top of page

Arama Sonuçları

Boş arama ile 1063 sonuç bulundu

  • Kadınlarda Gelişen Kanserler Nelerdir?

    Kadın genital organ kanserlerinde erken tanı ile başarılı tedavi mümkün olmaktadır. Kadın kanserleri şu organlardan kaynaklanabilir. Dış genital organ (vulva-vajina) kanserleri genellikle ileri yaş grubundaki kadınlarda görülmesine rağmen bazen daha erken yaşlarda da görülür. HPV gibi bazı virus hastalıkları veya kronik kaşıntı ile giden hastalıkların zemininde kanser gelişebilir. Rahim ağzı (serviks) kanserleri en sık görülen kadın genital kanser türü olmakla beraber özellikle smir testleri sayesinde öncü lezyonların tanınması ve tedavisi mümkün olmaktadır. HPV enfeksiyonu ile direk ilişkili bir kanserdir o yüzden HPV aşısı ile önlenmeye çalışılmaktadır. Erken evlilik, çok eşlilik, kötü hijyen gibi nedenler riski arttırır. Yumurtalık (over) kanseri erken belirti vermeyebilir. Çok doğum yapmış olan, ilk bebeğini erken yaşta doğurmuş olan, doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda daha az görülür. Risk grubunu belirlemek zordur. Ailede over kanseri olan kadınlarda risk artar. Rahim (endometrium) kanseri doğum yapmamış olan, adet düzensizliği (polikistik over), şişman, diabetik, yüksek tansiyonu olanlarda, menopoza geç giren kadınlarda daha sık görülür. Menapoz sonrası kanamalar kanser ihtimali taşıması açısından dikkate alınmalıdır. Düzenli jinekolojik muayene korunma ve erken tanıda önemlidir. Yılda bir kez smir testi ve yılda iki kez altı ay ara ile jinekolojik muayene kadınları jinekolojik kanserlerden koruyacak veya erken tanı sağlayacaktır.

  • Hamilelik İçin En Uygun Zaman- Yumurtlama Dönemi

    Hamilelik için en uygun zamanın hesaplanması için yumurtlama (ovulasyon) döneminin belirlenmesi çok önemlidir. Bu tarihlere yakın günlerde bulunulan cinsel ilişkiler sonucunda gebelik elde edilme ihtimali daha yüksektir. Adetleri düzenli olan bayanlarda yumurtlama adet kanaması başlamadan yaklaşık 14 gün önce gerçekleşir, yumurtlama gününü tespit etmenin en pratik yolu budur. Bu hesapla adet dönemi 28 gün süren bir kadında yumurtlama adetin 14. günü olur, adet kanamasının başladığı ilk günden sayarak 14. güne denk gelir yaklaşık.Bu günden 2-3 gün önce başlayarak 1 hafta boyunda 2-3 günde bir cinsel ilişkide bulunmak hamile kalma şansını arttıracaktır. (Yani adet başlamadan 17-18 gün önce başlayarak 1 hafta boyunca 2-3 günde bir ilişkiye girmek gerekir) (Not: Her gün ilişkiye girmek sperm sayısını çok azaltacağı için önerilmez, bu nedenle iki günde bir ilişki önerilir.) Diğer örnekler: Adetleri düzenli 30 gün süren bir bayan adet kanamasının başladığı ilk günden başlayarak 16. gün yumurtlama olacağını hesaplamalıdır. Adet kanamaları düzenli 35 günde bir olan kadınlarda yumurtlama günü 21. güne denk gelir yaklaşık olarak. Adetleri düzensiz olanlarda yumurtlama gününü tahmin etmek daha zordur. Ama her zaman adet kanaması başlamadan ortalama 14 gün önce yumurtlama meydana gelir. Üstteki tarifler hep sonraki adetten geriye doğru sayılacak şekilde verilmiştir (adet başlamadan 17-18 gün önce ilişkiye başlayın gibi). Çünkü yumurtlama gününün gelecek adete göre hesaplanması daha güvenilirdir. (Adetin ikinci dönemi yani yumurtlama-adet arasındaki luteal faz süresi 14 gün sabittir.)

  • Nasıl Kolay Hamile Kalırım?

