Arama Sonuçları
Boş arama ile 1063 sonuç bulundu
- Çocuklarda İnmemiş Testis
İnmemiş testis, basitçe testisin ertorbası içinde olmaması olarak tanımlanır. Cerrahi girişimle kolaylıkla tedavi edilir. İnmemiş testis, basitçe testisin ertorbası içinde olmaması olarak tanımlanır. Cerrahi girişimle kolaylıkla tedavi edilebilir bir hastalık gibi görünse de birtakım karmaşık yönlerinin olduğu ve yıllar sonra ortaya çıkabilecek sorunlara yol açabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Günümüzde cerrahi girişimin zamanlamasına ilişkin genel yaklaşım, olguların yaşamın ilk 6 ayı ile 2 yılı arasında ameliyat edilmeleri yönündedir. İnmemiş testisli olguların cerrahi tedavisinde uygulanan ana yöntem; testisin bulunup ertorbası içerisine yerleştirilmesidir. Bu işlem yapılırken açık cerrahi yöntemler yanı sıra kapalı veya mikrocerrahi içeren yöntemler de kullanılabilmektedir. Bunun dışında, inmemiş testisli olgularda yalnızca testisin varlığının araştırılmasını ya da fonksiyon göremeyecek durumdaki bir testisin çıkartılmasını gerektiren durumlar da söz konusu olabilir. Cerrahi tedavinin başarı oranı oldukça yüksektir. Ancak, ameliyat sonrası erken ya da geç dönmede az sayıda bazı sorunların gelişebileceği de bilinmelidir. Geç dönem izleminde testistin boyutu/pozisyonu, çocuk sahibi olabilme ve kanser gelişimi göz önünde bulundurulmalıdır. Bazı karşıt görüşler olmakla beraber, testisin torbaya zamanında yerleştirilmesinin; kanser, kısırlık ve testisin dönme (burkulma) riskini azalttığı, testisin muayenesini kolaylaştırdığı, hormon fonksiyonunu iyileştirdiği ve estetik açıdan normale yakın görünümlü bir ertorbası oluşturduğu belirtilmektedir.
- Çocuklarda Kasık Fıtığı
Çocuklardaki kasık fıtığı (inguinal herni); başta bağırsaklar olmak üzere karın içi organların kasık kanalı içerisine girip şişliğe sebep olur... Çocuklardaki kasık fıtığı (inguinal herni); başta bağırsaklar olmak üzere karın içi organların kasık kanalı içerisine girip şişlik oluşturmasıyla belirti verir. Kız çocuklarında kasık kanalı (fıtık kesesi) içerisine yumurtalık ve tüp de girebilir. Erkek çocuklarda ise kasık fıtığına bağlı şişlik ertorbasına kadar ulaşabilir. Tedavi edilmeyen kasık fıtıklarının boğulma riski vardır. Acil koşullarda ameliyatı gerektiren bu durum bebeklerde ve küçük çocuklarda daha sık görülür. Bu nedenle, çocuk hangi yaşta olursa olsun kasık fıtığı saptandıktan sonra geciktirilmeden tedavi (ameliyat) edilmelidir. Bir tarafta kasık fıtığı saptanan olgularda, karşı tarafta da fıtık olma olasılığı özellikle küçük çocuklarda normalden daha yüksektir. Bu nedenle aynı anda karşı tarafın da endoskopik olarak değerlendirilmesi ve fıtık bulgusu saptanırsa o tarafın da onarılması yaralı olacaktır. Sünnet hariç tutulacak olursa, kasık fıtığının onarımı ya da ameliyatla tedavisi çocuklarda en sık yapılan cerrahi girişimdir. Genellikle açık ameliyatla yapılmakla birlikte özellikle bazı seçilmiş olgularda kapalı ameliyat ile de tedavisi mümkündür. Her iki durumda da cerrahi tedavinin başarı oranı oldukça yüksektir.
