Arama Sonuçları
Boş arama ile 1063 sonuç bulundu
- Vertebroplasti Nedir?
Vertebroplasti işlemi omurga kırıkları, omurganın kötü huylu metastatik veya primer tümörlerinde, omurganın ağrılı hemanjiomlarında, multiple myeloma bağlı patolojik kırıklarında, uygun hasta grubunda lokal veya genel anestezi altında, ciltten 1 cm'lik kesi ile girilerek omurga içerisine kemik sement enjekte edilmesi işlemidir. En sık kullanıldığı alan omurganın osteoporoza (kemik erimesi) bağlı kırıklarının tedavisidir. Amaç istirhat ve ağrı kesicilere rağmen düzelmeyen ağrıların azaltılmasıdır. İşlemin asıl amacı ağrının azaltılması olmakla birlikte kırık omurgaya sağlamlık kazandırmaktır. Her omurga kırığı vertebroplasti işlemine uygun değildir. Uygun olan hastalarda ciddi anlamda ağrılar azalmakta ve kişiler normal hayatlarına dönebilmektedirler. Stabilizasyon cerrahisinin yapılamadığı veya yapılması gerekli olmayan, ortalama 4 haftalık istirahat ve medikal tedaviye rağmen ağrılarda anlamlı azalma olmayan hastalarda uygulanmaktadır. Kifoplasti işleminde ise vertebroplasti işlemine ek olarak omurga içerisinde bir balon şişirilerek kırık omurganın yüksekliğinin arttırılması ve sement enjekte edilecek alanın arttırılması amaçlanmaktadır. bu işlem daha çok omurganın belirgin açılanma veya deformasyon yarattığı durumlarda tercih edilmektedir. İşlem sonrası 2. saatte hastalar ayağa kaldırılmaktadır ve aynı gün veya bir sonraki gün taburcu edilmektedir.
- Mide Botoksu
Mide botoksu nedir? Mideye Botilinum toksin (botoks) uygulanması endoskopik olarak midenin belirli bölgelerine Botilinum toksini enjekte edilmesi esasına dayanan nispeten yeni bir kilo verme yöntemidir. Bu yöntemde mide kaslarının kasılması sınırlandırılarak mide boşalma süresi gecikir ve hastada iştah kaybı oluşur; böylece kilo kaybı sağlanmış olur. Mide botoksu kimler için uygundur? Mide botoksu aslında kilo vermek isteyen herkese uygulanabilir. Bu işlem bir obezite cerrahisi değildir. Ancak uygulanabilecek hastalar için belli kriterler söz konusudur. Diyet ve sporla gerektiği gibi kilo veremeyenler için uygun bir yöntemdir. Vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde olan ve obezite cerrahisi ile başarı elde edilebilecek hastalarda mide botoksu faydalı olmayacağından bu hastalarda önerilmez. Mide botoksu uygulanacak hastaların vücut kitle indeksi 40’ın altında olmalıdır. Yani vücut kitle indeksi 27-35 arası olan 10-20 kilo fazlalığı olan diyet ve egzersiz ile kilo veremeyen bireylerde uygulanır. Bu noktada fazla kiloları olan ama ameliyat edilecek kadar da obez olmayan ve kilo vermek isteyen hastalar ideal hasta grubunu oluşturur. Midesinde ülser veya gastrit olan hastalarda ise öncelikle bu hastalıkların uygun tedavisi gerçekleştirildikten sonra mide botoksu uygulanabilir Mide botoksunda hasta için aile desteği önemlidir. Bir fikir birliği ile hastanın motive olması sağlanabilir. Mide botoksu kilo verdirir mi? Mide botoksu da dahil olmak üzere hiç bir yöntemin kilo verdirme garantisi yoktur. Mide botoksuna mucizevi tedavi gibi davranmak doğru değildir. Mide botoksunun iştahı azaltıcı etkisi olduğu ve diyete yardımcı olduğu bilinmekle beraber, botoks uygulaması sonrası yüksek karbonhidratla beslenen hastalarda başarısız olma ihtimali de mevcuttur. Mide botoksunun etkisi ne zaman başlar? Mide botoksu uygulandıktan 2-3 gün içinde acıkma hissi azalır. 2 haftadan sonra kilo verme görülmeye başlanır. Hedeflenen 10-20 kilo verilir. Mide botoks işlemi sadece midenin düz kaslarına yönelik uygulanmaktadır, sinir hücrelerine ve bağırsakların hareketine bir etkisi yoktur. Dolayısıyla bağırsak tembelliğini artırıcı bir etki yapmamaktadır. Mide botoksu sonrası size özel hazırlanacak diyette, (bu durumu diyetisyeninize belirtiniz),bağırsakların çalışmasına yönelik gıdaların diyete eklenmesiyle bağırsak tembelliğinde düzelme de görülebilir. Gebelerde ve emzirenlerde uygulanabilir mi? Mide botoksunun gebelerde ve emzirenlerde kullanımı ile ilgili yeterli çalışma yapılmamıştır.
