top of page

Arama Sonuçları

Boş arama ile 1063 sonuç bulundu

  • KARIN ESTETİĞİ

    Vücut kitle indeksi (BMI=Body mass index) fazlalığı, sık veya çok gebelik, metabolik bozukluklar sonucu karında sarkma, karın kaslarında ayrılma ve karın estetiğinde bozulmalara sebep olabilmektedir. Bu durum sadece estetik bir sorun olmanın ötesinde kıyafet seçme özgürlüğünü ortadan kaldıran, kişinin özgüvenini zedeleyen, bel ve sırt ağrıları, eklem bozuklukları gibi pek çok sağlık sorununa sebep olan bir durumdur. Üstelik sanılanın aksine sadece kadınların değil erkeklerin de sorunudur. Karın estetiği bir zayıflama ameliyatı değildir. Hastanın cinsiyeti, beklentileri, sağlık durumu ve genel durumu değerlendirilerek en uygun işlem seçilmelidir. Bu seçim pek çok işlem gibi hekim ve hastanın birlikte karar verecekleri bir süreç olmalıdır. Tek başına liposuction seçilebileceği gibi, diastaz (karın kaslarında ayrılma) onarımı, cilt ve ciltaltı dokunun amputasyonu, askılama tekniklerinin uygulanması gibi kombine teknikler de kullanılabilmektedir. Ameliyat öncesi ve sonrası minimal invazif girişimler (mezotarapi, radyofrekans, USG...) de eklenebilmektedir. Günümüzde yaygınlaşan ve obezite cerrahisi denilen mide ameliyatı işleminden bağımsız ve daha risksiz bir operasyondur. Orjinal adı bariatrik cerrahidir ve ekip işidir. Yani ekibin içinde ilgili branşın hekimleri ve mutlaka plastik cerrah olmalıdır. Karın germe ameliyatı sonrasında göbek deliği aşağıya kayacağı için normal yerinde yeni bir göbek deliğinizin olacağını unutmayın. Şayet göbek deliğinizin şeklinden rahatsızsanız, böyle bir ameliyat öncesi hayalinizdeki göbeği doktorunuzla paylaşın. Ameliyat sonrası dikiş izlerinin kalabileceği unutulmamalıdır. Bu sebeple cerrahınız dikiş izlerinizi iç çamaşırınızın içinde kalacak şekilde dizayn edecektir. Bu izleri yok etmeyecek, sadece görünürlüğünü azaltacaktır. Hastalarımız ameliyat sonrası en az bir gün hastanede yatarak takip edilmektedir. Ameliyat sonrası karında kan ve sıvı birikimi olmaması için dren, korse ve badaj uygulanmaktadır. Karın germe cerrahisi sonrasında belli hareket kısıtlılıkları olmaktadır. Bunun yanında bazı zorunluluklar da olacaktır. Bunların başında yara bakımı ve korse kulanımı gelmektedir. Eskiden sıcak havalarda korse kullanmak büyük bir problemdi. Bazen bu sebepten hastalara bu tür ameliyatlar önerilmezdi. Ancak yeni nesil tekstil ürünleri sayesinde yazın da rahatlıkla kullanılabilecek korseler bu sorunu ortadan kaldırmıştır. Plastik cerrah olmadıkları halde estetik ameliyata meraklı bir takım kişilerin yaptığı iddia edilen operasyonlar için durum biraz farklıdır. Bu duruma düşen hastalarımız sadece paralarını değil bazı durumlarda sağlıklarını da kaybedebilmektedirler. Uzman olmayan kimselerin dahi internette -üstelik yaptıkları işlemleri hastanın mahremiyetini dahi düşünmeden- sergiledikleri bir ortamda hastalarımızı uyarmak, onları tedavi etmek kadar kıymetlidir. Estetik bir işlem yaptıracaksanız hekiminiz mutlaka plastik cerrah olmalıdır.