    Hamile kalmayı kolaylaştırmak için nelere dikkat edilmesi gerekir? Gebe kalmayı hızlandırmak için uygulanabilecek yöntemler nelerdir? Gebe kalabilmek için neler yapılmalı? Hamile kalabilmek için uygun pozisyonlar nedir? gibi sorular özellikle bir an önce gebe kalmayı isteyen veya bir süre denemelerine rağmen gebelik elde edemeyen çiftlerin merak ettikleri sorulardır. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki 12 ay düzenli ilişkiye rağmen hamilelik oluşmaması (35 yaş üzerinde 6 ayda hamilelik oluşmaması) durumunda kısırlık yani infertilite durumundan söz edilir ve bu durumlarda sadece burada bahsedilen önerileri uygulamak vakit kaybına, bunun sonucu olarak da gerekli tedavilerin zorlaşmasına neden olabilir. Bu nedenle kısırlık (infertilite) durumu olan hastalar bunun sebebinin araştırılması ve tedavisi için doktora başvurmalılar, burada anlatılan ve doktorlarının önerdiği kolaylaştırıcı faktörlere de dikkat etmeliler. Kısırlık durumu söz konusu olmayan, korunmasız ilişki süresi 1 yıldan kısa olan çiftler sadece gebeliği kolaylaştıran önerilerle kendi kendilerine hamile kalmayı deneyebilirler ve 1 yıl sonunda hamilelik oluşmazsa doktorlarına başvurabilirler. 35 yaş üzerinde bu süre 6 aydır çünkü bu yaşlarda geçen her 6 ay bile over rezervi ve hormonal durum açısından önemlidir, vakit geçirmeden hamilelik tedavisi için doktora başvurmak gerekir. Hamile kalmak için dikkat edilmesi gereken öneriler: - Öncelikle yumurtlama dönemine yakın zamanlarda ilişkiye girmeye özen göstermek gereklidir. - Haftada 2 veya 3 kere düzenli cinsel ilişki hamilelik şansını arttırmak için yeterlidir. Her gün ilişki olması şansı daha fazla arttırmaz çünkü sperm 3 gün yaşayabilmektedir. Hatta her gün ilişki olması özellikle sperm sayısı az olan erkeklerde spermlerin yeterince birikmeden erkeğin boşalmasını sağlar, bunun yerine 2-3 gün spermlerin birikerek çok sayıda ve hareketli spermlerle ilişkiye girilmesi daha faydalıdır. - İlişkide erkeğin hemen dışarı çıkmadan tamamen vajinanın içerisine boşalması gerekir. Kadının da ilişki sonrasında hiç ayağa kalkmadan sırt üstü 15 dakika yatması gerekir. Hemen ayağa kalkmak veya tuvalete gitmek spermlerin dışarı akmasına neden olabilir, bu da gebelik şansını azaltır. Kadın sırt üstü yatarken de dışarıya bir miktar sperm akabilir, bu normaldir ve hiçbir önemi yoktur, bu sırada içeride kalan spermler gebelik için fazlasıyla yeterlidir. - İlşkiye girilen pozisyon önemli değildir, önemli olan erkeğin içeriye boşalması ve kadının ilişki sonrası 15 dakika sırt üstü yatmasıdır. Gebelik şansını arttıran seks pozisyonları yoktur. - Vajinanın içerisinin hiçbir zaman yıkanmaması gerekir. - İlişkide kayganlaştırıcı mümkünse kullanılmamalıdır, kullanılacaksa da özellikle bu amaçla üretilmiş olan su bazlı kayganlaştırıcıları kullanmak gerekir. Bu amaç için üretilmemiş krem, yağ v.b kullanılmamalıdır. -Sigara ve alkol, uyuşturucu gibi maddelerden uzak durmalısınız. Bunlar hamile kalma potansiyelini kötü etkileyen faktörlerdir. - Aşırı kilonuz varsa bunları vermek, diet ve egzersiz yapmak faydalı olacaktır. - Hamile kalmayı kolaylaştıran herhangi bir yiyecek veya içecek, bitkisel çay v.b yoktur. Bu tür bitkisel suların, (soğan suyu, soğan kürü) hamilelik açısından bir faydası yoktur. - Stresten uzak durmalısınız. -Hamile kalmayı kolaylaştırmak için çiftlerin evde kendi kendilerine kullanabilecekleri ilaçlar yoktur.Hamile kalmayı kolaylaştıran ilaçlar ancak kısırlık teşhisi konulan hastalarda doktor gözetiminde kullanılırlar, doktor denetimi dışında kullanmaları çok sakıncalıdır. - Gebelik için kullanılan vitaminler (folik asit ve multivitaminler) veya demir (kan) hapları hamile kalmayı kolaylaştırmaz. Hamile kalmayı planlayan her kadının folik asit kullanmaya başlaması gerekir ancak bu hamileliği kolaylaştırmak için değil bebekte bazı özürleri önlemek içindir. - Başka hastalıkları için kullandığınız bazı ilaçlar da gebe kalmayı zorlaşırıcı etkiler yapabilir, bu tür ilaçlar kullanıyorsanız kendi kendinize kesmeden önce bu tür bir etkisi var mı diye mutlaka doktorunuza danışmalısınız. - Kadının hamile kalma şansının en yüksek olduğu yaşlar 20-30 yaş arasıdır. Erkekte yaş kadın kadar önemli değildir. Kadında özellikle 35 yaşından sonra hamile kalma şansı (over rezervi) azalmaya başlar.

  • 1,5 Kilo Ur Doğurdu!

    ANTALYA'da karın ağrısı ve sertlik şikayetiyle özel hastaneye başvuran 2 çocuk annesi 44 yaşındaki Fatma Yıldırım'ın rahminde 1,5 kilogram ağırlığında ur olduğu tespit edildi. Prof. Dr. Seyide Soysal, uru karından kesi yöntemi ile değil hiç kesiksiz rahimden doğum gibi çıkardı. Kumluca İlçesi'nde oturan Fatma Yıldırım, geçen Cuma günü karın ağrısı ve sertlik şik^ayetleri ile Antalya'daki Özel Medusa Hastanesi'ne başvurdu. Yıldırım'ın yapılan testlerinde rahim bölgesinde aşırı büyüklükte bir ur olduğu tespit edilerek bir an önce operasyon yapılmasına karar verildi. Prof. Dr. Seyide Soysal, karın bölgesinin kesi yolu ile açılarak alınması yönteminin iyileşme sürecini uzatacağı için rahimden alma yöntemini uygulamaya karar verdi. Dün gerçekleşen ve başarılı geçen operasyon sonucunda Fatma Yıldırım'ın rahminden hiç kesi olmadan yaklaşık 1,5 kilogram ağırlığında ur vajina yoluyla çıkarıldı. Operasyonun doğuma benzediğini söyleyen Prof. Dr. Seyide Soysal, ''Hastada hiç kesi olmadığı için iki gün içinde taburcu edeceğiz" dedi. Fatma Yıldırım ise, karın ağrısı şik^ayeti ile geldiği hastanede, karnında büyük bir olduğunu öğrenince korktuğunu, kesi yapılmadan alındığı için mutlu olduğunu söyledi.

  • Hamilelik Belirtileri İlk Hafta ✔ ?