- BEL FITIĞINDA CERRAHİ YÖNTEMLER
Bel Fıtığı : İskeletimizin bel kemiği diye nitelendirdiğimiz kısmı beş omurdan oluşur. Bunların arasında bir çeşit tampon görevi yapan, belimizi hareket ettirmemize yardım eden ve vücut ağırlığını alttaki omurlara ileten disk dediğimiz bir yapı vardır. Bel ile yapılan ani hareketler, ağırlık kaldırma gibi nedenlerle omurlar arasındaki diskte yırtılma ve dışarı taşma- fıtıklaşma olur. Bu disk fıtıklaşması sonucunda da belden bacağa, ayağa giden sinirler sıkışır ve belden başlayıp tüm bacağa, ayağa yayılan ağrı ortaya çıkar. Fazla ilerlememiş bel fıtıkları dinlenmekle ve ilaç tedavisi ile atlatılabilinir. Ama bel fıtığı ilerlerse bacakta, ayakta hissetmeme, güçsüzlük, idrar tutmada problemler ortaya çıkabilir. Eğer istirahat ve ilaç tedavisi ile bel fıtığı geçmiyor şikayetler daha da artıyorsa, yapılan MR tetkikinde sinirlere bası yapan bel fıtığı tespit edilmişse ameliyat gerekir. Çeşitli ameliyat yöntemleri vardır. BEL FITIĞINDA CERRAHİ YÖNTEMLER 1- Açık cerrahi: Ameliyatta genel anestezi ile fıtık bölgesinin açılarak, sinir basısına sebep olan fıtığın çıkarılmasıdır. 2- Mikrocerrahi yöntemi: Açık cerrahiye benzer fakat belde kesi yapılan ve açılan bölge daha küçük, yaklaşık 2cm. kadardır. Ameliyat mikroskop altında yapılır. Ameliyatta mikroskop kullanıldığı için daha etkili bir ameliyat yapılmış olur. 3- Endoskopik cerrahi: Endoskop denen aletle küçük bir kesiden fıtık bölgesine girilir. Kameralı sistem aracılığıyla fıtık boşaltılır. Her fıtık vakası endoskopik cerrahiye uygun değildir. Ayrıca tekrarlama ihtimali diğer yöntemlere göre fazladır.
- Omurilik Kanal Daralması Nedir?
Omurilik kanal daralması; Genellikle 50-70 yaş aralıkları arasındaki kişilerde sıklıkla görülen omurilik kanal daralması, doğuştan ya da daha sonradan da ortaya çıkabiliyor. Bel kısmımızda ortaya çıkan dokuların belli bir zaman diliminde kalınlaşarak kireçlenmesi ve omuriliğin geçtiği kanalı daraltması şeklinde meydana gelebiliyor. Genellikle hareketsizlik sonucu meydana gelen bu rahatsızlığa, ağır iş temposu ve fazla kilo da sebep olabiliyor.
- Beyin Anevrizması Nasıl Anlaşılır ?