- ÜRİNER SİSTEM TAŞ HASTALIKLARINA DİKKAT
Taş hastalığı tedavi edilebilir bir hastalıktır. Ancak erken tedavi edilmezse sorun olabilir Böbrek taşlarının daha çok genç ve orta yaşlı kişilerde görülmekle birlikte her yaş grubunda gözlemlenebildiğini kaydeden Dr. Güner Kemal Özgür, “Böbrek taşları genellikle; idrarın, idrar yollarına geçmeden önce toplandığı böbreğin orta kısımlarında meydana gelmektedir. Genelde idrardaki kalsiyum ve ürik asit gibi belirli maddelerin kristalleşmesi (KUM) ve bu kristallerin zamanla çökmesi ve kümeleşmesi sonucu taş oluşur. Küçük taşlar herhangi bir soruna neden olmadan vücudu terk edebilirken, büyük taşlar mesaneye doğru ilerler ve idrar yollarında idrar akışını bozacak şekilde tıkanma ve yine idrar yollarında hasara neden olabilir. Böbrek taşları daha çok genç ve orta yaşlı kimselerde görülmekle birlikte çocukluk çağından başlayıp her yaş grubunda gözlenebilmektedir” dedi. Karadeniz Bölgesi'nde bu tür vakaların yoğun şekilde görüldüğüne dikkat çeken Dr. Özgür, “Özellikle Karadeniz Bölgemizde yoğun şekilde görülen böbrek taşlarının (kalsiyum oksalat) çeşitli tedavi seçenekleri vardır. Bunlar arasında ESWL dediğimiz dışarıdan taş kırma yöntemi, rijid ve fleksible URS dediğimiz herhangi bir kesiye ihtiyaç duymadan idrar yollarından girilip taşın kırılıp temizlenmesi (RIRS), mini PNL dediğimiz daha büyük taşlar için sırt bölgesinden yaklaşık 1 santim kesiyle böbreğe girilip taşların temizlenmesi gibi çeşitli tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Taş hastalığı tedavi edilebilir bir hastalıktır. Ancak erken tedavi edilmezse, ihmal edilirse kötü sonuçlar doğurabilir (böbrek yetmezliği gibi). Taş hastalığı tıkanıklık yapmışsa tedavisi acildir. İhmal edilmemesi gerekmektedir. Medikalpark Karadeniz Hastanesi olarak bu tedavi seçeneklerinin tümüne sahip olmakla beraber hastanın taşının tedavisi yeri, büyüklüğü, konumuna göre değişmektedir. En uygun tedaviyi hastalarımıza sunmaktayız” diye konuştu.
- PROSTAT KANSERLERİ HASTALARIN YOLCULUĞU
Prostat kanserli hastalar tarama, teşhis, tedavi ve takip olmak üzere 4 adıma ayrılır... Yapılan bir çalışmada paydaş ziyaretler sonucu Trabzon’da prostat kanserli hastaların yolculuk sürecinin anlaşılması, hasta datalarının ve ulaşılabilecek kaynakların belirlenmesi ve ihtiyaçların belirlenmesi konusu amaçlandığını belirten Özgür, “Prostat kanserli hastalar tarama, teşhis, tedavi ve takip olmak üzere 4 adıma ayrıldığı bu aşamaların tespitinde Trabzon merkezde bulanan toplan 15 hekim ile görüşmeler yapılıyor. Bu hekimlerden 5’inin üroloji öğretim üyesi veya uzmanı, 5’inin medikal onkoloji öğretim üyesi veya uzmanı, 1’inin radyasyon onkolojisi uzmanı ve 4’ünün ise aile hekimi ile görüşülüyor” dedi. Hasta veya hasta yakınlarının önce aile hekimi veya direk üroloji kliniğine müracaat ettiği, patolojik teşhis alındıktan sonra ürologlar tarafından medikal onkoloji veya radyasyon onkolojisine yönlendirildiği, bazı hastaların ise medikal onkolojiden radyasyon onkolojisine yönlendirildiği sonucuna varıldığını kaydeden Özgür, “Tarama aşamasında toplumun prostat kanseri ile ilgili bilgi seviyesi yetersiz oluyor. Aile hekimleri prostat kanseri kılavuzuna çok hakim değiller. Teşhis aşamasında ise bir kısım ürologların prostat kanseri ile çok fazla ilgilenmedikleri için hastaları büyük şehirlere yönlendiriyorlar. Tedavi aşamasında ise Tıp Fakültesi ve Eğitim Araştırma Hastanelerinde bu konu ile ilgili multi disipliner bir konseyin olmadığı için özellikle medikal onkoloji ve onkoloji safhasında hasta transferleri geç evrede yapılıyor” diye konuştu. Özgür, takipte ise hastaların hormon direncinden sonra kemoterapi almak istemedikleri, hastaların doktor doktor gezdikleri, uzmanlıklar arasındaki konsültasyonlarda hastaların ortak bir takip platformu olmadığı ve bu safhada da hastaların büyük şehirlere yönlendirildiğini söyledi.