    HAMİLELİK BELİRTİLERİ : Birincisi adet gecikmesi , düzenli adet gören evli bayanlarda eğer adet gecikmesi varsa mutlaka gebelik akla gelmelidir düzensiz adet görenlerde yani 2-3 ayda bir adet gören bayanlarda ise adet gecikmesi olmayacağı için gebeliğin diğer belirtileri olduğunda mutlaka gebelik testi yaptırılarak gebeliği netleştirmelidirler. Hamileliğin ikinci önemli belirtisi karın ve kasık ağrısıdır. Erken dönemlerinde karın alt bölgede sanki adet görecekmiş gibi ağrılar olup fakat bir şekilde adet görememe şeklinde tarif ederler fakat daha sonraki dönemlerde ise karın alt bölgesinde künt bir şekilde ağrı devam eder. Hamileliğin 3. önemli belirtisi bulantı ve kusmadır. Özellikle sabahları oluşan bulantı ev kusmalar hamileliğin önemli belirtilerinden bir tanesidir yemek kokularına karşı da hassasiyet oluşur kil, kül veya kirece karşı da iştah artışı görülebilir. Hamileliğin 4. önemli belirtisi yapışma kanamasıdır Döllenme olduktan sonra gebelik ürününün rahim duvarına yapışması esnasında lekelenme tarzı kanama meydana gelmektedir üstüne adet görme olarak tarif edilir ve hamileliğin önemli belirtilerinden bir tanesidir. Hamileliğin 5. önemli belirtisi halsizlik ve yorgunluktur, artan hormonların etkisi ile özellikle progesteron hormonu etkisi ile ve tansiyonunda düşmesi ile beraber aşırı derecede yorgunluk ve halsizlik olabilir hastalarımız bunu genelde şu şekilde tarif ederler gün boyu başımı yastıktan kaldıramıyorum şeklinde tarif ederler. Hamilelik sadece mutluluk ve sevinç ifade etmeyebilir hamilelikle beraber doğum sürecini düşünmek doğumun ne zaman olacağı ? ne kadar kilo alacağım ? sosyal çevrem değişecek mi ? gibi konular stres kaynağı oluşturabilir ve bu durumda duygusal iniş çıkışlar yapabilir. Hamileliğin bir diğeri belirtisi vajinal akıntı. Hamilelikle beraber vajinal akıntı artabilir kötü kokulu akıntı olmadığı sürece vajinal akıntıya herhangi bir tedavi yapılmamaktadır. Hamileliğin 8. belirtisi idrar miktarında artma. İleriki haftalarda rahmin mesaneye yaptığı baskıdan dolayı sık sık idrara gitme varken hamileliğin erken dönemlerinde artan metabolizma ile beraber sık sık idrara gitme görülebilir. Hamileliğin bir diğer belirtisi vücudun çeşitli yerlerinde meydana gelen renk değişiklikleri Bunlar karın çevresinde koltuk altında yüzde ve memede koyu renkli renk değişiklikleri meydana gelebilir özellikle memelerde dolgunluk ve hassasiyette buna eşlik edebilir. Bebek hareketlerinin hissedilmesi. Tabii ki hamileliğin erken dönemlerinde bebek hareketlerinin hissedilmesi gibi bir durum söz konusu değildir anne adayları oluşan bağırsak hareketlerini bebek hareketleri ile karşılaşabilirler. Tüm bu saydıklarımız hamileliğin yüksek olasılıkla belirtileridir ama %100 belirtisi değildir hamileliğin kesin tanısını koymak için mutlaka gebelik testi yapıp pozitif çıktıktan sonra da mutlaka ultrasonla görmek gerekir.

  • Doğum Çatlakları Tedavisi

    Gebelikte görülen en sık deri değişiklikleri doğum çatlakları adı verilen stria gravidarumdur. Hamilelikte çatlaklar ne zaman başlar ? Genelikle gebeliğin 6-7. Aylarında karında, kalçada, meme, bacaklar, ve koltuk altında ortaya çıkabilir. Doğum çatlakları başlangıçta parlak kırmızı veya mor şeritler olarak başlar zamanla rengini kaybedip soluk düzgün olmayan çizgiler haline gelir. Gebelikte çatlak, kaşıntı karın cildi yapısında bozulma ve estetik açıdan sorunlar oluşturup benlik saygısında azalmaya yol açabilir. Hamilelikte çatlak neden olur ? Sebebi tam olarak bilinmemekle beraber gebelikte salgılanan çeşitli hormonların ciltteki kollajen üzerine gevşetici etkisi olması ve karın duvarında gebeliğe bağlı gerginli doğum çatlakları sebebi olarak düşünülmektedir. Doğum sonrası çatlaklar nasıl geçer ? Cilt çatlaklarının kendi kendine geçmesi mümkün değildir fakat bazı durumlarda çatlağın oluşum şekli göz önüne alınarak değerlendirildiğinde etkisinin azaldığını gördüğümüz durumlar mevcuttur. Örneğin ergenlik veya gebelik döneminde oluşan çatlakların etkisinin azalması pek görülen bir durum değilken; çeşitli ilaçların kullanımıyla meydana gelen deri çatlaklarının etkisinin azaldığı, izlerin düzelme eğilimine girdiği görülebilmektedir Doğum sonrası çatlak kremi veya yağı kullanımı etkili mi ? Doğum çatlakları oluşmasını önlemek için kullanılan birçok aromaterapik, esansiyel ya da ticari kremler ile masaj uyguladıkları bilinmektedir ancak bu yöntemler ve yöntemlerin etkinliği konusunda çelişkili sonuçlar mevcuttur. Yapılan bazı çalışmalarda vazelin, kakao yağı, badem yağı gibi topikal nemlendirici ve yumuşatıcıları kullananan kadınlarda da doğum sonrası çatlaklar oluşmuştur. Doğum çatlak kremi veya yağı doğum sonrasından ziyade gebelik esnasında erken başlanırsa kısmen etkili olabilir, ama bu durum genetik sebeplerden dolayı herkeste aynı etkiyi yapmayabilir. Lazerle çatlak tedavisi avantajları var mı ? Çatlak tedavileri için kullanılan lazer sistemi fraksiyonel lazer sistemidir. Fraksiyonel lazer sisteminin avantajı hem çatlakları tedavi etmekte hemde deriyi sıkılaştırma özelliği mevcuttur. Bununla birlikte deriyi yenileme özelliği ve yeni kollajen üretimini uyardığı için cilt sağlığını olumlu yönde etkilemektedir. Doğum çatlakları tedavsinde lazer teknolojisi etkili şekilde kullanılmaktadır. Doğum çatlakları büyüklüğüne ve yaygınlığına göre lazerle çatlak tedavisi en az 2 seans olarak öngörülmektedir. Lazerle çatlak tedavisi yaptıranlar, çatlak kremi veya çatlak yağı kullananlara göre daha etkili ve kesin sonuç elde etmektedirler. Lazerle çatlak tedavisi fiyat , doğum çatlakları yaygınlığı ve şiddetine göre değişmektedir ve muayene sonrası değerlendirilip karar verilecek bir durumdur.