Anevrizma yırtılması ve kanaması olan kişilerde bazı uyarıcı işaretler gözlemlenebilir. Başın herhangi bir kısmında dinmeyen baş ağrısı Bulantı ve bulantının devamında kusma Ensede oluşan sertlik ( hasta başını kolaylıkla öne eğemez) Görmede bozukluk ve çift görme Işığa karşı oluşan hassasiyet Hissizleşme Eğer anevrizmada kanama olmadıysa hastaların büyük kısmında hiçbir belirti gözlemlenmeyebilir. Hastaların küçük bir kısmında sıralanacak belirtilerin bazıları veye tümü gözlemlenir. Göz sinirlerinde felç (göz kapağının istem dışı düşmesinden ve rahatça hareket ettirilememesinden anlaşılabilir. ) İki gözde de gözlemlenmeyen genişlemiş göz bebeği Bir bölgede hafiflemeyen baş ağrısı Artarak devam eden halsizlik ve uyuşukluk hissi Beyin Anevrizması Tedavisi Tüm tedavilerde olduğu gibi bu tedavide de hasta ile uzman beraber hareket etmelidir. Durum buna elvişli değilse, hastanın şuuru kapalı olduğu durumlarda hastanın en yakın akrabası ile karar verilir. Hastanın o anki durumuna göre uzman tarafından en uygun tedavi yöntemi önerilir. Cerrahi olmayan yöntemle, anevrizma küçük, büyüme ve kanama riski bakımından az risk taşıyorsa yalnızca seyrini takip etmek önerilebilir. Bu süreç devam ederken tanısal testlerin tekrarlanması önem taşımaktadır ve bu kişiler hala yıllık kanama riski altındadırlar. Açık cerrahi, anevrizmalı hastalara uzun zamandan beri uygulana gelen bir tekniktir ve tedavi yelpazasi içinde önemli bir yeri vardır. Operasyonun temel amacı anevrizmatı kapatmak olup genel anesteziyle uyutulan hastanın kafatasında küçük bir açık oluşturulur. Operasyon bu açıklıktan gerçekleştirilir ve operasyon sonrasında çıkartılan kemik parçası tekrar yerine yerleştirilir.
- Akne Tedavisi
Akne; yüz, sırt ve gövdede bulunan yağ bezlerinin hormonal uyarısı ile aşırı yağ salgılanması sonucunda deride sivilce olarak bilinen belirtilerle ortaya çıkar. Genellikle ergenlik döneminde ve nadiren 25 yaş üstünde görülür. Akne ile ilgili olarak doğru bilinen yanlışlar vardır. Aknenin nedeni karaciğer bozukluğu değildir. Aknede genetik bir yatkınlık çoğunlukla yoktur. Ancak genetik bir yatkınlık ailesinde şiddetli akne sorunu olan bireylerde daha sık görülür. Diyet ile akne arasında bir ilişki kanıtlanamamıştır. Ancak glisemik indeksi artıran beyaz gıda ürünleri (un, şeker, çikolata) nadiren akneyi artırabilir. Ancak yağlı yiyecekler, cips, kola, kuruyemiş akneyi artırmaz. Adet düzensizliği ile akne arasında bir bağlantı bulunabilir. Özellikle 25 yaşından sonra başlayan aknede, akneye ek olarak adet düzensizliği, kilo artışı, çene, karında aşırı kıllanma varsa polikistik over hastalığı açısından değerlendirilme yapılmalıdır. Akne tedavisi yapıldığında 6-12 ay gibi sürelerde düzelen bir dönem hastalığıdır. Ancak tedavide geç kalmak aknenin şiddetine bağlı olarak yüzde skarlara yol açabilir. Bu durum tedavisi daha uzun süren işlemler gerektirebilir.
- Botulinum Toksini
Yaşımız ilerledikçe mimiklerimizin etkisi ile cildimizde mimik kırışıklıkları oluşmaya başlar. Mimik yapmadığımız halde kırışıklıklar görünür halde kalırlar. Örneğin göz kenarında ki kaz ayakları, kaşların arasında ki dikey çizgiler, alnımızdaki yatay çizgiler, dudak kenarlarında ki gülümseme çizgileri, dudak üstlerindeki dikey çizgiler. Bu çizgiler oluşmadan önce mimik kaslarımıza yapılacak botolinium toksini uygulaması sayesinde kalıcı kırışıklıklardan kurtulabiliriz. Botulinum Toksini uygulaması mimik kaslarını gevşetici etkisi olan bir toksindir. Toksin olması sebebiyle uzman doktorlar tarafından yapılabilen bir uygulamadır. Ülkemizde sağlık bakanlığından onaylı iki adet marka bulunmaktadır. Bunlar Botox Cosmetic ve Dysport markalarıdır. Bunların dışında botulinum toksini ürünleri diye kullanılan ürünler sağlık bakanlığından ruhsat almamış ürünlerdir.