  • Mevsim geçişlerinde cilt bakımınızı ihmal etmeyin

    Özellikle yaz aylarında güneşe aşırı maruziyet sonucu oluşan cilt lekeleri, yanık ve yara sonrası iyileşen deri izleri, kadınlarda hamilelik ve doğum sürecinde ortaya çıkan çatlaklar, kullanılan ilaçlara bağlı reaksiyonlar sonucu ortaya çıkan deri problemleri tedavisi mümkün olan cilt problemleridir. Cilt problemleri beslenme, yaşanılan ortam, stres, kullanılan kozmetik ürünlerle de ilişkili olduğu için hem hekim hem de hasta tarafından takip edilmesi uygun olacaktır. Tedavi sürecinde yöntemin belirlenmesi için öncelikle doğru zamanın belirlenmesi gerekir. TEDAVİ SÜRESİNCE ZARARLI GÜNEŞ IŞINLARINDAN KORUNUN Sonbahar ve kış ayları, güneşin etkisinin azalmasıyla birlikte, cilt problemlerinin giderilmesi için tercih edilen dönemlerdir. Bu dönemde lekenin yapısı ve hastanın cilt tipine göre belirlenen tedavi boyunca güneş ve güneş ışınlarından korunma tedavinin olumlu sonuç vermesi için gereklidir. HASTAYA UYGUN TEDAVİ YÖNTEMİ TERCİH EDİLMELİ Öncelikle uzman bir hekim muayenesi ve gerekiyorsa tetkiklerin yapılması, tedavinin hızlı ve doğru sonuç vermesi için gereklidir. Hastanın şikayetine bağlı olarak, cilt yapısı ve ten rengi, yaşı, kullandığı ilaçlar gibi birtakım değişkenlere bağlı olarak tedavi sürecine başlanmaktadır. DERMATOLOJİ BÖLÜMÜNDE UYGULANAN TEDAVİLER Cilt problemlerinin tedavisinde kullanılan bazı yöntemler medikal estetik amacıyla da uygulanabilmekte. Yüz bölgesindeki ölü derinin atılması için maske ve peeling işlemlerinin düzenli olarak yapılmasını önermekteyiz. Ayrıca gençlik aşıları, botoks, dolgu gibi işlemler de uygun koşullarda uzman dermatolog ve uzman personeliyle birlikte dermatoloji kliniklerinde yapılabilmektedir.

  • DERİNİN NEMLENDİRİLMESİ NEMLENDİRİCİ AJANLAR

    Derinin düşük nem oranı , kuru deri açısından en başta gelen faktördür. İlk olarak Blank tarafından 1950 lerde bu durum ortaya atıldıktan sonra ; derinin nemlendirilmesiyle ilgili çalışmalar önem kazanmıştır . Son 50 - 60 yılda pek çok bilimadamı derinin nemlendirilmesi ile ilgili çalışmalar yapmışlar ve bilinmeyenleri çözmeye çalışmışlardır. Derinin nemlenmesi , nemini ve suyunu koruması aynı zamanda derinin yaşlanmasını da geciktirmektedir. Derinin yaşlanması ,derinin su tutma kapasitesiyle orantılıdır. Deri yaşlandıkça su tutma kapasitesi azalır. Günümüzde artık oklüzif ler (kapatıcı) ve humektanlarla (su tutucu) stratum korneum tabakasının nemlendirilmesinin artırılabileceği ve emoliyenlerle kabalaşmış deri yüzeyinin yumuşatılabileceği bilinmektedir. Sıklıkla kullanılan nemlendiriciler : Su içinde yağ emülsiyonu olanlar ( örn. Kremler ve losyonlar ) ve yağ içinde su halindeki el kremleridir.. Ana içerikleri iki tiptir okluzifler humektanlar Iyi bir nemlendirici her ikisini de içermelidir.. OKLUZİFLER (kapatıcı ,örtücü ) Bunların da en etkilisi katı ve sıvı vazelin dir. Diğerleri ; parafin, skualen,dimetikon, soya yağı, üzüm çekirdeği yağı,propilen glikol, Stratum korneumu kaplayıp , kapatarak trans epidermal su kaybını (TSEK) azaltan ajanlardır. Bu yüzden de suyun geçmesini önleyecek yapıda , genellikle yağ içinde çözünebilen ve cilt bakım kozmetiklerinde yaygın olarak kullanılan yağlı maddelerdir. Cilt kuruluğunun tedavi edilmesinde en iyi seçeneklerden biri okluzifler olup Lanolin ve balmumu dur. Tüm bu ürünler sadece deride bulunduklarında TSEK nı azaltmada etkili olurlar. Ciltten temizlendiklerinde TSEK normal seviyeye döner. HUMEKTANLAR Yüksek su tutucu özellikleri olan, suda çözünen maddelerdir. Bunlar epidermisteki ve atmosferdeki suyu (atmosferdeki nem %80 den fazla ise) çekebilme özelliğine sahiptirler. Humektanlar, çevreden suyu çekerek derinin nemlenmesine yardımcı olabildikleri gibi , düşük nemli ortamlarda da derin epidermis ve dermisten suyu çekerek derinin kuruluğunu artırabilirler bu nedenle, okluziflerle kombine edildiklerinde daha etkili olurlar. Humektanlar, deriye suyu çekerek stratum korneumda hafif şişmeye neden olurlar.Böylece ciltte daha düz ve pürüzsüz bir görünüm sağlarlar. Kırışık giderici etkisi uzun vadede kalıcı olmasa da , Kırışık giderici olarak piyasaya sunulan kremler çoğunlukla içeriğinde humektan bulundurdukları için bu etkiyi gösterirler. Sık kullanılan humektanlara örnek vermek gerekirse; sorbitol sodyun hyaluronat üre propilen glikol alfa hidroksi asitler şeker sayılabilir EMOLİYENLER (yumuşatıcılar ) Bunlar cildi daha düzgün ve yumuşak tutmak amacıyla kozmetikler içine ilave edilen maddelerdir. Lanolin i örnek verebiliriz. KOLLAJEN VE PEPTİK İÇERİKLER Pek çok pahalı nemlendiriciler kollajen içerir. Kollajen diğer hidrolize proteinler ve polipeptit gibi ürünler deri üzerinde bir film tabaka oluşturarak, düzensizlikleri doldurarak etkili olurlar. Yaşlanma sırasında kaybedilen kollajenin yerini alamazlar, molekül ağırlıkları buna uygun değildir. DİĞER İÇERİKLER Pek çok nemlendirici ; C vitamini, E vitamini, lipoik asit ve koenzim Q10 gibi antioksidan maddeleri içermektedir. Antioksidanların serbest radikallerin sayısını azalttığına ve aynı mekenizma ile anti aging etki gösterdiğine inanılmaktadır. Yeşil çay ile soya, kozmetik nemlendiriciler içinde popüler olanlarıdır. Nemlendiricilerin yan etkilerine dair yayınlar da vardır : Nemlendiricilere ilave edilen koruyucular, parfümler, çözücüler ve güneş koruyucular, lanolin,propilen glikol, Evitamini ve kathon CG gibi maddeler, alerjik kontakt dermatit gelişmesine neden olabilirler. Nemlendirici alırken ve kullanırken içerdiği ürün ve katkı maddelerine dikkat etmek gereklidir..