  • Kimyasal Gebelik Nedir?

    Sperm ve yumurta ile sorunsuz bir şekilde döllenmenin olması fakat döllenmiş yumurta sağlıklı embriyoya dönüşemeden, rahim duvarına yerleşemeden atılması durumudur. Kimyasal gebelik belirtileri nedir ? Düzenli adet göen bayanlarda adet kanamasının bir kaç gün gecikmesi sonrası yapılan testle gebelik testinin pozitif çıkması fakat ultrasonla görülmemesinden sonra başlayan normalden biraz fazla adet kanaması ve kasık ağrısı ile kendini gösteren durumdur. Kimyasal gebelikte parça düşmez çünkü parça düşecek kadar gebelik ürünü büyümemiştir. Kimyasal gebelik neden olur ? Çok büyük bir kısmını anne ve babadan gelen kromozomların bebekte kusurlu bir şekilde yerleşmesi sonucunda oluşan bebekteki genetik (kromozomal) bozukluklardır. Sonuç olarak genetik olarak kusurlu oluşan döllenmiş yumurta anne rahmine tutunamadan rahim dışına atılmaktadır. Daha az görülen sebepler ise rahim duvarındaki bozukluklar, annenin hormonal bozukluklarıda sayılabilir. Kimyasal gebelik yaşayanlar: Kimyasal gebelik psikolojik olarak önce mutluluğu sonra hüznü yaşadıklarında bir sonraki gebeliklerinde de aynı durumu yaşanabileceği kaygısını getirir. Çünkü bayanlar daha çok bu durumu normal bir düşük olarak veya bebek kaybı olarak değerlendiriler. Bu yaşanılan durumu aileye iyi anlatılması gerekir. Kimyasal gebelik sonrası hamilelik tekrar olabilir ,bu durum bir kısırlık sebebi değildir. Kimyasal gebelikten sonra adet ne zaman görülür ? Bir ay veya iki ay adet düzensizliği olabilir fakat sonrasında hastalar tekrar düzenli adet görmeye başlar. Kimyasal gebelikte kürtaja gerek var mı ? Rahim duvarına yapışma olayı gerçekleşmediğinden kürtaja veya rahim içinin temizlenmesine gerek yoktur.

  • Bikini bölgesi beyazlatma

    Dış genital alana ( bikini bölgesi ) vulva denir. Östrojen ve güneş ışığının etkisiyle bikini bölgesi kararması, esmerleşmesi ve koyulaşması olabilir. Östrojen hormonu dış genital bölge üzerinde renk pigmentleri salgılayan hücreleri güneş ışığının etkisiyle harekete geçirir ve bikini bölgesi kararması ( özel bölge kararması ) oluşturabilir. Bunun haricinde; -Gebelik -Doğum kontrol hapları -Polikistik over sendromu -Genital bölgeye uygulanan lazer epilasyon -Hormonal bozukluklar ve cilt hastalıkları Genital bölgedeki deride koyulaşmaya sebep olabilir ( bikini bölge kararması ). lazerle bikini bölgesi kararması tedavisi Günümüzde lazer ile renk açıcı tedaviler; ‘özel bölge beyazlatma’, ‘renk ağartma’, ‘genital alan renk açma’ tedavileri uygulanabilmektedir. Lazerle genital alan renk açma ‘labial whitening’ veya ‘vulvar whitening’ olarak da bilinmektedir. Özel bölge kararması olan bayanlarda tedavi yöntemleri arasında özel bölge beyazlatıcı krem kullanımı tek başına çare olmayabilir. Teknolojinin hız kesmeden ilerlemesi, genital bölge renk açma içinde yeni tedavi metodları gelişmesine sebep olmuştur. Bunların başında da cilt beyazlatma için uygulanan lazer tedavisi gelmektedir. Bikini bölgesi beyazlatma lazer ile yapılırsa tedavisi daha etkin ve daha kalıcı olmaktadır. Lazer ile yapılan cilt beyazlatma tedavisi cildin beyazlaşmasını sağladığı gibi ciltteki istenmeyen lekeleride tedavi eder. Sonuç olarak bikini bölgesi yapıların daha doğal bir görünüme kavuşturur. Bikini bölgesi kararması tedavisinde lazerle renk açma işlemi için genelde tek seans yeterli olur ama bazı durumlarda birden çok uygulama gerekli olabilir. lazerle renk açma fiyat bilgisi hastalığın derecesine göre değiştiği için muayene sonrası netlik kazanır.