- ÜROLOJİ İHMALE GELMEZ
Böbrekte oluşan taşlar kristal taneleri kadar ufak yada bir tenis topu kadar büyük olabilir... BÖBREK TAŞI NEDİR? Böbrek taşı böbreklerin içerisinde çeşitli maddelerin kristalizasyonu (taşlaşması) sonucu oluşan maddelerdir. BÖBREK TAŞI KİMLERDE OLUR? Erkeklerde kadınlara göre daha sıklıkla oluşur ( oran 3:1). Dünyada her yerde ve her iklimde görülebilmektedir. Sıcak mevsimlerde daha sık oluştuğu gözlenmektedir ( vücudun su kaybının daha fazla olmasına bağlı olduğu düşünülmektedir). Diyetin taş oluşumunda önemli bir faktör olduğu kabul edilmiş olmakla beraber bazı taşların oluşumunda daha fazla olarak önem kazanabilmektedir. NE GİBİ ŞİKAYETLER OLABİLİR? Böbrekte yerleşmiş bir taş dayanılmaz derecede ağrı yapabileceği gibi hiç veya çok az da ağrı yapabilir. Taş üreter borucuklarına düşebilir ve bu durumda şiddetli ağrı yapma ihtimali daha artmaktadır. Hangi taşların daha az hangilerinin ise daha fazla ağrıya neden olabileceğini tahmin etmek zordur. ESWL NEDİR? Bu tedavi metodunda, şok dalgaları vücut dışarısından sıvı bir ortamdan geçirilerek, taşa uygulanarak taşın kırılması sağlanmaktadır. Taş, vücuda hasar vermeden kırıntılar haline getirilerek vücudun bu ufak parçacıkları atması sağlanır. ÜRETEROSKOPİ NEDİR? Bu teknik, idrar borusunda mesaneye ve buradan da dar olan üreterlere teleskop ile girilerek direk görüş altında, buradaki taşın parçalanması veya direkt olarak çıkarılması işlemidir. KAPALI BÖBREK TAŞI AMELİYATI (PNL) PERKÜTAN NEFROLİTOTOMİ NEDİR? Perkütannefrolitotomi ya da PNL orta ya da büyük boydaki taşların (2 cm ve daha üzerindeki taşlar) böbreklerden alınması amacıyla yapılan endoskopik bir operasyondur. Operasyon için hastanın sırt bölgesinde 8-9 milim bir kesi yapılarak buradan böbrek içerisine nefroskop adı verilen optik enstrüman geçirilir. Böbrekteki taş parçalara ayırılır ve parçalar aynı kesiden dışarı çıkarılır. İŞLEMİN AMACI NEDİR? PNL operasyonundaki amaç böbrekteki taşı çıkartmaktır. Bu sayede taşa bağlı olarak böbrekte meydana gelen ağrı, enfeksiyon ve idrar yollarında kanama varsa ortadan kalkar. Böbrekte oluşan taşlar kristal taneleri kadar ufak yada bir tenis topu kadar büyük olabilir. Genel olarak bakıldığında böbrekte oluşan taşların çoğunluğu (%80) kendi kendine hasta tarafından düşürülebilmektedir. Böbrekte taş oluşumu idrar yolu ile atılan minerallerin süpersatürasyon denen aşırı yoğunlukta bir araya gelmeleri sonucu daha büyük kristaller oluşması sonucunda oluşur. Birçok taş çeşidi vardır. Taşların %80’ini kalsiyum oksalat taşları, %5 kadar olanını ürik asit taşları, %2 kadarını ise sistin taşları oluşturur. Sitruvit taşı denen enfeksiyon taşları da olabilir. RİSK FAKTÖRLERİ VAR MIDIR? Erkek cinsiyeti (3-4 kat daha fazla risk) Ailede taş bulunma öyküsü (özellikle 1. dereceden akrabalarda taş olması, taş oluşturma riskini çok arttırır)30 yaş civarı Diyet (yüksek protein ve oksalat içerikli yiyecekler) Dehidrasyon (az miktarda sıvı alan, çok terlemesi olan insanlar konsantre idrar üretirler. Bu kişilerde idrarda kristal oluşumu ve taş oluşumu artar.)Bazı metabolik hastalıklar vücuttan sıvı atılımını azaltabilir, idrar içerisindeki tuz atılım miktarını arttırabilir ya da kalsiyum oksalatın bağırsaklardan emilimini arttırabilir. PERKÜTAN NEFROLİTOTOMİ OPERASYONU NASIL YAPILIR? Perkütannefrolitotomi operasyonu sırasında cerrah böbrekte taşı radyolojik olarak lokalize eder. Önce hastanın sırtından böbrek içerisinde ulaşmak istediği bölgeye bir iğne iletir. Ardından bu iğne içinden ince bir tel böbrek içerisine yerleştirilir. Bu tüp içerisinden nefroskop adı verilen enstrüman böbrek içine ilerletilir. Nefroskopun içerisinde bir çalışma kanalı mevcuttur. Bu kanaldan