top of page

Arama Sonuçları

Boş arama ile 1063 sonuç bulundu

  • Kadınlar Ne ister? (Kadın ve Erkek Farkı)

    Kadınların; erkeklerin '' kadınlar ne istiyor? anlamış değilim'' diye yakındıkları sıklıkla duyarız. Kadınların son derece karmaşıkmış gibi görünen ama o karmaşık örtünün altında son derece naif, sağduyulu, erkeklere göre daha çok duygu odaklı ve anlaşılmayı bekleyen varlıklar olduğu doğrudur Erkeklerin düşündüğünün aksine kadınlar kendilerini anlatırlar aslında hatta en çok istedikleri şeydir anlaşılabilir olmak. Hem de tüm bedenleriyle anlatırlar kendilerini fakat tuhaflık şurdadır erkek netlik sever, kadının tüm istek ve beklentilerini aktarmasını, dillendirmesini ister. Kadın ise ben aslında dilimle olmasa da bakışımla, duruşumla, dokunuşumla aktarıyorum der. Yani önemli olan nokta anlaşılabilir ve anlayabilir olmaktır. Belkide bilinmesi gereken önemli nokta; açık ve net şekilde ifade etmediğimiz bir şeyi asla karşı taraftan talep etme hakkımız olmadığıdır. Fakat bizim toplumumuzda bu çok mümkün değildir. Daha çocukluk yıllarından itibaren erkek çocukları ve kız çocukları toplumda kadına ve erkeğe biçilen rolleri gözlemleyerek büyütülürler. En önemli modeller de en yakınımızda ki anne ve babamızdır. Genelde gözlemlediğimiz ve sıklıkla karşımıza çıkan baba modeli evin ihtiyaçlarını karşılayan (maddi), vurdumduymaz, annenin ve çocukların duygusal ihtiyaçlarını okumakta zorlanan ve okuyabilmek için çok da çaba sarfetmeyen babadır. Ancak baba da böyle büyütülmüş olduğundan, olması gerekeni sanki buymuşcasına ve sanki başka bir davranış şekli ve olasılığı yokmuşcasına davranır sıklıkla. Haksızlık etmeyeyim baba yani erkek duygusal ip uçlarını okuyamasa da çözüm odaklıdır. Soruna odaklanır ve mutlaka bir çözüm üretir. Kadın ise sıklıkla çok sesi yükselmeyen, içten içe duygularını yaşamayı öğrenen, bakım verme odaklı bir hal alır geleneksel yapıda ki çiftlerde. Günümüzde durum kadının iş hayatına girmesi ve eğitim seviyesinin yükselmesiyle bir nebze değişmiş olsa da hepimizin şemalarında az önce bahsettiğim ana baba modelleri bir yerlerde yer etmiştir. Her ne kadar aksi iddia edilse de kadınlar çok da karmaşık varlıklar değildir aslında. Hatta bazen bizim bir takım durumları karmaşık hale getirdiğimizi düşünmüyor değilim. Erkekler kadınlara nazaran daha açık sözlülerdir ve isteklerini net ve düz bir biçimde ifade ederler. Kadınlar ise biraz kibarlık, bir kaç yürek okşayıcı söz beklerler. Günümüzde genç erkekler biraz bu durumu anlamış fakat bu defa da isteklerine ulaşabilmek için kadınların duygularına saygı göstermeyi becerememişlerdir. Sonra kadınlar ama çok sevdiğini söylüyordu, ama sensiz yapamam diyordu, ama çok güzelsin diyordu ne oldu da bu kadar kısa sürede başkasına gitti? Ne çabuk sevgisi bitti? gibi sorularla uğraşırlar. Halbuki erkek isteği doğrultusunda kadının isteklerini yerine getirmiş, istediği ölçüde sıkılana ya da daha iyisini bulana kadar bunu sürdürmüş, hatta belki de yukarıda bahsettiğim gibi kadının duygularını ifade etmemesinden ve sen anlayıver tavrından sıkılmış ve sonra sabırsız olan erkek çekip gitmiştir. Ne erkeklere lafım ne de kadınlara aslında sadece bize biçilen rollere ve bizim yani biraz farkındalığı olanların ilişkiyi yönetiş biçimlerine. Sanırım varoluştan bu yana bitmeyen kadın erkek arasında ki bu karmaşa bir ömür de bitmeyecek. Erkekler sizlere söyleyebileceğim şey, belki de bazılarınızın bu güne kadar hiç yapmadığı bir şey; kadınların gözünden bakmaya çalışmayı deneyin, belki biraz anlayabilirsiniz kadınları ve lütfen onları arkadaşlarınızın sevgilileriyle, eşleriyle hatta annenizle ve hatta kendi anneleriyle kıyaslamayın. Bir kadın kıyaslanmaktan nefret eder hatta hiç bir insan kıyaslanmaktan hoşlanmaz. Ve kadınlar neden böyle oluyor, neden hep beni buluyor sorularını bir kenara bırakın ve biraz geçmiş ilişkilerinizi ve en önemlisi kendi seçimlerinizi sorgulayın mutlaka bir şeyler bulup daha mutlu olacağınız erkekler bulacaksınızdır. Fakat hem erkekler hem kadınlar seçimlerinizin yanlış olduğunu düşünüyor fakat aynı yanlış seçimleri tekrarlıyor iseniz size en yakın bir uzmandan destek alınız. Sevgili kadınlar ve erkekler; umarım çok iyi arkadaş olmayı başarabildiğiniz ve sonrasında en güzel sevip mümkün olduğunca az sıkıldığınız (hiç sıkılmamak mümkün değil çünkü) bir partnerle ve bir ömür mutlu kalın.