  • GÜNEŞ KORUYUCULARIN YAN ETKİLERİ

    Dermatologlar uzun yıllardır hastalarına güneşten kaçınmalarını ya da sınırlı teması önermektedirler; çünkü ultraviyole (UV) ışınları ,deri kanserlerinin, dış kaynaklı deriyaşlanmasının ,deride kırışıklıkların ve düzensiz pigmentasyonun ( deride lekelenme çillenme ) birincil nedenidir. Kozmetik hastaları , güneşin güneşin zararlı etkileri ve korunma yöntemleri konusunda öğrenmeye açık ve konuya ilgi duyan bir gruptur. Hastalara tüm deri koruyucu önlemler içinde , güneşten korunmaları ve bunu bir davranış biçimi haline getirmeleri durumunda ; kozmetik ürün ve işlemlere boşuna para harcamayacakları anlatılmalıdır.. Mevcut veriler incelendiğinde kimyasal güneş koruyucuların tetiklediği yan etkiler arasınd sistemik etkiler yoktur. Fakat kontakt dermatit, irritan dermarit ,alerjik ,fototoksik , fotoallerjik reaksiyonlar hiperpigmentasyon (leke ) gibi lokal ( kutanöz ) deride oluşan yan etkiler bulunmaktadır.. Güneşten koruyucuların taşıyıcıları özellikle yağlı olanlar , UV teması ile akne yi alevlendirebilir komedon oluşumuna neden olabilir.. Alerjik kontakt dermatite neden olan kimyasal güneş koruyucularının içinde genellikle PABA , Benzofenoller , sinamat lar ve metoksibenzoil metan bulunmaktadır.. Hatırlanması gereken diğer bir nokta ; kokular ve koruyucular gibi güneş koruyucuların içine ilave edilen maddelerdir. Buna bağlı olarak ta duyarlı kişilerde alerjik reaksiyonlar oluşabilmektedir.. Bir başka aydınlatılması gereken konu : Güneşten koruyucuların tam bir koruma sağlayarak , güneşle temasın sıklığı ve temas süresinin uzunluğunu artırdığı yönündedir ;Hiçbir güneş koruyucu , güneş ışınlarının tamamını bloke edemez . Aslında FDA bir süredir güneş koruyucu ürünlerin etiketleri üstünde güneşi bloke edici (sunblock ) teriminin yazılmasına izin vermemektedir . Çünkü çoğu güneş koruyucuda korunma UVB ve UVA 2 nin ( 320 - 340 nm ) kısa dalga boyu ile sınırlıdır . Bu türden ürünlerin kullanımı paradoksal olarak uzun dalga boylu UVA (320 - 400 nm ) 'e teması artırmaktadır. UVA ( 320 - 400 nm ) dünya yüzeyine ulaşan UV ışınlarının önemli bir kısmını oluşturur ve deri kanseri gelişmesinde , fotodermatit oluşumunda , ve yine güneş ışınlarının aktive ettiği diğer deri hastalıklarının oluşumunda rol oynar . İlginç olarak ; UVA nın aktive ettiği pigmentasyona karşı en düşük korumayı SPF değeri 45-50 olan koruyucular sağlamaktadır .Bu da seçici yüksek SPF güneş koruyucularının UVA dan korunma için önerilen güneşten koruyucularla kıyaslamada tek rehber olarak kullanılamayacağını göstermektedir...