iletilen pnömotik, ultrasonik ya da lazer enerjisi kullanılan cihazlarla taş parçalanır. Daha sonra taş parçaları vücut dışarısına alınır. Böbrek içinde hiçbir taş parçası kalmayana kadar işleme devam edilmesi ana hedeftir. İşlem tamamlanınca nefrostomi tüpü adı verilen bir diren böbrek içine yerleştirilir. PROSTAT BEZİNİN EN SIK RASTLANAN HASTALIKLARI NELERDİR? BPH olarak adlandırılan İyi Huylu Prostat Büyümesi, Prostat Kanseri ve prostat bezinin iltihabi hastalıkları(prostatit) en sık rastlanan prostat hastalıklarıdır. BPH ‘da NE GİBİ ŞİKAYETLER OLMAKTADIR? Prostat bezinin yaşlanmayla birlikte büyümesi ve idrar kanalına baskı yapmaya başlaması, çeşitli şikayetlere sebep olur. Prostat büyümesi; *sık idrara çıkmak, *geceleri idrar hissi ile uyanmak, *idrara başlarken bir süre beklemek, *idrarı kesik kesik boşaltmak, *idrar yaparken zorlanma, *idrarın çatallı çıkması, *mesaneyi tam olarak boşaltamama, *tuvaletten çıktıktan çok kısa bir süre sonra tekrar idrar hissi duymak, *ani idrar sıkışmaları hissetmek, *bazen idrarı tutamamak belirtileriyle kendini gösterir. PROSTAT KANSERİ NASIL OLUŞMAKTADIR? Bütün vücut dokularında hücreler kendilerini belirli bir kontrol mekanizması içerisinde yenilerler. Böylece zedelenen doku tamir edilir, yenilenir. Kontrol dışı çoğalan hücreler tümör adı verilen hücre topluluklarını oluşturur Prostat kanseri ; prostatı oluşturan hücrelerin kontrolsüz bir şekilde, gerekmediği halde çoğalmasıdır MESANE TÜMÖRÜ BELİRTİLERİ NELERDİR? Mesane kanserli hastaların %85-90 ‘ında kanlı idrar (hematüri) ilk gözlenen semptomdur. Hematüri genellikle ağrısızdır, gözle görülebilir ( makroskopik ) , mikroskobik, aralıklı veya sürekli olabilir. Bazı hastalarda sık sık idrara çıkma, idrarını yetiştirememe ve yanma gibi sistit belirtileri de olabilir. MESANE KANSERİ SEBEBİ NEDİR? Sebebi genellikle belli değildir. Ancak sigara ve boya sanayisinde uzun yıllar çalışma en sık sorumlu tutulan sebeplerdendir.
- İdrar kaçırma ameliyatından sonra nelere dikkat etmeli?
Kadın yolundan yaklaşılarak yapılan idrar kaçırma operasyonundan sonra ilk 15 gun... Kadın yolundan yaklaşılarak yapılan idrar kaçırma operasyonundan sonra ilk 15 gun birkaç ufak kurala uyulduğu taktirde çok daha başarılı bir iyileşme sağlanmış olur. Operasyondan sonra ağır yük kaldırılmamalı Kabız kalınmamalı, ıkındırıcı zorlayıcı işlerden kaçınılmalı Cinsel ilişkiye doktor izin verene kadar girilmemeli, Bol bol su içilmeli, İdrar geldiğinde bekletmeden tuvalete gidilmeli
- Sistit'den Korunma Önerilerim
El ve vücut temizliğinde kullandığımız ph 5.5 temizleyiciler bile genital bölge temizliği için yeterli olmayabiliyor... Sistit den korunmak için önerilerim Bol su tüketilmeli ( çay-kahve-kola değil ) Acı, ekşi, turşu, baharat, Alkol den uzak durulmalı, Denizden, havuzdan çıktıktan sonra hemen mayo değiştirilmeli, Islak mayo ile durulmamalı Gerekiyorsa Cinsel ilişki sırasında fiziki tahrişi azaltmak amacıyla, vaginal bölgenin Ph değerine uygun su bazlı kayganlaştırıcılar kullanılmalı, (S’xtiva, Dr.Love gibi) İlişki sonrası ilk 10 dakika içerisinde idrar yapmalı, Genital bölgenin temizliğinde Bazik tabanlı temizliyicilerden uzak durulmalı, (Not: El ve vücut temizliğinde kullandığımız ph 5.5 temizleyiciler bile genital bölge temizliği için yeterli olmayabiliyor. Bu nedenle hastalarıma, Sebamed’in Ph 3.8 Femininie Intimate wash’u önermekteyim.) Sık sık iç çamaşırı değiştirilmeli Özellikle polyster-akrilik içerikli nemi hapseden, pamuk oranı az, havalanması zayıf iç çamaşırlarının flora üzerinde negatif etki yapabileceği için uzak durulmalı. Floranın bozulmasının, mantarlaşma ve fırsatçı enfeksiyonların ortaya çıkmasını kolaylaştıracağı da unutulmamalıdır.