  • Çocuklar için Oyun Terapisi İzmir

    Şüphesiz ki çocuklarımız bizim en önemli ve değerli varlıklarımızdır. Dünyaya geldikleri andan itibaren hatta bebek sahibi olacağımızı öğrendiğimiz andan itibaren anne ve babalar farkında olarak ya da olmayarak çocuklarıyla ilgili belli beklentiler içerisine girerler ve hep en iyi senaryoların yaşanacağı düşünülür. Fakat çocukların büyümeye başlamasıyla beraber bir takım sorunlar da büyümeye başlar. En çok da çocuklarda ki davranış problemleri anne ve babayı çaresiz bırakır. OYUN TERAPİSİ NEDİR VE HANGİ ÇOCUKLARA UYGULANIR? Çocuklar yetişkinler gibi konuşarak duygularını ifade etmekte güçlük çekerler. Oyun çocukların duygu ve düşüncelerini aktarmalarında ki en iyi yoldur. Çocuk yaşadığı her türlü sorunu, maruz kaldığı her herhangi bir durumu oyun yolu ile bize anlatır. Bu anlamda oyun terapisi en etkili yöntemdir. Oyun terapisi için mutlaka bu konuda ayrıca eğitim almış bir uzman eşliğinde ve özel olarak tasarlanmış bir odada çocuk ve terapist eşliğinde gerçekleştirilir. Çocuklar hemen kendilerini yani iç dünyalarını açmazlar ve terapistine güven duyması biraz zaman alır. Bu yüzden acele etmemek gerekir. Oyun terapisi direktif (yönlendirilmiş) veya nondirektif (yönlendirilmemiş) şekilde uygulanabilir. Yönlendirilmemiş oyun terapisinde çocuk oyun odasında ki oyuncakları kullanarak kendi oyununu seçer. Direktif oyun terapisinde ise, terapist daha aktif rol alır ve metaforları ortaya çıkarmak için, terapiyi yöneltir ve bazen de öğretici stratejiler kullanabilir.Hangi yöntem kullanılır ise kullanılsın terapist ve çocuk çocuğun yaşadığı sıkıntılar üzerinde çalışabilir ve çocuk oyun içerisinde ifade edemediği öfke, üzüntü, kıskançlık vb duyguları ve çocuk yaşadığı travmaları (cinsel taciz, boşanma, ölüm gibi), düşük özgüven, saldırganlık, takıntı, okula uyum problemleri, uyku sorunları, tuvalet sorunlarını rahatlıkla ortaya koyar ve bu konuları çalışma fırsatı verir. Terapist oyun terapisi içerisinde çocuğu koşulsuz kabul eder. Terapist ile çocuk arasında kurulan iletişim çok önemlidir.Terapistin psikolojik olarak çocuğu sarıp sarmalaması gerekir. Oyun terapisi ortalama 2,5 yaş ile 13 yaş arasında ki çocuklara uygulanabilmektedir. Öfke kontrolü sorunu yaşayan çocuklarda, boşanmış aile çocuklarında, travmatik olaylar yaşayan çocuklarda, anksiyete yani kaygı sorunu olan çocuklarda, davranış ve uyum problemlerinde, depresyonda, akademik, sosyal ve fiziksel gelişim sorunu olan çocuklarda, kardeş kıskançlığında, alt ıslatma, tırnak yeme, kaka kaçırma, kayıp ve yas sürecinde ki çocuklarda, özgüven eksikliğinde ve benzeri sorunları olan çocuklarda oyun terapisi uygulanabilmektedir. Oyun terapisi ne kadar sürer sorusuna net bir cevap vermek maalesef çok kolay değildir.Çocuğun yaşadığı sorunlara ve kendini açmakta gösterdiği dirence göre değişim göstermektedir. Aile bu konuda aceleci davranmamalı ve terapi sürecini devam ettirmelidir. Sizde eğer çocuğunuzda bir takım problemler gözlemliyor iseniz, İzmir’de çocukla çalışan bir psikolog ya da İzmir de pedagog arıyorum, oyun terapisti arıyorum diyorsanız lütfen bizimle iletişime geçiniz.