  • Q-SWİTCH ND YAG LAZER İLE DÖVME SİLME

    Q-SWİTCH ND YAG LAZER İLE DÖVME SİLME Dövme yaptırmış, fakat çıkartmak isteyen kişiler ne yapacak; dövme çıkarmanın şu anki teknoloji ile en güvenli ve en etkili yöntemi Q-switch lazerdir. Lazer cilde zarar vermeden dövme boyasını parçalayıp, dövmenin silinmesini sağlayabilirler. Lazer Dövmeyi Nasıl Siler? Q-switch lazerler nanosaniye de atış yaparlar. Bu sayede cilde zarar vermeden derinin içindeki boya partiküllerini hedefler. Lazer ışını, boya partikülleri tarafından tutulur ve ısıya dönüşür. Isınan boya partikülleri parçalanır. Parçalanan boya partikülleri makrofaj denen vücudun çöpçü hücreleri tarafından ortamdan uzaklaştırılarak dövmenin silinmesini sağlarlar. Uygulanan lazer işlemi, uygun dozda verildiğinde cilde zarar vermez, ciltte yanık ve skar oluşturmaz. Renkli Dövmeler Silinir mi? Boyanın rengine göre değişik dalga boylarında Q-switch lazerler vardır. En kolay çıkanlar siyah ve koyu mavi gibi koyu renklerdir. Beyaz, sarı ve ten rengi gibi açık renkli dövmeleri silmek çok zordur, tam olarak çıkmayabilirler. Kısacası renkli dövmeleri hem silmek daha zordur, hem de çok uzun seanslar gerektirir. En sık kullanılan lazer; siyah ve koyu renkleri etkileyen Q-switch Nd yag lazerdir. Dövme Sildirmek Ne Kadar Sürer? Ne yazık ki dövme sildirmek, yaptırmak kadar kolay değildir. Q switch lazer kullanılsa da dövme çıkarmak, zahmetli ve uzun seanslar gerektiren bir işlemdir. Kaç seans uygulama yapılacağı, boyanın rengine, derinliğine, dövmenin yaşına, yapıldığı bölgeye göre değişmektedir. Koyu renkli amatör dövmeler daha az seans ister, daha kolay çıkar. Profesyonel dövmeler daha derine işledikleri için, çıkarmak daha zordur. Çok renkli ve üst üste yapılan dövmeler çok zordur. Dövmenin üzerine tekrar dövme yaptırmak alttaki dövmenin boyasını daha aşağıya iteceği için çıkarma olasılığını azaltır, Seans sayısı artar, sonunda yalnızca rengi açılıp gölge halinde kalabilirler. Boyun gözaltı gibi, derinin ince olduğu bölgelerde, lazer ile dövme çıkarma işlemi, yüksek joul uygulanamadığı için daha zordur. Dövme yapılalı ne kadar çok zaman geçtiyse çıkarmak o kadar kolay olacaktır. Çünkü zaten vücudun savunma hücreleri boyayı ortamdan uzaklaştırmak için çalışmaktadır. Sonuç olarak dövme çıkarma işlemi kişiden kişiye değişmekle birlikte yaklaşık 4-10 seans uygulama gerekmektedir. Dövme Sildirme Aşamaları Nelerdir? Q-switch lazerler ile dövme çıkarma işlemi seans seans yapılan bir işlemdir. Her seansta dövmenin rengi biraz solar. İki seans arasında 4-6 hafta geçmesi gerekir. Bunu nedeni, her seans sonra parçalanan boya partiküllerini ortamdan uzaklaştırılacak, zaman geçsin istenir. İşlem sırasında boya partiküllerinin parçalandığı hemen görülebilir. Lazer atışı yapılan bölge hemen beyazlar. Bu lazerin etkili olduğunu gösterir. Dövme Tam Silinir mi? Q switch lazerler dövme çıkarmanın en iyi yolu olmasına rağmen renkli, derine işlenmiş, üst üste yapılmış dövmeler tam olarak çıkmayıp gölge halinde kalabilirler. Cerrahi işlemlerin az veya çok iz bıraktıkları göz önüne alınırsa, dövmesini çıkarmak isteyen kişiler için Q-switch lazerler en iyi alternatiftir.