- Böbrek Taşlarında Diyet
Unutulmamalı ki hangi taş olursa olsun Günlük 3 litre su tüketimi temel tedavi prensibi olmalıdır... Böbrek taşında diyetten bahsedebilmek için öncelikle taşın kimyasal analizi yapılmış olması gerekir. Unutulmamalı ki hangi taş olursa olsun Günlük 3 litre su tüketimi temel tedavi prensibi olmalıdır. 1. Kalsiyum Oksalat Taşları: En sık görüdüğümüz taşlardır. Geleneksel olarak kalsiyum kısıtlı diyet protokollerini artık uygulamıyoruz. Temel prensip diyetten oksalatı çıkarmaktır ve Sodyum alımınını kısmaktır. Oksalattan zengin olmasından dolayı uzak durulması gereken yiyecek ve içecekler; Meyve; İncir, Kırmızı Erik, Böğürtlen, Çilek, Ahududu Sebze; Fasulye, Patlıcan, Bamya, Domates, Ispanak, Pazı, Pırasa, Tere Diğerleri; Çay, Bira, Kahve, Kakao, Çikolata, Yer Fıstığı, Bade 2. Ürik Asit Taşları: Hayvansal gıda tüketimi fazla olanlarda sık görürürüz: O nedenle temel prensib Bol sıvı alınımı ve hayvansal gıda tüketiminin kısıtlanmasıdır. Yani Purin’ den fakir diyet alınmaldır 3. Sistin Taşları: Diyetin yeri çok düşüktür. Metioninden fakir diyet önerilir. Ama uygulaması oldukça güçtür. 4. Magnezyum Amonyum Fosfat Taşları: İdrar yollarının Kronik Enfeksiyonlarına bağlı oluşur. Temel prensib enfeksiyon kaynağını vücuttan uzaklaştırmaktır. Tedavide Diyetin bir yeri yoktur.
- Yüzeyel Mesane Tümörünün takip şeması
Aksi belirtilmediği sürece, kliniğimizde uygulanan Mesane Tümörü takip şeması... Aksi belirtilmediği sürece, kliniğimizde uygulanan Mesane Tümörü takip şeması aşağıdaki gibidir. Mesane TUR operasoynu sonrası, patoloji sonucu > Yüzeyel TM geldiğinde, 15 gun sonra 1.hafta Mesane içi ilaç uygulaması (1.doz) 2.hafta Mesane içi ilaç uygulaması (2.doz) 3.hafta Mesane içi ilaç uygulaması (3.doz) 4.hafta Mesane içi ilaç uygulaması (4.doz) 5.hafta Mesane içi ilaç uygulaması (5.doz) 6.hafta Mesane içi ilaç uygulaması (6.doz) 1 hafta sonra 1. sistoskopi kontrol (1. üç aylık yani 3.ay kontrol sistoskopi de denir) 2 ay ara verildikten sonra, 1.hafta Mesane içi ilaç uygulaması (7.doz) 2.hafta Mesane içi ilaç uygulaması (8.doz) 3.hafta Mesane içi ilaç uygulaması (9.doz) 1 hafta sonra 2. sistoskopi kontrol (2. üç aylık yani 6.ay kontrol sistoskopi de denir) 2 ay ara verildikten sonra, 1.hafta Mesane içi ilaç uygulaması (10.doz) 2.hafta Mesane içi ilaç uygulaması (11.doz) 3.hafta Mesane içi ilaç uygulaması (12.doz) 1 hafta sonra 3. sistoskopi kontrol (3. üç aylık yani 9.ay kontrol sistoskopi de denir) 2 ay ara verildikten sonra, 1.hafta Mesane içi ilaç uygulaması (13.doz) 2.hafta Mesane içi ilaç uygulaması (14.doz) 3.hafta Mesane içi ilaç uygulaması (15.doz) 1 hafta sonra 4. sistoskopi kontrol (4. üç aylık yani 12.ay kontrol sistoskopi de denir) İlaç uygulamayı bitiriyoruz. ( toplam 15 doz ) 6 ay sonra 18.ay kontrol sistoskopi 6 ay sonra 24.ay kontrol sistoskopi 1 yıl sonra 3.yıl kontrol sistoskopi 1 yıl sonra 4.yıl kontrol sistoskopi 1 yıl sonra 5.yıl ve son kontrol sistoskopi
- Erkeklerde cinsel problemlerde Piyasada olan tedaviler ne kadar etkilidir?