  • Çocuk ve Ergenlerde İnternet Bağımlılığı ve İnternet kullanımı

    Son yıllarda teknolojinin gelişmesi ve internetin yaygınlaşması ile birlikte ergenlerin internet kullanımının arttığı ve akabinde internet bağımlılığı geliştirdikleri görülmektedir. Ergen grup diğer internet kullanıcılarına göre daha riskli bir gruptur. Ergenlerin fiziksel ya da zihinsel gelişimleri tamamlanmadığı için aşırı internet kullanan diğer yaş guruplarına göre onlar çok daha hassastırlar. İnternet kullanımı günümüzde nerdeyse ergen yaş grubunun hepsinde görülen bir kullanımdır. Fakat araştırmalara göre internetin aşırı kullanımı ergenleri dört alanda etkilemektedir. Bunlar; fiziksel sağlık, psikososyal gelişim, akademik performans ve aile ilişkileri. İnternet kullanımının ergenler üzerinde ki en önemli faktörlerinden biri olan faktör aile ilişkileridir. Ailelerin olumlu rol model olması ergenleri internet bağımlılığından korumaktadır. Aile kendisi ne kadar az ve ölçülü internet kullanımında bulunuyor ise çocukları da o kadar az kullanacaktır. Aynı zamanda aile ilişkilerinin sağlıklı ve kaliteli olması ergen çocukların aileleri ile daha fazla paylaşıma gireceklerini, yargılanmadan kendilerini anlatabileceklerini ve dolayısıyla internet kullanımında sınırlamalar yapabileceklerini ve böylelikle internet bağımlılığından korunabileceklerini gösterir. Aile faktörleri hem madde kullanımı ve internet bağımlılığı ile ilişkilidir hem de davranış problemleri sendromunun oluşması ile ilişkilidir. Ayrıca aile içerisinde ki olumsuz koşullar da ergenler ve internet bağımlılığı ile ilişkilidir. Örneğin; ayrılmış aileler, aile çatışmaları ve aile fonksiyonelliğindeki düşüş. Ergenlik döneminin riskleri göz önünde bulundurulduğunda internet kullanımı ve internet bağımlılığı açısından son derece dikkat edilmesi gereken bir gruptur. İnternet ve bilgisayar bağımlılığının tedavisinde hem çocuk/ergenle birlikte bireysel çalışılabileceği gibi etkili bir tedavi için tüm aile üyelerinin bu sürece katılmaları çok daha etkili bir sonuç almayı sağlayabilmektedir.

  • ÇOCUK DİŞ HEKİMLİĞİ

    Çocuk diş hekimliği, tıp dilinde Pedodonti olarak adlandırılmaktadır. Bu uzmanlık alanı 0-15 yaş arasındaki çocukların diş sorunlarını ve hastalıklarını araştıran, koruyucu diş hekimliği uygulamaları sayesinde çocuklarda süt dişleri ile ana dişlerinin korunması, hastalıkların tedavi edilmesi, çeşitli travmaların atlatılması ve diş kayıplarının önlenmesi konusunda çalışmalar yapan çok önemli bir daldır. Çocuk psikolojisi iyi bilinerek ona göre hareket edilmeli, onlara yumuşak bir şekilde yaklaşılmalı, böylece diş kontrollerine ve tedavi sürecine alışmaları sağlanmalıdır. Böylece çocukların diş bakımı konusunda bilgilendirilmeleri sonucu bu bilinçle yetişmeleri sağlanmış olur. Pedodontistler her şeyden önce çocuğun güvenini sağlamalıdır. Bunu sağladıktan sonra tedavi süreci daha kolay ve etkili gerçekleştirilebilir. Diş tedavisi ile ilgili ilk yargılar tüm yaşamı olumsuz olarak etkileyebilecek bir güce sahiptir. Çocukların diş hekimine karşı korku geliştirmemeleri için her şeyden önce ilk tecrübelerinin korkusuz ve güven dolu gerçekleştirilmesi gerekir. Ebeveynler diş tedavisi ve kontrolleri sırasında çocuklarını yalnız bırakmamalıdırlar. Böylece ailesinin güvencesi altında onların desteği ile diş hekimine gelen çocuklar korku ve endişe duygularından uzaklaşırlar. SÜT DİŞLERİNİN ÖNEMİ Süt dişleri bebeklik döneminde belirli zaman aralıkları ile çıkan ve daha sonra yerini kalıcı dişlere bırakacak olan ilk dişlerdir. Süt dişleri yenilenecek olması nedeni ile birçok aile tarafından önemsenmez. Halbuki süt dişlerine de bakım yapılmalı ve eğer gerekiyorsa tedavi de edilmelidir. Süt dişleri ilk beslenmenin yapıldığı dişlerdir. Süt dişlerinde herhangi bir probleme sahip olan çocuklar yeterince beslenmezler ve ağrı nedeni ile büyüme gelişim için gerekli olan maddeleri alamazlar Süt dişleri aynı zamanda çene gelişimini de etkilemektedir Yine telaffuz sırasında çok büyük bir öneme sahip olan süt dişleri, çürük gibi travmalar sonucunda konuşmayı da etkiler ve bazı harflerin gereği gibi telaffuz edilmemesine neden olur. Bunların yanında önemsenmeyen çürükler ağız kokusunun yanı sıra beslenme bozukluklarından estetik görüntünün bozulmasına kadar birçok probleme neden olmaktadır. Yine süt dişleri çekilen veya bu dişlerde problem yaşayan çocuklarda kalıcı dişler çıktıktan sonra diş eti ve çene hastalıkları devam eder. Çocuklarda 20 tane süt dişi bulunmaktadır. Çocuklardaki süt dişleri genellikle aralıklıdır. Bunun nedeni kalıcı dişlerin düzgün bir şekilde yerleşmesini sağlamaktır ve dişlerdeki herhangi bir kayıp dişlerin aralıklara doğru kayarak kalıcı dişlerin yerleşmesini ve çıkmasını zorlaştırmakta, dişlerde çapraşıklıklara sebep olarak çiğneme ve konuşma bozukluklarına neden olmaktadır. Bu dişler de kalıcı dişler gibi çürüyebilir veya çeşitli tedaviler gerekebilir Zamanından önce çekilen dişler kalıcı dişlerin yerleşimini etkileyebilir hatta kalıcı dişlere yeterli yerin kalmamasına neden olabilir. Her çocuğun 6 ayda bir doktora götürülmesi gerekir. Çünkü kontroller problemin erken teşhis edilmesini sağlar ve böylece tedavi kolaylaşır ve telafisi mümkün olmayan zararlar da engellenmiş olur. İlk diş kontrolü sırasında önce çocuk ve ebeveynleri üzerinde durulmalı ve onlarla etkili iletişime geçilmelidir. Daha sonra çocuğun hikayesi alınır ve dental geçmişi incelenir. Bütün bunların ardından klinik muayeneler ve radyografik işlemler gerçekleştirilir. Bütün bu aşamalar esnasında anne ve babaya bilgi verilmelidir. Çocuğunuzu götürdüğünüz hekiminiz size diş fırçalama yöntemlerinden temizlik alışkanlıklarına, ağız hijyeninden çeşitli uygulamalara kadar birçok konu hakkında bilgi verebilir.