  • Polikistik Over Sendromu

    Üreme çağındaki kadınlarda en sık görülen hastalıklarda birisidir.Kadınlarda adet düzensizliği,tüylenme,kilo alma ve gebe kalamama ile kendini gösterir.Tüp Bebek Merkezlerine başvurulardan kadın infertil faktorlerinin en sık sebebidir.İnsülin direncide pco sendromuna eşlik eder. Beyinde hipofiz bezinden salgılanan LH ve FSH hormonlarının anormal şekilde üretilmesinden kaynaklanan Polikistik Over Sendromu (PKOS) sonucunda yumurtalalıklarda her ay düzenli olarak yumurtlama (ovülasyon) olmaz.Aynı zamanda yumurtalıklardan erkeklik hormonunun salgılanmasına da sebeb olur ve sonuçta ortamda hormon dengesizliği olur .PKOS nedeni tam olarak bilinmiyor.Ama genetik olabileceği konusunda bulgular var.Aynı ailede (anne ,kız kardeş v.s ) daha fazla görülüyor.Yumurtalıklardan fazla miktarda salgılanan androjenler (erkeklik hormonu) sağlıklı yumurta gelişimini ve ovülasyonu bozuyor.PCO hastaları kanında normalden fazla insülin bulunuyor. Ve vücut fazla olan bu insüline yanıt vermiyor.Artmış insülin düzeyleri sex hormonu bağlayan globulini (SHBG) düşürüyor.Buda SHBG düzeylerine en hassas hormon olan testesteronu serbestleştirir.verdiğimiz anti androjen hapla reseptör bloke edilir ama genelde fazla kilolu olan bu kadınların vücudundaki bu testeron aramotize oluyor.Bu da bu hastalarda anovülasyon ortamında estrojen baskınlığını arttırıyor.Fazla androjen akne,tüylenme,kilo artışı ve yumurtlama problemlerine yol açıyor. Bu hastalığın başlangıcı genelde ergenlik çağında oluyor.Çünkü hormonal aktivite bu çağda başlıyor,hatalı çalışması ile de PCO sendromu ortaya çıkıyor.Giderek artan aşırı kilolu ,hareketsiz ,fast food alışkanlıkları nedeniyle de PCO %10 dan %25'lere çıkıyor.Çünkü kilo hücrelerde insülin direncini başlatıyor.Ergenlik döneminde yeterli fiziksel aktivite spor,beslenme alışkanlıkları düzene sokulması gerekmektedir.Bunlarda düzelme olmazsa oral antidiabetk (metformin) başlanmalıdır. PCO de usg bulgusu inci kolye gibi dizilmiş içerisinde bir çok gelişmemiş kist bulunan yumurtalık şeklinde görülür.Normalde bir adet döneminde döllenmeye uygun bir olgun yumurta gelişir.Bu yumurta yani folikül olgunlaşır ve zamanı gelince çatlar.Yani yumurtlama (ovülasyon) olur.Fakat PCO de bu ovülasyon gerçekleşmez.Yumurtalıklar normalden iri ,çapı 3-6 mm geçmeyen kistlerler karakterize bir görünüm alır. PCO Sendromu Belirtileri 1- Anovülasyon (yumurtlamama) ve infertilite 2-Seyrek düzensiz adet kanamaları 3-Hirşutizm ( yüz,göğüs,karın,sırtta tüylenme) 4-Yumurtalıkta kist (küçük ve çok sayıda) 5-Akne ,yağlı cilt ,saçta kepeklenme 6-Karın bölgesinde yağlanma,obezite 7-Saçlarda incelme,dökülme 8-Boyun,kol,göğüs bölgesi,uylukta koyu renkli kalınlaşmış deri bölgesi 9-Pelvik ağrı 10-Anksiyete ,depresyon 11-Uyku apnesi Ayrıca PCO kadınlarda ileri yaşlarda Tip 2 Diabet ,Kalp krizi riski ,hipertansiyon,Yüksek Kolestrol düzeyleri görülüyor.Fazla ve daha sık östrojen ve yeterince progesteronla karşılanmadığında Rahim duvarı kalınlaşması (Endometrial Hiperplazi ) ve memede fibrokistik hastalıklarda daha fazla görülmektedir. Polikistik Over Sendromu Tedavisi Tedavinin amacı yaşa,ihtiyaca,gebelik isteğine bağlı değişir.Tedavi ihtiyaca yönelik planlanmalıdır.Tamamen iyileşme zor olsada etkisi azaltılıp korunma gerçekleşebilir.Birden fazla yöntem kullanılarak şeker ve kalp hastalıklarının oluşumunu engellemek mümkün olabilir. 1-Yaşam şeklinin değiştirlip diyet ve egzersiz ile kilo kontrolü 2-Doğum kontrol hapları gebelik istemeyen kadınlarda adet düzenleyici erkeklik hormonunu azaltıcı ,akne giderici etkileri ile faydalı olabilmektedir ve rahim kanseri olasılığını da azaltmaktadır. 3-Diyabet ilaçları kan şekerini düzenleyip erkeklik hormonunu azaltıp tüylenmeyi önlüyor(metformin) 4-Yumurtlamayı arttırıcı ilaçlar gebelik isteyenler için tercih edilir başarılı olunmazsa IVF (tüp bebek) tedavisi denenmektedir. 5-Cerrahi tedavi ovarian drilling laparoskopi ile yumurtalık yüzeylerinde delikler açma işlemi yada obezite cerrahisi 6-Tüylenme tedavisine destek lazer epilasyon