Erkeklerin cinsel hayatlarında kesinlikle karşılaştıkları ve “yatak eğlencesi”ni kimi zaman “yatak kabusu”na çeviren bu antite... Erkeklerin cinsel hayatlarında kesinlikle karşılaştıkları ve “yatak eğlencesi”ni kimi zaman “yatak kabusu”na çeviren bu antite aslında tedavisi olan bir problemdir. DSM-IV-TR, PE; “penetrasyondan önce, ondan veya kısa bir süre sonra ve kişi istediği zaman, minimal cinsel stimülasyon ile kalıcı veya tekrarlayan boşalma “olarak tanımlanır (EAU 2019). Bu konunun tedavisi için ayrılan bütçe ve sarf edilen çaba hiçte azımsanmayacak bir düzeydedir. Altta yatan sorunları psikojenik ve organik olarak ayırsakta aslında bu iki sınıflama birbirinden bıçak gibi ayrılmamaktadır. Organik köken bir süre sonra üzerine psikojenik bir parçayı eklemekte ve aslında başta sorun olan organik sorun (prostatit vb...) tek başına tedavi olsa bile artık nurtopu gibi yeni bir sebebiniz bulunmaktadır. Seratonin reseptör sorunu, penis aşırı duyarlılığı, genetik yatkınlık, obezite, prostat enflamasyonu, tiroid hormon bozuklukları, diyabet, fiziksel aktivite eksikliği altta yatan sebepler arasında sayılsa da; yayınlanmış tek çalışmada, kronik prostatit ve PE hastalarında bakterilerin prostattan temizlenmesi sonrasında ilişki süresinin vevajen içerisinde kalınma süresinin arttığı gösterilmiştir. Yine de erken boşalmanın organik sebepleri ve nasıl olduğuna dair yeterli veri yoktur. Diğer bir taraftan duygusal problemler ve stres ve travmatik cinsel deneyimler altta yatan sebepler arasında önemli bir yeri teşkil etmektedir. Yasak ve yanlış olduğu varsayımı ile büyütülen çocuğun, ergenlikte oluşturduğu “yakalanma ve ayıplanma korkulu tatmin yolu” nun gelecekte kodlanmış olarak devam etmesi ve öğrendiği davranışı tekrarlaması aslında en sık karşılaşılan durumdur. Diğer bir taraftan zevke koşan ve orada kalmak isteyen bilinçaltının, “biranönce kaçması gereken bir aktivite-boşalma” haline gelmesi ve “zevkten koşarak uzaklaşması” haline gelmesidir. Bütün kas gruplarının bu bağlamda yüzlerce kez yaptığı çalışma sonucunun, 1 ay iki ilaç kullanarak tedavi olması ve veya ilacı kullanıldığı sürece dörtdörtlük tedavi olunmasını beklemek te, aslında sektörün en büyük hayal kırıklığı yaşattığı daldır. Organik kaynaklı rahatsızlıkların tedavisini bir tarafa bırakırsak, yani akut veya kronik prostatitin tedavisinin antibakteriyel olarak yapılmasını ve buna bağlı aşırı uyarılama durumunu geçersek, birçok ilaç önerilmiş ve beklentiye göre farklı cevap oranları vermiştir. Altta yatan bir prostatit gibi sorun yokken duloksetin veya antidepresanların kullanılması, tramadol, cilt üzerine sürülen lokal anesteziklerin kullanılması, sildenafil türevi fosfodiesteraz-5 inhibitörlerinin kullanılması gibi birçok tedavi modalitesi vardır. Hastanın beklentisi ve yaşına uygun olan bir tedaviyi öneririz. Bilişsel Davranışsal Terapi (BDT) uygulamaları ve bunun yanında özellikle Hipnoterapi uygulamalarıda ilaç tedavilerinden bağımsız veya kombine olarak kullanılmaktadır. Yine hastanın yaşı ve bilişsel durumuna göre seçenekler bulunmaktadır. Hasta ileri yaş ve beklentisi sadece “durumu kurtarmak” ise seçeceğimiz tedavi farklı, ani başlangıçlı daha önceden yokken sonradan başlayan sorunda seçilecek tedaviler farklı, bir ergenin veya yeni evli çiftin durumunda yaklaşım farklı olmaktadır. İlaç tedavileri herzaman kullanılabilir fakat burada “tedavi olmak ile durumu kurtarmak” arasında ki ince nüansı farketmek gerekir. İlaçlarda sorumluluğu kullandığınız ilaca bağlarken, davranışsal terapi ve hipnoterapide “elinizi taşı altına sokmanız ve sorunu sizin çözmeniz” daha ön plandadır.