  • KİŞİYE ÖZEL GÜLÜŞ TASARIMI

    Bu bazen tek bir işlemle bazen çoklu tedavi planıyla gerçekleşmektedir. Her insan, görünüm ve karakter açısından birbirinden farklıdır, bu yüzden özellikle ön dişlerin restorasyonu, bireyin özel isteklerine, karakteristik özelliklerine ve konuşma biçimine uygun olarak tasarlanmalıdır. Gülüş tasarımda en büyük etken dişler olsa da sadece diş tedavilerinden bahsetmek yanlış olacaktır. Diş etleri, dudaklar, çeneve hatta burun da gülüş tasarımında çok etkili faktörlerdir ve gerekli durumlarda diş eti estetiği ( pembe estetik) dudak ve çenede şekillendirme yapmak gereklidir. Kişiye özel gülüş tasarımı için kriterler: Yüz Hatlarınız Cinsiyetiniz Yaşınız Gülüş simetrisi Dişlerinizin sıralanışı ve renkleri Dudaklarınız Dişetleriniz Çeneniz Burnunuz Yaş faktörü en dikkat çekici olanıdır. Geçen yıllarla beraber yüz hatlarınız değişir. Ufak kırışıklıklar belirirken özellikle ağız ve çene bölgesindeki ciltte gevşeme başlar. Ön dişlerin boyunun kısalmasıyla kişi olduğundan daha yaşlı görünebilir oysa sadece ön dişlerde yapılacak küçük müdahalelerle dahi daha genç ve güzel görünmek mümkündür. Yıllarca tükettiğimiz çay, kahve, sigara gibi etkenler dişin mine tabakasının da oluşan renklenme gülüşünüzün solgunlaşmasına, gülüşümüzün ışıltısını kaybetmesine yol açar. Bu durumda 1 saat gibi kısacık bir zamanda diş beyazlatma yaptırarak ışıl ışıl bir gülüşe sahip olabiliriz. Arka dişlerde ki kısalmalar ya da diş kayıpları çene kemiklerindeki erime ve incelmeyle birleştiğinde yüzün daha çökük ve yaşlı görünmesine sebep olmaktadır. Bu durumda ise dental implant ve porselen kronlar imdadımıza yetişmektedir. Bu tedavilerle hem estetik hem de kişinin çiğneme fonksiyonu ve fonasyonu (konuşma ) estetik biçimde yeniden şekillendiriliyor. Bazı durumlarda ise tüm yüz hatları mükemmele yakın olmasına rağmen güldüğümüzde diş etlerimiz görünüyorsa bu durum bizi gülmekten alıkoyacağından olduğumuzdan daha sert ve mutsuz görünmemize sebep olacaktır oysa bu durumun tedavisi sadece 20 dakikadır. Pembe estetik adı verilen bu işlemle sorunuzu çözülmez ise halen gülümseme sırasında diş etleri görünüyorsa, burun altındaki tek bir noktaya “botoks” uygulaması yapılabilir. üst dudak bir miktar düşer ve gülümsenize hiçbir mani kalmamış olur. Kısacası yüzünüz ile tamamen uyumlu yapılacak bu tedavilerle gülüşünüzü gençleştirmek ve güzelleştirmek diş hekimi muayenehanesi kadar yakın. Yüzünüz de altın oranı yakalamak ve olabilecek en iyi gülüşe ulaşmanız için öncelikle sizin kişisel beklentinizi konuşarak belirliyoruz ardından, yüz hattı, ağız ve dudak yapısı, ten rengi, yaş, cinsiyet ve diş etlerinize göre tamamen size özel bir çalışma yapıyoruz tüm bu faktörlere göre çalışma tamamlandığında mutlak memnuniyete kavuşuluyor. Buradaki amaç kişinin yüzüne uygun estetik ve ideal olan gülüşünü verebilmektir. Sağlıklı ve doğal gülüşü planlamaktır. Size özel gülüş tasarımı ile her açıdan çok daha sağlıklı ve doğal görünen pırıl pırıl dişlere kavuşmanız mümkün. Gülüş tasarımında diş beyazlatmadan dental implantlara kadar birçok yeni ve güvenilir teknik, kişinin ihtiyacına göre uygulanır.

  • DİŞ ETİ GÜLÜMSEME TEDAVİSİ – GUMMY SMİLE

    GÜLDÜĞÜMDE DİŞETLERİM OLMASI GEREKENDEN FAZLA GÖRÜNÜYORSA NE YAPABİLİRİM? Gummy Smile; gülümseme esnasında dişetlerinin normalde estetik olarak kabul edilen miktardan daha fazla göründüğü durumdur. Böyle bir problem varsa dişetlerinin görünme miktarı ve dişlerin periodontal ( dişeti sağlığı ve kemik desteği ) durumu göz önünde bulundurularak müdahale şekli belirlenir. Tedavi seçenekleri; dişeti konumunun dokuların izin verdiği ölçüde yukarı alınarak değiştirilmesi ve /veya dudağın bir miktar aşağı alınmasıdır. Her iki işlem de lokal anestezi altında yaklaşık 30-40 dakika süren küçük cerrahi işlemlerdir. Cerrahi müdahale dışında Botoks uygulaması da son yıllarda gummy smile tedavi seçenekleri arasına girmiştir.