  • GENİTAL SİĞİLLER VE HPV ENFEKSİYONU

    Genital siğiller HPV virüsü tarafından enfekte kişilerde ortaya çıkar.HPV (HUMAN PAPİLLOMA VİRÜS) genellikle cinsel yolla bulaşan , genital bölgede siğil tıbbı adıyla kondilom olarak bilinen lezyonları ve rahim ağzı (servix) kanserlere sebep olan virüslerdir. HPV genital bölge dışında ellerde , ayaklarda ve tabanlarındada siğillere neden olabilirler.Bunlar dermotropik (cilde yerleşen) HPV tipleridir. HPV enfeksiyonu ile ortaya çıkan siğiller karnıbaharımsı şekilde olur ve buna Condyloma Accuminata denir.Ve lokalizasyonlarından ötürü anogenital siğiller de denir.Kadınlarda sıklıkla vulva (dış genital) , klitoral bölge, anüs(makat çevresi) vagen ve serviks (rahim ağzı) bölgelerinde görülür.Erkeklerde ise penis , anüs, kasık bölgelerinde olur. *HPV TİPLERİ : 120 den fazla HPV tipleri tanımlanmıştır.40'dan fazlası cinsel yolla bulaşır.Genital lezyonlarda en sık 6 ,11,16,18 başta olmak üzere 15 kadar tip belirlenmiştir.Rahim ağzı kanser ve kanser öncüsü durumların %70 den HPV Tip 16 ve 18 sorumludur.Tip 31,33,35,39,42,45,51,56,58,59,66,68 lerde ağır servikal CIN (Kanser öncüsü lezyonlar) ve servikal invaziv kanserlerde görülür. *BULAŞMA ŞEKİLLERİ: HPV enfeksiyonun vücuda girişi sürtünmeye bağlı travmatize olmuş deri veya mukoza aracılığıyla gerçekleşir.Prezervatif geçişi bir miktar azaltsada tamamen önleyemez.Cinsel ilişiki ile karşı tarafa geçen HPV belli bir süre gizli enfeksiyon olarak kalır.Bu süre bir kaç hafta ile yıllar arasında değişebilir.Diğer bir olasılıkla da HPV bulaştıktan sonra hiçbir belirti çıkmamasıdır.Vücudun bağışıklık sistemi enfeksiyonu baskılayabileceği gibi direnç düştüğü anda da ortaya çıkabilir. Bakirelerde de siğiller görülebilir.Ano genital siğiller en sık cinsel ilişki ile bulaşsada tam bir cinsel birleşme olmadan cildin cilde teması veya sürtünme yoluyla da bulaşabilir.Daha önceden HPV virüsü taşıyan kişilerin iç çamaşırları ,mayo ve havluluarının kullanılması ile de bulaşabilir.Özellikle hijyene uyulmayan genital bölgeye uygulanan ve ağda ve jiletlerlede bulaşabilir.Hamam ve sauna gibi sıcak ve nemli ortamlarda bulaşma daha fazla olmaktadır.HPV virüsleri diğer virüslerin aksine dış ortamlara daha dayanıklıdır. Genital siğil HPV enfeksiyonun alınmasından 1-8 ay sonra ortaya çıkar.Deride kalınlaşma ile başlayıp deriden kabarık deri renginde veya kahverengi pürtüklü düzensiz karnıbahar görünümünde (papillamatöz) lezyonlar olara görülür.Yüzeyel yayılımla hızla büyür ve yayılırlar.Böylece Kondilom adı verilen lezyonlar oluşmaktadır. *GENİTAL SİĞİLLERDE ŞİKAYETLER: Kozmetik sorunlar dışında ağrı,kaşıntı kanamalar olabilir. Anogenital siğillerin sıklıkla sebebi HPV Tip 6-11 olduğunda onkojenik (kanser yapıcı) etkisi düşüktür.Yinede kanser riskine karşı yıllık smear testleri yapılmalıdır. Kozmetik olarak kötü görünür.Cinsel isteksizlik , korku, endişe durumları yaratabilir.Depresyona bile yol açabilir. TEDAVİ Virüsler vücuda alındıktan sonra malesef kesin olarak eradikasyonu mümkün değildir.Anti viral hap ve kremler ile bağışıklık sisteminin çalışmasını güçlendirici ilaç tedavileri uygulanabilir.Amaç vücuda bulaşmış olan virüsü baskılamak ve çoğalmasını engellemektir.Tedavi seçenekleri 1-Anti viral kremler ve ilaç tedavileri;interferon topikal, sistemik veya intralezyonel kullanılabilen anti viral ilaçlardır.imikimode yani aldara %5 krem ise 2003 yılından beri ülkemizde kullanılan saşe kremlerdir.Yalnızca lezyona sürülerek hücresel tip bağışıklığı artırır.Aldara kategori B olduğu için gebelikte de kullanılabilir.Tedavi süresi yakma ve dondurma işlemine göre daha uzundur.Haftada 3 kez uygulamayla 16 hafta sürebilir. 2-Cerrahi Tedavi;Büyük anogenital kondilomların geniş eksizyonla alınması gerekebilir. 3-Crio Terapi;Ağrısız bir işlemdir.Anestezi gerektirmez.Ve gebelikte de uygulanabilir. 4-Elektrokoterizasyon;Bipolar koter ile HPV odaklarının lokal anestezi veya sedasyon altında yakılması işlemi olup en geçerli tedavi yöntemlerinden birisidir. 5-CO2 Lazer Ablasyonu;İz kalma şansı az olup diğer tedavilere göre daha pahalıdır.Etkinliği yüksektir.Lokal anestezi ile yapılır.CO2 buharında HPV bulunabildiğinden solunum sistemiyle yayılır,önlem alınmalıdır. 6-Kimyasal Destrüksiyon Tedavileri;Biklor asetik asit ,Triklor asetik asit, Podofilin ve Podofilotoksin gibi asitler kullanılmaktadır.Ancak sağlıklı ciltde de tahrişe neden olabilir.Ayrıca tekrar tekrar uygulama gerektirir.Uzun sürer. GEBELİKTE HPV Gebelikte ortaya çıkan kondilomlar dirençli olabilir.Ve ard arda tedavi gerektirir.Tedavi yapılmazsa hızla çoğalırlar.Hatta bu gebeler normal doğum yerine sezeryan tercih edilir.Sebebi vagen içinde kondilomların olabileceği gibi bebeğede HPV bulaştırma riskidir.Daha önceede bahsedildiği gibi gebelikte en uygun tedavi aldara krem ve crio terapidir. KORUNMA Genital siğiller tedavi edilsede cinsel partnere bulaşabilir.Çünkü siğil geçse bile cilt altına girmiş HPV ile bulaştırma riski devam eder.Korunma aşı ile olur.Günümüzde 2 çeşit aşı vardır.(GARDASİL ve CERVARİX) Genital sğil tedavis görmüş kişilerede HPV aşısı uygulanabilir.Çünkü diğer HPV tiplerine karşı çapraz reaksiyon ile korunma sağlanır.Aşının ilk uygulama yaşı 9'dur.Fakat ülkemizde genellikle ergenlik sonrası 15-18 yaşlararası genç kızlar ve erkeklere uygulama yapılmaktadır.