- Erken Boşalmada Bilişsel davranışsal tedavi ve hipnoterapi
Günümüzde ilaç sektörü size zahmetsiz bir "kurtarıcı" sunmaktadır.Bakın burada üzerinde durduğum "kurtarıcı"ya dikkat edin.Tedavi edici "DEĞİL" dir... Günümüzde ilaç sektörü size zahmetsiz bir "kurtarıcı" sunmaktadır. Bakın burada üzerinde durduğum "kurtarıcı" ya dikkat edin. Tedavi edici "DEĞİL" dir. Sadece durumu kurtarırsınız. O da belki. Jeller olsun, prezervatif olsun, yeni çıkan ilaç grupları olsun sadece durumu kurtarmak, anı uzatmaktır. Sonuç kişisel özelliklerinizi koltuk değneği ile desteklersiniz. Maliyetini karşıladığınız sürece bir yere kadar yırttınız, arabayı kiraladınız. Kendi arabanızı almak isterseniz ne olacak?? Daha önceki yazımızda kısa bir giriş yapmıştık. Erken boşalma aslında altında organik problemlerin yatmadığı durumlarda, ki bunu doktorunuzla görüşerek ortaya çıkarabilirsiniz, aslında öğrenilmiş bir davranışsal bozukluktur. Ergenlik çağlarınızda öğrendiğiniz ve deneyimlediğiniz ilk cinsel hazlanmalar ve bunları gerçekleştirme koşulları altında vücudunuzun normal olarak algıladığı ve hatalı olarak kodladığı, pelvik kas kontrolünüzün yanlış olduğu, sizin yanlış öğrettiğiniz bir davranış modelidir. Daha sonraki ilişkilerinizde de yanlış modelinizi pekiştirdiğiniz için olay katlanarak büyür. Hatta ilişkide " yine erken olacak mı?" düşüncesi arttıkça olayın giderek hızlanması gündemdedir. Sonuç siz bir sarmalın içindesinizdir.... Davranışçı yaklaşımlar 1900 lü yılların başlarından itibaren gündeme gelmiş ve özellikle "Master ve Jhonson" tekniklerini tanımladığı yöntemler uzun süre kullanılmıştır. %60-90 lara kadar ulaşan başarı oranları bildirilse de çok önemli bir nokta gözden kaçmamalıdır. Burada kolay yol yoktur. "TAŞIN ALTINA ELİNİ SOKMAK" zorundasınızdır. Ergenlik dahil yaptığınız tüm cinsel aktivitelerde uyguladığınız ve pekiştirdiğiniz davranışsal yanlışlığı herhalde 1 hafta uygulama ile düzeltmeyi beklemezsiniz. BDT türevi tedavilerde size nasıl düşünmeniz gerektiği öğretilir. Tekrar cinselliğin felsefesi kurgulanır. Daha sonra ne kadar garip gelirse gelsin uygulanması gereken çalışmalar eve ödev olarak verilir. Sizden başarmanız beklenir ve hatta siz başarana kadar o noktada beklenir. Yani bu işe ciddi ciddi eğilmezseniz olmaz. Tedavi sırasında ben size yol gösteririm siz bunu yapar başarıya ulaşırsınız veya yapmaz ve ulaşmazsınız. Odak nokta doktordan ziyade danışanın kendisidir. Sonuçta başarılı olursanız kendinizle gurur duymalısınız çünkü bunu yapan sizsinizdir. Ben rehber ve yol açıcı olarak görevimi yerine getiririm. Davranışsal terapi ile ilgili genel hatlarda bu şekildedir. Diğer bir tedavi metodu da, aslında benim uygun kişilerde şiddetle tavsiye ettiğim hipnoterpi yöntemidir. Hipnoterapinin genel kuramlarını veya yaklaşım şeklinin, ne olduğunu burada açıklamayacağım. Ayrı bir başlık altında bundan ayrıca bahsedeceğiz. Şu an ise kullanım şekli ve uygulamalarıdır. Temel hipnoz seansı uygulaması sonrasında genelde duyu değiştirme yönteminin sık kullanılması yanında, araba metaforu ve herşeyi yavaşlatma uygulamaları yanında gereken kişlilerde geleceğe imajinasyon benzeri oluşumlar uygulayıcı tarafından tercih edilebilir. Esasen tekniğin olması kadar danışanın bu olaya nasıl baktığı önemlidir. Genelde yanlış inanış ve bilgiler yüzünden hipnoz seansının baltalanması olayın havada kalmasına sebep olur. "TAŞIN ALTINA ELİNİ SOKMAK" düsturu göz önüne alırsak, hipnoterapiyi bir araç olarak görmek, tedavi olan kişi için son derece yararlıdır. ayrıca BDT nin içinde kismi söylemler zaten hipnotik telkin olarak kabul edilir. Yani BDT ile birlikte hipnoterpi uygulaması az önce yukarıda belirttiğim ev ödevlerinin başarılmasını çok hızlandırır. Kişi tercihan sadece hipnoz ile duyu değiştirmeyi tercihde edebilir. "Hipnoterapi kullanabilen için sonm derece güçlü bir silahtır, isteyen ateşler" diyerek bu konuyu burada keserek ilaç tedavileri kısmında buluşmak üzere sonlandırıyorum.