  • Kanal Tedavisi (Endodontik Tedavi)

    İlerlemiş çürük, travma gibi çeşitli sebeplerle canlılığını kaybetmiş dişlere uygulanan tedavi tekniğidir. Öncelikle kanal tedavisi uygulanacak dişdeki çürük kısım temizlenir ve dental pulpa dediğimiz damar-sinir dokusuna ulaşılır. Kök kanalları ve pulpa odası dahil olmak üzere tüm sinir dokusu temizlenir. Kök kanalları genişletilir, dezenfeksiyon sağlanır ve özel dolgu malzemeleri ile kanallar doldurulur. Bu tedavide amaç; ileri çürük nedeniyle iltihaplanmış veya kök ucunda granülom, kist gibi lezyonlar gelişmiş dişlerin, diş çekiminden olabildiğince kaçınarak hastanın, kendi dişleri ile, çiğneme ve fonksiyon işlevini daha uzun bir süre devam ettirebilmesini sağlamaktadır.

  • Flor Uygulaması (Koruyucu Tedavi)

    Flor diş sağlımız için neden önemlidir ? Flor dişin dış mine tabakasını güçlendirerek çürük oluşumunu engeller. Hatta mevcut çürüğün ilerlemesini yavaşlatır veya durdurur. Çocuklarda dişlerin oluşumu sırasında alınan flor diş minesini güçlendirerek daha dirençli bir mine dokusu oluşmasını sağlar. Flor ağızda, görünmesi çok zor olan yeni başlamış çürüklerde mine dokusunu tamir eder. Diş hassasiyeti olan kişilerde ve diş eti hastalıklarına yol açan bakterilerin öldürülmesinde de etkilidir. Flor tabletleri ve topikal flor jeli; Flor tabletleri uygulaması : Flor tabletleri, sudaki flor oranı yeterli olmayan bölgelerde, çürük oluşma kapasitesi yüksek çocuklarda kullanılır. Hamilelerde ve bebeklerin 6. ayına kadar kullanılmamalıdır. aydan itibaren içme suyundaki flor miktarına ve bebeğin yasına göre hekiminizin önerileri doğrultusunda gerekli görülüyorsa flor tabletleri kullanılır. Flor vernik uygulaması : Sadece diş hekimleri tarafından uygulanabilen bir koruma yöntemidir. Bu teknikte yeterli miktarda flor dişler üzerinde depolanır ve dişlerin yapısını güçlendirerek çürüğe daha dayanıklı hale getirilmiş olur. Periyodik olarak uygulandığında koruyucu ve güçlendirici etkisi daha da artmaktadır.