  • LAZER EPİLASYON

    Lazer Epilasyon Lazer, aslında ışık enerjisidir, belirli dalga boyunda ışık verir. Lazer ışığı milisaniye süresince yani çok kısa sürelerle deriye gönderilir. Lazer atışı yapıldığında ışık, kılgövdesi ve kıl kökü tarafından emilir. Kıl kökünü ısıtır. Kıl kökünde meydana gelen yüksek ısı, kıl kökünün tahrip olmasını sağlar, kıl kökü tahrip olunca kıl dökülür, bir daha çıkamaz. Bu mekanizmaya, Selektif Foto-Termoliz denir. Yani, lazer ışığı hedef doku tarafından emilir, ısıya dönüşür, ısı etkiyi oluşturur. Lazer Vücuduma Hasar Verir mi? Lazer, çoğu zaman radyasyon gibi değerlendirilip sağlığa zararlı olduğu düşünülerek gereksiz yere korkulmaktadır. Oysa lazer ile radyasyon arasında bir ilişki yoktur. Lazerin deriye uygulanması sırasında deri altındaki doku ve organlara herhangi bir etkisi bulunduğuna dair bir bulgu gözlenmemiştir. Esasen, çok güçlü lazer epilasyon cihazlarıyla bile, etkili dozlarda ancak kıl kökü seviyesine ulaşılabilir. İşlemler Acı Verir mi? Lazer ile kıl kökü tahrip olurken, cımbızla çekildiğinde meydana gelen acının benzeri bir his algılanır. Bu kaçınılmazdır. Vücudun bazı bölgeleri daha duyarlı olduğundan, doğal olarak bazı bölgelerde bu his daha güçlü olabilir. Ağrı eşiği düşük kişilerde, uyuşturucu kremler, ağrı kesici ilaçlar ve güçlü soğutucular kullanılarak işlem daha konforlu hale getirilir. Lazer Epilasyonda Soğutucu Kullanmak Neden Önemlidir? Soğutucu, lazer atışı öncesinde, atış sırasında ve sonrasında işlem yapılacak alanı soğutur. Bu şekilde ağrıyı ve lazerin oluşturacağı kızarıklığı azaltır. Soğutucu aynı zamanda lazerin ısı nedeniyle ciltte oluşturabileceği yan etkilerin önüne geçer. Lazer epilasyon işleminde mutlaka soğutucu cihazlar kullanılmalıdır. Lazerli Epilasyon Hangi Bölgelerde Uygulanır? Lazer, bütün vücuda güvenle uygulanır. Yüz, ense, boyun, kulaklar, kaşlar, kol, koltukaltı, bacak, göbek, kalça, sırt, omuzlar ve belde uygulandığı gibi göğüs, meme, bikini gibi hassas bölgelerde de uygulanabilir. Kullanılmayacağı tek alan göze çok yakın olduğu için kaş altıdır. İşlemler Ne Kadar Sürer? Süre işlem yapılan bölgenin genişliğine göre değişir. Alan genişledikçe süre uzar. Örneğin dudak üstü 1 dakikada biterken sırt 1-2 saat sürebilir. Lazer Epilasyon Fiyatı Lazer epilasyon fiyatları işlem yapılacak alanın boyutlarına ve kılın yoğunluğuna göre belirlenir. Kılların kaç seansta biteceği kişiye göre değişebileceği için toplam maliyetini önceden belirlemek zordur. Her bölge için uygun seans ücretleri belirlenmelidir. Alan büyüdükçe lazer epilasyon fiyatı artacaktır. Lazer Epilasyon İşlemi Kaç Seans Gerektirir? Lazer epilasyonda amaç kılların bir daha çıkmamasını sağlamaktır. Lazerin bir daha çıkmayacak şekilde kıl kökünü etkilemesi için, kılın büyüme döneminde olması gereklidir. Dinlenme dönemindeki bir kök lazerden ötürü geçici bir süre için baskılanabilir ancak tahrip olmaz. Tüm kıl kökleri aynı anda büyüme döneminde olamaz.Dolayısıyla bir seansta tüm kökler kalıcı olarak etkilenmez. Bu nedenle, Kıl kökleri büyüme fazına girdikçe, 4-6 hafta aralıklarla seans yapmak gerekir. Gereken seans sayısı bölgeye göre değiştiği gibi, genetik faktörler, yaş, cinsiyet, hormonel faktörler gibi özelliklerinize bağlı olarak da farklılıklar gösterir. Tedavi amacınızı doktorunuza bildirdiğinizde size göre uygun bir tedavi şeması ayarlanacaktır. Tedaviden Sonra Deride Ne Gibi Değişiklikler Gözlenir? İşlem yapılan bölgede kızarma, kabarma ve yanma hissi gibi reaksiyonlar oluşabilir. Bunlar lazer işleminden sonra oluşabilecek beklenen ve çok kısa bir süre sonra kendiliğinden geçen (yaklaşık 30 ila 60 dakika arası gibi) komplikasyonlardır.Boyun, ense ve yüz gibi bölgelerde 1-2 hafta içine kendiliğinden geçecek sivilceler oluşabilir. Lazer İşlemlerine Başlamadan Önce Ne Yapılması Gerekir? Lazer İşlemlerine