının 3 aydan daha uzun sürmesi veya işitme kaybının bir endişe olması durumunda, çocuğunuz ileri değerlendirme için KBB’ye sevk edilebilir . KBB kulaktaki sıvının boşaltılmasına yardımcı olan timpanostomi tüplerini (kulak tüpleri) tedavide kullanabilir. Orta Kulak enfeksiyonu Orta kulağı burnun arkasına bağlayan östaki borusu tıkandığında ve orta kulak boşluğunda sıvı toplandığında, virüsler veya bakteriler bu sıvıda üreyebilir ve ağrıya ( akut otitis media) neden olabilir . Bu durum genelde viral üst solunum yolu enfeksiyonundan sonra veya sırasında oluşabilir. Çocuklarda kulak ağrısı nedenlerinden biri olan otitis media kışın ve özellikle de kreş, okul gibi kalabalık ortamlarda bulunan çocuklarda daha sık görülür. Antibiyotikler bazı hastalar için kullanılır. Kulak enfeksiyonlarına her zaman bakteri neden olmadığından antibiyotiklere her zaman ihtiyaç duyulmaz. Kulak enfeksiyonlarını önleme stratejileri şunları içerir: -Çocuğunuzun aşılarını (özellikle pnömokok ve grip aşıları ) çocuk doktorunuza danışın. -Sigara dumanına maruz kalmasına engel olun. -Çocuğunuzu ilk 6 ay boyunca sadece emzirin -Bebeklerde biberondan kaçının Bir çocukda tekrarlayan kulak enfeksiyonu varsa (6 ayda 3 defa veya 1 yılda 4 defa), çocuk timpanostomi tüplerinin (kulak tüpleri) değerlendirilmesi için KBB’ye yönlendirilebilir. Yüzücü kulağı Çocuklarda kulak ağrısı nedenlerinden biri olan yüzücü kulağı (otitis eksterna) dış kulak kanalında bir enfeksiyon olduğunda oluşur. Bu, kulak kanalındaki cilt tahriş olursa veya çizilirse ve ardından bir enfeksiyon geliştirirse oluşabilir. Yüzücü kulağının tedavisinde topikal antibiyotik damlaları kullanılır. İbuprofen veya asetaminofen ağrıyı kontrol etmek için kullanılabilir. Tekrarlayan yüzücü kulağı olan hastalar için önleyici önlemler şunları içerir: -Yüzerken kulak tıkacı takmak -Yüzdükten sonra asetik asit veya alkol içeren kulak damlalarının kullanılması Östaki borusu disfonksiyonu Östaki borusu, orta kulaktan nazofarinks’e (burun arkası ve boğazın üst kısmı) kadar uzanan bir tüptür. Bu tüp, timpanik membran (kulak zarı) üzerindeki basıncı dengelemeye, orta kulağı enfeksiyondan korumaya ve orta kulak salgılarını temizlemeye yardımcı olur. Östaki borusu disfonksiyonunun belirtileri arasında kulak ağrısı, kulak dolgunluğu, işitme duyusunun azalması, kulak çınlaması veya kulakta patlama / çatlama sayılabilir. Tedavi, östaki borusu fonksiyon bozukluğunun altında yatan nedenin tedavi edilmesini içerir: Altta yatan alerjik rinit, rinosinüzit, laringofaringeal reflü, mideden yemek borusuna reflü’nün değerlendirilmesi gerekir. Ayrıca çocuğun sigara dumanına maruz kalması önlenmelidir. Temporomandibular eklem hastalıkları Çenemizi kafatasına bağlayan eklemdeki (temporomandibular eklem) problemler kulak ağrısına neden olabilir. Ek olarak çene veya yüz ağrısı, baş ağrısı, çiğneme ile ağrı veya ağız açıldığında ortaya çıkan ağrı olabilir. Temporomandibular eklem hastalıkları 10 yaş üstü çocuklarda daha sık görülür. Tedavi, hasta eğitimini, tetikleyicilerden kaçınmayı, çene egzersizlerini ve anti-enflamatuar ağrı kesici ilaçların kullanımını içerir. Çocuklarda Kulak Ağrısı Diğer Nedenleri Kulak ağrısının diğer daha az yaygın nedenleri; kulak veya kulak kanalına travma, kulak kanalında yabancı cisim veya kulak kiri birikmesidir. Ayrıca diş çıkarma, parotit (tükrük bezi iltihabı), sinüzit, farenks enfeksiyonları, lenfadenopati / lenfadenit ve servikal omurga yaralanması da neden olarak görülebilir. Kulak Ağrısına Bakım Kulak ağrısı, uzanırken daha kötü olabilir; bu nedenle, çocuğun oturarak veya başının yükseltilmesiyle uyumasını sağlayın. Sıcak kompres kulaktaki rahatsızlığı hafifletebilir. (Ancak cildi yakmamaya dikkat edin). Asetaminofen veya ibuprofen rahatsızlığa yardımcı olmak için kullanılabilir. (önce doktorunuza danışın) 18 yaşın altındaki kişilere aspirin vermeyin!! Beyinde ve karaciğerde önemli hasara neden olabilecek bir hastalık olan Reye sendromu gelişmesine yol açabilir. Çocuğun kulağına hiçbir şey sokmayın. Sadece kulağın dışını ılık bir bezle temizleyebilirsiniz.
