- İdrar Kaçırmada Yapılan Testler
Sistometri - Ürodinami Sistometri veya diğer adıyla ürodinamik çalışma; özellikle ileri düzey idrar kaçırma, idrar yapma zorlukları olan hastalarda kullanılan kapsamlı bir testtir. Şüphesiz; mesane kontrolü, günlük hayatın sosyal yaşamın sürdürülmesinde vazgeçilmezdir. Burada yaşanan sorunların tedavisi, insanların sosyalleşmesi, depresyondan uzak kalması ve buna bağlı yan etkilerden korunması için önemlidir. Hayal edin, saat başı tuvalete gidiyorsunuz. Gün yapmaya, arkadaşınızla bebek görmeye gitmek, yada günübirlik kamp yapmaya, piknik yapmaya gitmek. Dahası il dışına otobüs ile gitmek?. Saat başı tuvalete giderken veya sıkışma hissi geldiğinde pantolonun veya eteğin ıslanması, kenardan akan idrarın çoraba kadar gelmesi ve bunun cadde ortasında olması? Peki bu test nasıl yapılmaktadır? Mesane çalışmasını ölçmek aslında kısmen girişimsel bir işlemdir. Yerleştririlen son derece ince kateterler ve EMG probları ile mesane durumu basınç ölçümleri yapılırıken pelvik tabanda ki kasların kasılma ve gevşeme durumları ölçülür. Sistometri; siz herhangi bir tedavi aldığınızda eğer cevabınız yok ise, yetersizse ve veya tedavi bittiği zaman şikayetleriniz başlıyorsa bize yol göstersin diye yapılan bir testtir. Yani tedavi değil, tedavinin yol haritasıdır. İlk olarak her idrar kaçıran hastaya hemen yapılması gereken bir test değildir. Doktorunuz eğer gerek gördüyse yapılmasını talep edebilir. Sonuçta bu test bize, mesane hangi aralıklarla kasılıyor, kasılma şiddeti, mesane hacminiz ve işeme şekliniz hakkında ayrıntılı bilgi vermektedir. Buna göre size aslında hangi tip tedavinin yapılması gerektiğini bize işaret eder. Burada önemli olan testin değerlendirmesi çıkan sonuca göre karar verebilme yetisi deneyimidir. Ürodinami her yaşta görülebilen idrar tutma ve idrar yapma ile ilgili sorunlarında ayrıntılı tanısal incelenme olanağı sağlar. Çocuk hastalarda, kadınlarda idrar kaçırma rahatsızlıklarının tanı ve takibinde ürodinamik incelemeler kullanılır. Ürodinami testi, mesane (idrar torbası) doldurulurken, mesane ve karın içi basınçlarını ölçer, mesane kasılmalarını sağlayan sinirlere yönelik EMG (elektormiyografik inceleme) ile işeme sırasında mesane kasılma basınçlarını inceler. Elektriksel aktiviteyi inceleyerek kaçırma veya idrar yapamama durumlarını açıklar. İdrar yapmanın mekanizması Mesane genişleyebilen bir balona benzer. Böbrekler idrarı idrar boruları ile mesane içine gönderir ve burada biriktirir. Mesane belirli doluluğa ulaştığında mesaneden beyine elektriksel sinyal gönderilerek idrarın yapılması hissi uyandırılır. Eğer işeme hissi geldiğinde sosyal olarak ortamda idrar yapacak uygun yer yoksa, beyin mesanenin kasılmaması yönünde emir verir, idrar tutulur. Ortamda idrar yapmak için uygun ortam varsa o zaman beyin mesane kaslarının kasılmasını sağlayacak elektrik sinyalini yollar ve mesane kasları kasılmaya başlar. Mesanenin çıkışında idrar kaçırmamamızı sağlayan sfinkter (sibop) mekanizması açılarak idrar akımı gerçekleşir. İşeme Bozuklukları hangi durumlarda ortaya çıkar? Mesanenin içerisine olması gerekenden az idrar depolaması Mesane ve beyin arasında sorunlar (beyin-omurilik hastalıkları) Mesanenin yeterince boşalamaması sonucunda idrar kalması Mesanenin ve rahim organlarının sarkması Mesane kaslarının normalden fazla veya az kasılması Prostat veya idrar borusunun darlıkları gibi durumlarda ortaya çıkarabilir. Ürodinami nasıl bir işlemdir? Ürodinami işeme bozukluklarının anlık bilgisayar ölçümleri ile testpit edildiği testtir. Ürodinami testi için hastanın mesanesinin tamamen boşaltılması sağlanır. Mesane içine bir adet ince, yumuşak, can yakmayan basınç kateteri yerleştirilir. Benzer bir basınç ölçüm kateteri de makattan yerleştirilir. Bu iki kateter, mesane içindeki basınçların hesaplanmasını sağlar. Mesane içerisine yerleştirilen kateterle bir özelliği de bir ucunun bilgisayarın belirlediği hızla su pompalar. Bu şekilde böbreklerin idrar yapması beklenmeden mesanenin dolumu sağlanır ve mesane kaslarının, sfinkterin elektriksel aktiviteleri ölçülür. Dolum aşaması bittiğinde hastanın idrar yapması istenir. İşeme sırasında idrar akım hızı ölçülür. Tüm bu verilerle mesanenin çalışması ve işeme sorunu hakkında bilgiler elde edilir.
