başlayabilmek için bölgedeki tüylenme maksimum yoğunluğa ulaşana dek yani,2 haftadan 6 haftaya kadar bölgeye göre değişen süre boyunca; sarartıcı, cımbız ve ağda gibi kökten alma işlemleri yapmadan beklemek gerekir. Bu bekleme süresinde uzayan tüyleri isterseniz kesebilir ya da tüy dökücü krem kullanarak kısaltabilirsiniz. Tüy dökücü kremler, traş makinası, makas ve jilet gibi tüyleri temizlemek için kullanılan yöntemler kısaltma yöntemleridir. Yani kökten alma işlemi olmadığı için lazerden önce kullanılmalarında sakınca yoktur. Zira işleme başlamak için tüylerin uzun olmaları değil, köklerin tüy çıkarmış olması yeterlidir. Jilet hiç bir zaman kökleri güçlendirmeyecek, ayva tüylerini kalınlaştırmayacaktır. Sadece, jilet ya da makasla kesme sonrasında tüylerin ucundaki zayıf ve ince kısım kesildiğinden dipte kalan nispeten kalın kısım kendini gösterecek, bu görünüm ise tüylerin kalınlaştığı şeklinde bir göz aldanması yaratacaktır. Oysa tüyün kalitesinde bir değişiklik meydana gelmemektedir. Tabii, isterseniz hiç bir şey yapmadan da bekleyebilirsiniz. Lazer Epilasyon Sonuçları Kalıcı mıdır? Günümüzün gelişmiş yüksek güçteki lazerleriyle etkin dozlarda yapılan bilinçli tedavilerde, bölgede ki bitmiş olan tüylenmenin yeniden başlaması olası görünmemektedir. Ancak bazen, lazer işlemleri bittikten bir yıl sonra o bölgede ki bazı tüylerin çıktığı görülebilir. Bu tüyler tedavi öncesindeki gibi sık ve kalın olmayacaktır. Lazerle tüy giderme tedavi ilkelerini gözden geçirecek olursak amaç; etkili bir lazer tedavisinde her bir seansın sonunda kıl köklerini sayıca azaltmaktır. Bu azalmanın oranı kişiden kişiye değişir ve devam eden tedavilerde azalma da devam eder. Bu sırada, kıl köklerinde sayıca azalmanın yanı sıra zayıflama da meydana gelir. Zayıflamış kökler ise ancak çok uzun süren dinlenme dönemlerinden sonra, büyüme dönemine girebilirler. Bu da tedavinin ilerlemesiyle birlikte tüy çıkması için gereken sürenin uzaması anlamına gelir. Dolayısıyla belli bir seansın sonuncu seans olup olmadığını anlayabilmek için, son işlemden sonra 1 yıl beklemek gerekebilir. Bir yıl sonra tüy çıkması halinde ise bu sonucun kalıcı olmadığını değil, tedavinin henüz bitmemiş olduğunugösterir. Hormon bozukluğuna yol açan bir hastalığınız olursa, yeni kıllar çıkabilir. Erkekler İçin Lazer Epilasyon Epilasyon uygulamalarının bayanlara özgü bir yaklaşım olduğu sanılır, ancak erkekler arasında da epilasyon yaptıran, ağda kullanan kişi sayısı yabana atılmayacak kadar fazladır. Erkeklerin en sık talep ettiği bölgeler özellikle sırt, omuz, göğüs, boyun- ense ve elmacık kemikleri üstü sakallardır. Erkeklerde lazer epilasyon uygulamaları kadınlardan çok az farklılık gösterir, temelde etki mekanizması aynıdır. Melalinden zengin kıl kökü hücresinin, cilt üzerinden uygulanan lazer enerjisi ile yakılıp yok edilmesi prensibine dayanır. Erkekler, lazer epilasyon uygulamalarında kadınlara göre bazı avantaj ve dezavantajlara sahiptirler. Avantajları, erkeklerin daha kalın ve koyu renk kıl köklerine sahip olmaları nedeniyle, lazere çok iyi yanıt verirler ve çok daha başarılı sonuçlar alınabilir. İkinci olarak erkekler, çoğu zaman bayanlar kadar mutlak kılsız bir cilt istemedikleri için daha az sayıda seans uygulayarak tatmin edici sonuçlar almak mümkün olabilir. Erkeklerin dezavantajı ise yapıları gereği yüksek erkeklik hormonları nedeniyle sürekli yeni kıl üretimi yönünden baskı altında olmalarıdır. Bu durum uzun vadede lazer epilasyonun etkisini azaltarak revizyon uygulamalarını zorunlu hale getirebilmektedir. Erkeklerde kalın ve melalinden zengin kıl kökü hücrelerinin varlığı, lazer enerjisinin burada daha fazla yoğunlaşmasını ve daha yüksek ısı enerjisi açığa çıkmasına neden olurken, bu ısı enerjisinin sebep olduğu ağrı ve acı hissi de kadınlara göre daha yoğun olarak yaşanmaktadır.