  • Ağız ve Diş Sağlığı

    Çürük oluşımunu nasıl önleyebilirim? Florlu bir diş macunu ile dişler fırçalanmalıdır. Dişlerinizin ara yüzleri için diş ipi veya diğer ara yüz araçlarından faydalanınız. Dengeli beslenmeye dikkat edilmeli ve abur cubur yiyeceklere bir sınır konulmalıdır. Dişlerinizi çürüğe karşı daha dayanıklı hale getiren uygulamalardan “florlama” ve “fissür örtücüler” hakkında diş hekiminize danışınız. Profesyonel diş temizliği ve ağız muayeneniz için düzenli olarak diş hekiminizi ziyaret etmelisiniz. Ağız bakım ürünlerini nasıl seçmeliyim? Piyasada çok çeşitli ve cazip kılınan pek çok ürün olması sizi şaşırtabilir. Seçim yaparken onaylanmış ve diş hekiminizin tavsiye ettiği ürünleri satın almaya dikkat etmelisiniz. En iyi diş macunu ve en iyi fırça hangisidir sorularının cevabı, kişinin ağız durumuna göre değişebilir. Bir diş fırçasını ne kadar kullanabilirim? Genelde 2-3 ay kullanılabilir. Diş fırçasının bozulduğunu kıl demetlerinin birbirinden ayrılmasından, dağılmasından ve eğilmesinden anlayabilirsiniz. Sert kıllı fırçalar dişlerinize zarar verebilir. Çocuklar ise henüz doğru fırcalamayı tam olarak uygulayamadıklarından daha çabuk fırça eskitirler. En doğru diş fırçalama tekniği hangisidir? Öncelikle fırça 45 derecelik bir açıyla dişe yaklaştırılmalı ve dişin eni doğrultusunda ileri-geri hareketlerle fırçalanmalıdır. En son dişetinden asağıya doğru bir süpürme hareketiyle işlem tamamlanır. Dişlerin iç yüzeyleri , özellikle ön bölgeler dar olduğundan fırça dik olarak sokularak fırçalanmalıdır. Unutulmamalıdır ki, bakteri plağı ve yiyecek artıklarının yoğun olduğu dişlerin arka yüzleri, arka dişler ve dil de temizlenmelidir. Genellikle sadece ön dişlerin ön yüzeyleri fırçalandığından çürükler daha çok arka bölgelerde oluşmakta , diş taşları ise çok az fırçalanan alt ön bölgede olmaktadır. Uygun bir teknik kullanılmazsa dişler zarar görür mü? Evet. Dişler çok sert bir tabaka olan mine ile kaplı olmasına rağmen sadece yanlış bir teknikle uygulayacağınız bir fırçadan bile büyük zarar görebilir. Hem dişin üst kısmında, hem de kökü kaplayan tabakada aşınmalara, dişetlerinde de çekilmelere yol açabilir. Bu durumda dişler çürüğe daha yatkın hale gelir. Dişleri aşındıracak kadar büyük bir kuvvetle diş fırçalamaktan kaçınılmalı ve yumuşak hareketlerle fırça oynatılmalıdır. Diş etlerinin fırçalanması neden gereklidir? Yapılması gereken başka bir işlem de diş etlerini fırçalamaktır. Ama doktor, diş etlerim kanıyor… şikayeti olsa bile fırçalamaya devam edilmelidir, çünkü diş etlerini besleyen damarlar dolaşım bozukluğu sonucunda dolgunlaşmıştır. Buna tıp dilinde konjestiyon denir. Tedavi etmek için kılcal damarları açmak yani fırça yapmak gerekecektir. Böylece diş etinin damarları iyileşir ve kanama da kendiliğinden durur. Diş etinin fırçalanması, diş eti hastalıklarından korunmanın en etkin çarelerindendir. Fırçadan baska diş temizlik araçları var mıdır? Bunlar, elektrikli fırça, diş ipliği, kürdan, ara yüz fırçası, su püskürteci (water – pic), stimulatör… gibi araçlardır. Elektrikli fırça ve su püskürteci ülkemizde giderek yaygınlaşmaktadır. Diş ipliği (diş ipi): Diş aralarını temizlemede sık kullanılan yararlı bir araçtır. Yanlış kullanımı diş etine zararlı olmaktadır. Diş hekiminden doğru kullanımını öğrenildikten sonra uygulanmalıdır. Kürdan: Yemek yerken diş arasına giren bir et parçasını kürdanla çıkarabilirsiniz; fakat yemek daima aynı yere kaçıyorsa bu, iki diş arasında normal temas olmadığını gösterir. Böyle durumlar kürdan kullanmayı gerektirir. Kürdan uçlarının özel olarak düzlenmiş olması, ayrıca sterilize edilmesi gerekir. Bu nedenle eczanede satılanlar tercih edilmelidir. Ara yüz temizleyicileri ne işe yarar? Diş fırçasının ulaşamadığı alanlarda dişler arasındaki ve dişetinin altındaki artıkları temizlemek için kullanılır. Bu alışkanlığa sahip değilseniz başlamak için geç kalmış sayılmazsınız. Sadece fırçalamak yetmiyor … Tam bir ağız bakımı için yalnızca dişleri fırcalamak yeterli degildir, çünkü diş fırçalamakla dişlerimizin tüm ara yüzeylerine ulaşamayız. Diş ipi kullanımı, diş eti hastalıklarıyla mücadelede ve ağız sağlığımızı korumada yardımcı olur. Peki diş ipi nasıl kullanılır? Daha etkili bir diş ipi kullanımı için nelere dikkat etmeliyiz? Diş ipleri her iki elin baş parmakları veya işaret parmakları arasında gergin tutularak dişlerin arasına girilip, temizlenmesi şeklinde uygulanır. Köprü gövdelerinde ise gövde altına girebilecek şekilde üretilmiş iplerle gövdenin altı temizlenir. Diş ipi kullanırken dişetini tahriş etmemeye özen gösterilmelidir. Bu tür ürünlerle yapılan temizliğin yanı sıra 6 aylık periyodik hekim kontrolleri mutlaka yaptırılmalıdır. Diş ipinden maksimum fayda sağlamak için: Yaklaşık kırk santimetrelik diş ipi alarak, ipliğin büyük bir bölümünü orta parmaklarınızın çevresine sarın ve kullanmak icin dört veya beş santimetrelik ipi açıkta bırakın. Diş ipini, başparmak ve işaret parmakları arasında gerili tutarak, dişleriniz arasında nazikce yukarı ve aşağı doğru hareket ettirin. İpliği tüm diş yüzeylerinde nazikce gezdirin ve ipin dişeti çizgisini geçtiğine emin olun. Diş ipini zorlamayın, aksi takdirde hassas dişeti dokusu kesilmesi veya doku ezilmesiyle karşılaşılabilir. Dişten dişe geçerken diş ipinin temiz bölümlerini kullanın. Diş ipini çıkarmak için, ipliği dişinizden yukarı ve dışarı taşımak için aynı ileri geri hareketini uygulayın. Diş ipi kullanımından sonra dişleriniz ve diş etleriniz daha temiz olur, çünkü diş ipi diş fırçalarının ulaşamadığı yerlere ulaşır. Nefesiniz tazelenir ve diş etlerinizin sağlığı iyileşir. Başlangıçta biraz zor gelse bile pratik yapmaya devam edin. Kısa bir süre sonra farkı hissedeceksiniz ve diş ipi kullanımı günlük yaşantınızın bir parcası haline gelecek. Dişipi kullanırken şu noktalara dikkat etmelisiniz: İlk kullanımda kolay kullanım amacıyla mumlu diş ipleri tercih edebilirsiniz. Ayrıca florlu diş ipleri de tercih edilebilir. Diş ipi her iki elimizin işaret parmağına dolanarak ve baş parmağımızın yardımıyla kullanılır. Diş ipini dişlerinizin arasından yavaş hareketlerle ve kontrollü olarak geçirin. dişetini yaralayacak sert ve ani hareketlerden kaçınmalısınız. Dişin üzerinde ipi, c harfi cizecek şekilde ileri-geri yukarı-asağı hareket ettirerek ara yüzü temizleyebilirsiniz.