  • AKUT VAJİNİTLER

    Akut vajinit:enfeksiyonlara bağlı olarak vajinada meydana gelen iltihaplanmalara verilen isimdir.Bu hastalıklar kadın hastalığı olsada genellikle eş tedaviside gereklidir.Çünkü tekrarlama olasılıkları fazladır.Dünya Sağlık Örgütü'nün bildirdiğine göre, vajinitler en sık karşılaşılan enfeksiyonlardır ve hastaneye başvurunun en yaygın enfeksiyöz nedenlerinden biridir. Vajen normal PH 3.8-4.2 civarında asidiktir.Vajina içindeki asidik ortamın azalması ve mikroorganizmalar arasındaki dengenin bozulması kısaca vajendeki koruyucu bakteri ve basillerin azalmasından dolayı vajende enfeksiyonlar görülür.Kullanılan doğum kontrol hapları ,antibiyotikler ,vajinal ilaçlar ,duşlar , gebelik ve doğum gibi birçok nedenler vajende enfeksiyon yapar.Akut vajinitte en büyük belirti vajende meydana gelen kızarıklık,kaşıntı,akıntı ve şişliklerdir.Mneapozda ve gebelikte ,doğum sonrasında gelişen Hormonal Vajinitler östrojen eksikliği buna bağlı vajen duvarında incelme ve vajen kuruluğu sonucu ortaya çıkar.İrritan Vajinitler. Ped,prezervatif,sabun ,şampuan,sürtünen kıyafetler,parfümler sonucu oluşur.tedavisi ise iritasyonun nedenini bulup ondan korunmaktır.Üreme yaşındaki kadınlarda meydana gelen vajinitlerin %90 'ını Bakteriyel enfeksiyonlar , mantarlar ve virüslerin yaptığı Enfeksiyöz Vajinitler oluşturur. Mantar enfeksiyonlarının (fungal) %90 'ınını Candida albicans denilen mantar türü sebep olur.%10 'ununu ise C.glabrata ve C.tropicais adlı tedaviye dirençli türler oluşturur.Kaşıntı,lor peyniri kıvamında beyaz yada yeşilimsi akıntı meydana gelir.Genelde idrar yaptıktan sonra yanma olur.Tedavide eş tedavisi önemlidir.Genel olarak kandida ve türlerinin üreme çağındakiler ağırlıklı olmak üzere , tüm kadınların %75'inde hayatlarında bir defa vajinal enfeksiyona yol açtığı bildirilmektedir.Olguların %40-50 'sinde birden fazla vajinit atağı %5-8'inde ise tekrarlayan vulva vajinal kandidiyazis denilen ve senede 4 ve üzeri atakla karakterize tablo izlenmektedir.Özellikle gebelikte genital bölgenin uzun süre ıslak bırakılması ve antibiyotik kullanımından sonra görülür.Diyabet hastalarında,kortiko steroid kullanımında ve demir eksikliğinde sık görülür.Tedavide oral ,vajinal tabletler ,kremler kullanılır. Trichomonas Vajiniti :Bu enfeksiyona armut şeklinde anaerob bir mikroorganizma olan protozoa sebep olur.Kadında başlıca vajinit ,servisit erkekte ise üretrit sebebidir.Başlıca bulaşma yolu cinsel ilişkidir.Dış ortam koşullarına dayanıklı değildir(maks. dış ortamda 5 saat yaşar).olguların %70 'inde kokulu akıntı ,yanma ,kaşıntı,ağrılı ilişki,idrar yanması ,ilişki sonrası kanama görülür.Muayenede yeşil sarı köpüklü bir akıntı servikse dokunulduğunda kanama görülür.(çilek serviks) Tuvaletten kullanılmış ıslak havlu ve mayolardan nadirende olsa geçiş olabilmektedir.Gebelik döneminde amnion sularının erken gelmesine ve erken doğum tehditine neden olabilir.Tedavide metranidazol,ornidazol,tinidazol,seknidazol kullanılabilir.Mutlaka eş tedavisi yapılmalıdır. Bakteriyel vajinozis:Özgün olmayan vajinitlerdir.Daha çok gardnerella vajinalisin bulunduğu çeşitli mikroorganizmaların sebep olduğu enfeksiyonlardır.Ethiloyolojisinde endojen vajinal lactobasillerin kaybı ve vajinal mukozada polimikrobiyal anaerobik büyüme ile karakterizedir.Üreme çağındaki kadınlarda vajinal akıntının %40-50 'sinden sorumludur.Vajinal PH 'nın 4.7'den düşük tutulması bu enfeksiyonu önlemektedir.G.vajinalisin Ph artışına bağlı olarak epitel hücrelerine yapışması sonucunda tanısal değere sahip clue hücreler görülür.Peptostreptokoklar,Mycoplasma hominis,Üreaplasma ürealyticum,Fusobakterium ,mobilincus vs. Suşları vajinozis tablosuna eşlik etmektedir.Bakteriyel vajinozis varlığında asenden genital enfeksiyon ve buna bağlı endometrit pelvik enflamatuar hastalık,gebelikte düşük ve preterm eylem gibi sorunlarla karşılaşıbilebilir.Azalmış kolonizasyon direnci nedeniyle T.vajinalis ,n.gonorhoeae ,C.trachomatis,HSV-2 ve HIV -1 gibi enfeksiyonlar açısından bakteriyel vajinozis hastalar risk altındadır.Kadınların %50-75'i asemptomatiktir.Bazıları cinsel ilişki sonrası balık kokusuna benzeyen beyaz ince homojen bir akıntıdan yakınırlar.Disüri ve disparoni nadirdir.Risk faktörleri yeni bir cinsel eş ,vajinal duş alışkanlığı ve sigara kullanımıdır.Tedavide fekal kökenli bakterilere karşı bakterisidal etkili ve vajinal florayı mümkün olduğunca bozmayacak bir antibiyotik tercih edilmelidir.kanamisin ve kinolonlar iyi bir tercih olabilir.