  • Saten Yüz Germe

    Avrupa ve Amerika' da en iyi kırışıklık giderme ve antiaging uygulaması ödüllerinin sahibi FDA onaylı Ameliyatsız Saten Yüz Germe teknolojisi Exilis Elite, Dünya ve Türkiye' nin en prestijli merkezleriyle beraber Dr Ahu Özbilen Kliniği' nde kullanımınıza sunulmuştur. Dünyada Fokuslu Radyofrekans ve Ultrasonu kombine kullanan tek patentli teknolojidir. Ağrısızdır ve hiç bir ciddi yan etkisi yoktur. Kol, dekolte, bacak, karın gibi vücut bölgelerinin sarkma ve kırışıklıklarının tedavisinde de kullanılır. Kollajen üretimini artırarak gün geçtikçe cilde daha sağlıklı bir görünüm ve dirilik sağlar. Etki süresi ortalama iki yıldır. Kliniğimizde yüz uygulamaları bizzat Uzman Doktorunuz tarafından yapılır. Kullanım alanları; Yüz ovalini toparlama Dudak çevresi kırışıklıkları Dudak kenarı sarkmaları Göz altı morlukları Göz altı torbaları Göz kapağı ve çevresi kırışıklıkları Alın çizgileri Cilt sıkılaşması Daha ışıltılı bir cilt Saten etkisi El üstü kırışıklıklarının düzeltilmesi Kol, dekolte, bacak, basen, karın sarkma ve kırışıklıkları Selülit giderme http://www.satenyuzgerme.com/

  • Akne izi tedavisi

    Akne, evladının büyüdüğünü gören ebeveynler için duygusal bir süreç olabilir. Anne ve baba çocuğunu belli bir seviyeye kadar büyütüp getirmiş olmanın gururu ile bu durumu olumlu bir gelişme olarak görebilir. Ancak durum, ergen kız ve erkek çocukların tarafından bakıldığında hiç de öyle değildir. Bu sivilceler derin izler bırakmaya başladığında gerçekten de ileriki hayatımızda, ruhumuzda da derin izler oluşturmaya başlar. Kimi zaman akne izleri bir ergenlik sorunu olmanın ötesinde evlilik çağına gelen genç ve orta yaş insanlar içinde sorun edilmeye başlanır. Dermatoloji Uzmanları olarak akne ve izleri bizlerin de en sık karşılaştığı sorular ve çözülmeyi bekleyen sorunlardandır. Dermatoloji Uzmanınız tarafından gerek aktif sivilce (akne) aşamasında, gerekse sonrasında oluşmuş skarların yani izlerin tedavisinde bir hastanın arayabileceği tüm tıbbi desteğin (ilaçlı tedavilerin) yanı sıra ihtiyaç olabilecek tüm dermatokozmetik uygulamalar, komedon temizliği, PRP ve farklı lazer sistemleriyle kapsamlı bir tanı-tedavi-takip protokolü uygulanmaktadır. Akne İzlerinin Tedavisinde Alternatif Tedaviler Karbon peeling Q-Switch lazer Altın iğne Radyofrekans Fraksiyonel Lazer Dermaroller Dermapen PRP

  • Vitiligo nedir?

    Vitiligo ciltte beyaz lekeler le seyreden bir hastalıktır. Genellikle ağır bir üzüntü ya da stres sonucunda ortaya çıkar. Tedavisi biraz sorunlu bir hastalıktır. O yüzden hastanın en baştan uzun bir tedavi kabul etmesi gerekiyor. Tedaviye başlamadan önce hastanın bazı testlerinin yapılması gerekiyor. Çünkü her ne kadar ağır bir stres ya da korku sonrasında ortaya çıksa da kişinin vücudunda bir vitamin eksikliği toksin birikimi ya da gizli bir enfeksiyon olma olasılığı vardır. Bunları araştıran testler yapıldıktan sonra tedaviye başlanır. Tedavisi asgari 6 ay kadar sürmesi gerekiyor. Bu süre içerisinde cildi destekleyen vitaminler barındıran bir diyet ve bazı hücreleri gençleştiren kremler kullanılması yararlı olmaktadır.