  • VARİKOSEL NEDİR?

    Toplumdaki erkeklerin % 15’inde ve kısırlık tanısı ile müracaat eden erkeklerin % 40’ında saptanan varikosel ( testis damarlarında genişleme, varisleşme ), sperm üretimini bozan en önemli etkenlerden biridir. Varikosel, testislerde ısı artışı ve toplardamardaki kullanılmış kanın testise geri akımı sonrası mikro dolaşımı etkileyerek sperm üretimini bozar; sayı, hareketlilik, yapı ve dölleme kapasitelerini etkileyebilir. Değişik derecelerde görülebilen varikoselin, tanısı muayene ile ve çeşitli radyolojik tetkiklerle konulabilir.

  • Kısırlık Tedavisi

    Çiftlerin herhangi bir korunma yöntemi uygulamaksızın 1 yıl boyunca düzenli cinsel ilişkiye girmeleri ve çocuk istemelerine rağmen gebelik oluşmamasına ya da oluşan gebeliğin taşınamamasına infertilite (kısırlık) denir. Çiftlerin yaklaşık %15 ‘inde infertilite (kısırlık) problemi vardır. Kısırlık kadına ya da erkeğe bağlı olabileceği gibi açıklanamayan kısırlık denilen durum da söz konusu olabilir. Yani kısırlık nedenleri çiftin bir üyesini ilgilendirmeyebilir. Bundan dolayı, değerlendirmeniz yapılırken sizin ve eşinizin ayrı ayrı araştırılması ve problemler var ise bunların teker teker ortaya çıkarılması gerekmektedir. Erkeğe ait genital organlar bazı doğuştan gelen özellikler ve gelişimsel özelliklerine göre değişik nedenlerle infertiliteye sebebiyet verebilmektedir. Bu nedenleri kısaca şu başlıklar altında toplayabiliriz; Sperme Ait Nedenler: Sperm sayısının 20 milyondan az olması, sperm ileri hareket hızının % 50’den düşük olması, spermlerin %14 ‘ünde şekil bozukluğu olması gibi… Erkek Tüplerine Ait Nedenler: Sperm yolundaki tıkanıklıklardır. Erkek Üreme Organlarına Ait Nedenler: Varikosel, hidrosel, inmemiş testis gibi nedenlerdir. Diğer Nedenler: Enfeksiyonlar, travmalar, tiroid hormon bozuklukları, psikolojik ve cinsel nedenlerdir. İnfertilitenin Değerlendirilmesi: Hastanın tıbbi özgeçmişi Geçirilmiş kabakulak, bazı ateşli hastalıklar, cerrahi girişimler veya travmalar, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar fertiliteyi etkileyebilir. Ayrıca kimyasal maddelere maruz kalma, stres, ilaç ve alkol kullanımı, egzersiz alışkanlıkları, cinsel ilişki zaman ve sıklığı, ailede bu tip problem varlığı da önemlidir. Fizik muayene Ürolog üreme organlarını muayene eder. Testislerin yerinde olup olmadığı, testislerin durumu, sperm kanalları, skrotum içinde genişlemiş damarların olup olmadığı (varikosel) araştırılır. Prostat muayenesi de yapılmalıdır. Ayrıca vücut yağ ve kıllarının dağılımına bakılır. Laboratuar testleri: Semen (meni) analizi: 48 saatlik cinsel perhizden sonra alınan taze semen makroskopik ve mikroskopik değerlendirmeye tabi tutulur. Sperm sayısı değişkenlik gösterebildiği için semen analizi en az 2 kez yapılmalıdır. Burada sperm sayısı, hareketliliği ve şekli değerlendirilir. Bu test tek başına fertilite durumunu göstermez, çünkü burada spermin tüm fonksiyonlarını görmek mümkün değildir. Fakat infertilitenin başlangıç değerlendirmesi için ilk yapılan kolay ve yararlı bir testtir. Tanı Koydurucu Testler: Semen analizinde herhangi bir anormallik varsa yapılır. •İdrar analizi: İdrarda beyaz kan hücrelerinin (lökosit) varlığı idrar yolu enfeksiyonunu veya prostat enfeksiyonunu gösterir. İdrarda önemli sayıda sperm bulunması idrar torbasına semen kaçtığına işaret eder. • Hormon analizi: Serum FSH, LH ve testosteron düzeylerine bakılır. Bunlar testis fonksiyonları hakkında bilgi verir. •Semende lökosit sayısı: Özel boya veya antikorlar yardımıyla semendeki beyaz kan hücrelerinin sayısı araştırılır. Bunların fazlalığı genital sistem enfeksiyonunu gösterir ve mutlaka tedavi edilmelidir, aksi halde spermlere zarar verir. •Antisperm antikor testi: Bu test kadında veya erkekte sperme karşı antikor var olup olmadığını gösterir. Antisperm antikorlar spermle reaksiyona girip onlara zarar verir ve hareketsiz kılar. • Ultrasonografi: Testislerin yapısı, damarlardaki genişlemeler (varikosel) ve sperm kanallarındaki darlıklar hakkında bilgi verir. • Testis biyopsisi: Semen analizinde çok düşük sayıda sperm olması veya hiç olmaması durumunda yapılır. Her iki testisten anestezi altında birkaç adet doku parçası ve aynı anda iğne ile doku emilimi yapılarak testisteki sperm üretiminin haritası çıkarılır. Alınan örnekler mikroskop altında incelenerek sperm hücresi aranır. Bu yöntemle testislerin sperm üretimi hakkında bilgi sahibi olunur. Tedavi • Enfeksiyonlar ve hormonal bozukluklar ilaç verilerek tedavi edilir. • Varikosel operasyonu; İnfertil erkeklerin % 60'ında varikosel bulunur. Varikosel sperm üretimini etkiliyorsa veya testiste küçülme yapıyorsa tedavi edilir. Varikosel ameliyatı mikroskop altında yapılmalıdır. • Sperm kanallarındaki tıkanıklıkların giderilmesi; Sperm kanallarının prostata açılan yerindeki darlık yapan sebepler endoskopik olarak kesilerek açılır. Diğer düzeylerdeki tıkanıklık bölgeleri ise mikroskop altında bulunup çıkartılır geri kalan sağlam bölgeler birbirine tekrar dikilerek meninin doğal yolla dışarı atılması sağlanır. Yardımcı Üreme Teknikleri – İntrauterin inseminasyon: Düşük sperm sayısı, endometriosis, açıklanamayan infertilite, servikal mukus yetersizliği ve sperme karşı antikor varlığında uygulanır. Erkekten alınan semen özel solüsyonlarla yıkanıp kaliteli spermler elde edilir ve daha sonra kadın rahmine özel bir sonda ile verilir. Bu yöntem hormon tedavisi ile birlikte yapılmalıdır. • GİFT; Dışarı alınan kadın yumurtası ve sperm birlikte kadın yumurtalık yollarına yerleştirilip doğal döllenme sağlanır. • ZİFT; Laboratuar şartlarında döllenmiş yumurta kadın yumurtalık yollarına yerleştirilir. • ICSI (Mikroenjeksiyon); Laboratuar şartlarında kadın yumurtası içine erkekten elde edilen sperm iğne ile yerleştirilerek elde edilen döllenmiş yumurta kadın haznesine konur. ICSI’de spermin hangi yolla elde edildiğinin önemi yoktur. Böylece spermin kadın üreme yollarındaki ilerlemesine, yumurtayı aramasına ve yumurtayı doğal olarak döllemesine gerek kalmaz. İşlem öncesi kadın yumurtalıkları ilaç ile uyarılır. ICSI için birkaç sperm hücresi yeterlidir. • TESE+ICSI; Menide sperm hücresi yoksa testis biyopsisi materyalinden elde edilen sperm hücresi, ICSI için kullanılır.