  • Hormonlu spiral nedir, ne işe yarar?

    Doğum kontrolünün çok önemli bir hale gelmesi ile birlikte doğum kontrol yöntemlerinde farklı kullanım şekilleri ortaya çıkmıştır. Doğum kontrol yöntemleri ile hamilelik oluşumunu istediğiniz süre boyunca engelleyebilir ya da erteleyebilirsiniz. Bunun için ise kadınların doğru doğum kontrol yöntemini tercih edebilmesi için Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı ile görüşmesi gereklidir. Her kadın için uygun bir doğum kontrol yöntemi seçilmesi oluşabilecek yan etkileri önlemek açısından önemlidir. Hormonlu spiral nedir merak edenler için, T şeklinde,2 ile 3 cm boyutlarında olan ve sperme takılarak hamileliği engelleyen bir araç olduğunu söylemek doğru olacaktır. Spiral kullanımı ile 5 sene boyunca hamilelikten korunmak mümkün olmaktadır. Hormonlu spiral nedir, ne işe yarar hakkında tüm merak ettiklerinize yazımızın devamı ile ulaşabilir, bilgi alabilirsiniz. Hormonlu spiral nedir? Rahim içine yerleştirilerek spermlerin yumurtaya ulaşmasını ve döllenmesine engel olan hormonlu spiral, kadınlar tarafından tercih edilen bir doğum kontrol yöntemidir. Hormonlu spiral ile kadınlar 5 sene boyunca hamileliklerini engelleme ve erteleme şansına sahip olmaktadır. Bu süre içinde doktor ile görüşme yapılacak takılan spiralin çıkarılması da mümkündür. Hormonlu spiral içinde yer alan progesteron hormonu ile rahim içine salınılır. Bu yöntem iğne ve hap biçiminde kullanılan diğer doğum kontrol yöntemlerine göre daha zararsız bir yöntemdir. Hormonlu spiral ne işe yarar, faydaları nelerdir öğrenmek için yazımızın devamına göz atabilirsiniz. Hormonlu spiral'İn faydaları nelerdir? Hormonlu spiral faydalarına baktığımızda diğer doğum kontrol yöntemlerine göre daha uzun koruma ve ek bir işlem gerektirmediği görülmektedir. Hormonlu spiralin belli başı faydaları arasında şunlar yer alır: 1- Adet sancılarını azaltır ve büyük oranda yok eder. 2- Hamilelikten korunma şansı çok daha yüksektir. 3- Adet kanamasının fazla olması nedeniyle demir eksikliği olan kişilerin spiral kullanması ile birlikte adet kanamasına azalma görülür. 4- 5 yıl boyunca hamileliği engeller ve geciktirir. 5- Dış gebeliği engeller. Hangi spiral türü tercih edilmeli? Spiral kullanımında iki farklı tür bulunur: Hormonlu spiral ve normal bakır spiral. Çoğu kişinin merak ettiği konulardan birisi hangi spiral türün tercih edilmesi gerektiğidir. Adet kanamalarını azaltması, ağrıları dindirmesi ve dış gebeliği engellemesi açısından hormonlu spirallerin kullanımı daha çok tavsiye edilir. Hormonlu spiral nasıl takılır? Hormonlu spiral faydalarından yararlanabilmek için doğru bir biçimde takılmasına dikkat edilmelidir. Spiralin yanlış takılması ya da sonrasında kayma olması halinde kişide çeşitli yan etkilere neden olabilmektedir. Hormonlu spiral nasıl takılır öğrenmek isteyenler için gerekli bilgiler şunlar: 1- Hormonlu spiral adetin başlamasından 7 gün sonra, doktor tarafından yapılacak ufak bir müdahale ile takılır. İşlem yalnızca birkaç dakika sürer. 2- Hormonlu spiral takıldıktan sonra 1ile 3 aylık süreç içinde tekrardan kontrol edilmelidir. Bu kontrolden sonra ise yıllık kontrol yeterli olacaktır. Hormonlu spiralin yan etkisi var mı? Hormonlu spiral nedir merak edenlerin bilmesi gereken diğer bir konu ise hormonlu spiralin herhangi bir yan etkisi olup olmadığıdır. Hormonlu spiralin takılması sırasında hafif kanama, baş dönmesi i gibi sağlık sorunları gözlenebilir. Bunun dışında diğer bir yan etkisi de adet kanamasının azalması gösterilebilir. Hormonlu spiral diğer doğum kontrollerine göre oldukça az yan etkiye sahip olduğu için kullanılması tavsiye edilmektedir. Hormonlu spirali kimler kullanmamalı? -Hamile olan kişiler, -Vajinal kanaması olan kişiler, -Rahim ağzı ya da meme kanseri riski olan kişiler, -Pelvik bölgesinde enfeksiyon olan ya da daha önce olmuş kişiler, -Karaciğer hastası olan ya da karaciğer tümör riski olan kişiler, -Hormonlu spiralden yayılan hormona karşı alerjisi olan kişilere hormonlu spiral kullanımı önerilmez.

  • Google Places
  • Instagram
  • Facebook
  • LinkedIn

©2022 DrSistem

bottom of page