  • Babyface Tedavisi

    Babyface tedavisi nedir ? Yurtdışında çok popüler olan yeni ve etkili bir yöntemdir. Ciltteki sorunları hızla gidermesi ve konforlu olması bu yönteme haklı bir ün kazandırmıştır. Bebek yüzü ve BabyFace olarak bilinen bu yöntemde lazerle deride mini kanalcıklar açılır. Açılan kanalcıklar deride yenilenme mekanizmasını tetikler. Bu mini kanallardan deriye yüksek etkili moleküller verilerek yenilenme optimum düzeye taşınır. Kısa sürede lekelerde azalma, ciltte sıkılaşma, parlaklık ve bebeksi bir doku sağlanır. Hangi durumlarda kullanılır ? Gözenek sıkılaştırma Yüz gençleştirme Leke tedavisi Melasma tedavisi Yara izi azaltma Boyun gençleştirme Dekolte doku yenileme Uygulamada hangi etken maddeler kullanılır ? Traneksamik asit : Lekeleri azaltan ve parlaklık veren bir maddedir Askorbik asit: Doğadaki en güçlü antioksidan olan C vitamini kollajen ve elastini yenileyerek cildi gençleştirir. Retinol : En etkili yaşlanma karşıtı moleküllerden biridir. Hücresel düzeyde yaşlanmayla savaşır. Kök hücre: Kollajen ve elastin liflerini güçlendiren bir maddedir. Resveratrol: Cildi yenileyen çok güçlü bir moleküldür. İşlem nasıl yapılır ? Cilt temizlendikten sonra Thulium lazerle deride mini kanallar açılır. Sonrasında etken madde uygulanır. Konforlu ve kısa bir uygulamadır. İşlem sırasında hafif bir yanma hissedilebilir. İşlem sonrası kısa süren bir kızarıklık oluşabilir. Kaç seans uygulanır ? Hafif cilt problemlerinde 2 seans yeterlidir. Daha ciddi sorunlarda 4 seans uygulanır. İşlem 10-15 günlük aralıklarla yapılır. İlk seans sonrasında bile sonuçlar ortaya çıkmaya başlar. Seanslar ilerledikçe düzelme daha belirgin hale gelir.

  • Kırmızı Yüz Tedavisi

    Çeşitli nedenlere bağlı olarak yüzde kalıcı kızarıklık oluşmaktadır. Güneşe maruziyet, gül hastalığı veya genetik sebeplerle yüzdeki kılcal damarlar genişler ve çoğalır. Bu yüzde kalıcı bir kırmızılığa yol açar. Bu durumda en etkili tedavi kırmızı damarları gören lazer tedavileridir. Yüzde sarı lazer veya sarı-yeşil lazer seçici olarak bu yapıları etkiler ve kısa sürede kızarıklığı giderir. Kullanılan lazer çevresel hasar yapmadığı için hasta gündelik hayatına devam edebilmektedir. Kırmızı yüz en sık rastlanan deri problemlerinden birisidir. Aslında kırmızı yüzü oluşturan temel faktör kılcak damarların çoğalmasıdır. Kılcal damarların çoğalması genetik bir sebep de olabilir yani aileden gelen bazı özellikler ile olabilir ya da geçirilmiş bazı hastalıklara bağlı olabilir. Sebep ne olursa olsun burdaki kılcak damarların giderilmesi için en etkili yöntem lazer yöntemidir. Son zamanlarda ortaya çıkan sarı lazer uygulaması ile bu kılcal damarlar kolaylıkla silinebilmekte ve kırmızı yüz tedavi edilebilmektedir.

  • Liken planus nedir?

    Liken planus cildin kaşıntılı hastalıklarından birisidir. Ciltte kaşıntılı kırmızı lekelerle ortaya çıkar. Genellikle ağır bir stres sonucunda ortaya çıksa da altta çoğu kez vitamin eksikliği toksin birikimi ya da ağır metal birikimi söz konusudur. O yüzden liken planus tedavisi yapmadan önce detaylı bir kan muayenesi özel bazı alerji testleri yapmak gerekir. Tedavisi genellikle 3 ila 6 ay kadar sürer. Bu tedavi sonucunda çoğu kez hastalarda iyileşme elde edilmektedir.

  • Google Places
  • Instagram
  • Facebook
  • LinkedIn

©2022 DrSistem

bottom of page