  • Prostat Büyümesi Cerrahisi

    Prostat erkeklerde bulunan bir salgı bezidir. Sağlıklı bir prostat, yaklaşık olarak iri bir ceviz büyüklüğündedir ve hacmi 15-25ml’dir. Karın içi organların mesaneden sonraen alt bölümünde, rektumun (kalın bağırsağın son bölümü) hemen önünde yer alır. Prostat, hem meni (semen/ersuyu) olarak adlandırılan sıvının büyük çoğunluğunu salgılaması hem de bu sıvı içerisinde spermlere (erkek üreme hücresi) canlılık ve hareketlilik kazandıran birtakım maddelerin bulunması nedeniyle oldukça önemlidir. Prostat salgısında bir problem olması durumunda, sperm hareketi de olmayacağı için çocuk sahibi olmak mümkün olmayabilir. İyi huylu prostat büyümesi veya daha sık kullanılan kısaltmasıyla BPH(Benign Prostat Hipertrofisi); idrar kanalı (üretra) çevresindeki prostat bezinin büyüyerek mesane (idrar torbası) çıkışını tıkaması ve idrar akımına engel olmasıdır. Sık görülen bir durum olan BPH, yaşlanmayla birlikte erkeklerde oluşan hormonal değişikliklerle ilişkilidir. BPH, idrara çıkma düzenini ve biçimini etkileyebilir, yaşam kalitesi üzerinde olumsuz bir etki yapmasının yanında alt idrar yolu problemlerine yol açabilir. İyi huylu prostat büyümesi belirtileri • Gece uyurken sık sık idrar nedeniyle uyanmak, acilen idrar yapma isteği •İdrara başlarken bekleme, ıkınma, zorlanma, kesik kesik idrar yapma • İdrarını tam boşaltamama, mesanede idrar kalma hissi, idrarı yaptıktan sonra damlama olması • İdrar sızıntısı • İdrarda kan İyi huylu prostat büyümesinde uygulanacak tedavi; doktor tarafından hastanın durumuna göre belirlenmektedir. Hastanın şikâyetlerinin ne kadar şiddetli olduğuna bağlı olarak uygulanabilecek çeşitli tedaviler mevcuttur: - Eğer hastada hafif düzeyde BPH belirtileri görülüyorsa, genel olarak önleyici tedavi uygulanır. Hasta ilerleyen aylar veya yıllarda yakın takibe alınır ve hastalığı konusunda ve hastalığın ilerlememesi için yaşam tarzında ne gibi düzenlemeler yapması gerektiği konusunda bilgilendirilir. - Orta düzeyde belirtilerin gözlemlendiği BPH hastalarında yöntemlerden biri ilaç tedavisidir. - Diğer yöntemler yetersiz kaldığında, şikâyetleri ortadan kaldırmak ve idrar akımını arttırmak üzere 2 şekilde cerrahi tedavi uygulanmaktadır. 1. Açık prostat ameliyatı; 2. Standart kapalı prostat ameliyatı

  • Google Places
  • Instagram
  • Facebook
  • LinkedIn

©2022 DrSistem

bottom of page