- DİZ PROTEZİ
Diz eklemi vücuttaki en büyük ve karmaşık eklemlerden biridir. Diz, uyluk kemiği ile kaval kemiği arasında olan menteşe tarzı bir eklemdir. Uyluk ve kaval kemiğine bağlı geniş bağlar dengeyi sağlar. Uzun uyluk kasları dize kuvvet verir. Diz Protezi ameliyatı nedir? Aşınmış ve bu nedenle ağrıya neden olan diz ekleminin değiştirilmesidir. Uyluk kemiğinin en altı ve kaval kemiğinin üstü çıkarılarak metal bileşenler ile yeni bir diz eklemi yapılır. Yani aşınmış olan eklem çürük bir dişteki kaplama gibi değiştirilir. Bu ameliyat sayesinde hastalar aylar hatta yıllardır çekmiş oldukları ağrıdan çok kısa bir süre içinde tamamıyla kurtulurlar. Ameliyat aynı zamanda dizin hareket kabiliyetini de artırabilir. Böylece hastalar ağrı duymaksızın daha rahat yürüyebilirler. İki çeşit diz eklemi ameliyatı vardır: Kısmi Diz Protezi Ameliyatı Kısmi diz eklemi ameliyatı dizin aşınmış ve yıpranmış bölgelerini kaplamayı içerir. Bu ameliyat genellikle dizin yalnızca bir bölümü aşınmışsa yapılır. Tam Diz Protezi Ameliyatı Tam diz protezi dizin sakatlanan ya da hasar gören parçalarını yapay parçalarla değiştirmeyi içerir. Yeni diziniz, uyluk kemiğinizin sonundaki bir metal parçadan, kaval kemiğinin üst bitiminde bir metal ve plastik ara parçasından ve eğer gerekliyse diz kapağında bir plastik butondan oluşacaktır. Eğer herhangi bir sorunuz varsa, lütfen doktorunuz veya ortopedik cerrahınızla konuşun. Ameliyat ve iyileşme dönemi Ameliyat genellikle 1-2 saat arasında sürer ve hasta genellikle 3-4 gün arası hastanede kalır. Ameliyat dizin ön tarafında 10-12 cm uzunluğunda bir kesik yoluyla gerçekleştirilir. Dikişler kendiliğinden düşebilir ya da emilmeyen tipte dikişler ise 2-3 hafta arasında alınır. Hastalar ameliyattan hemen sonra oturabilirler. Ameliyatın hemen ertesi günü ayağa kalkabilirler. İkinci gün koltuk değnekleri ile yürür merdiven inip çıkarlar. Ortalama 1 haftada tek koltuk değneği ile yürüyebilir hale gelir ve ikinci hafta sonunda desteksiz sorunsuz ağrısız bir şekilde yürürler. Sadece aşırı zorlama gerektiren aktivitelerden uzak durmalıdırlar. Örneğin; yüksekten atlama, hızlı koşma vs.
- Boy Uzatma ve Bacak Eşitsizlikleri
Çarpık bacaklar, bacaklar arasındaki eşitsizlik yüzünden oluşan fonksiyonel bozukluklar, boy kısalığı günümüzde İlizarov yöntemi ile tedavi edilebilen ortopedik problemlerdir. Ortopedi ve Travmatoloji Bölümleri’nde başarı ile uygulanan bu yöntem sayesinde bacaklardaki uzunluk farkı; kısalık telafisi, uzun bacağın kısaltılması ve kısa bacağın uzatılması ile eşitlenebilmektedir. İlizarav yöntemi ayrıca kemik kırıklarında kaynamama sonucu meydana gelen yumuşak doku kaybı, eğrilikler ve kısalıkların tedavisinde de başarı ile uygulanmaktadır. İlizarov Metodu Nedir? Kemiklerin ince teller ve çemberlerle tespit edildiği menteşeler ve çubuklar (rodlar) yardımı ile kemik parçalarına kontrollü hareket verebilen bir sistemdir. Cerrahi girişimler doğumsal hastalıklar, kemik kayıpları ve travmalar (büyüme kıkırdağının erken kapanması gibi) sonrası gelişen kol ve bacak eşitsizliği olan çocuk ya da erişkin hastalara uygulanabilir. Bu işlemde kemikte düşük enerjili bir kırık oluşturulur ve tedrici olarak (1 mm / gün )uzatılır. Uzatma bölgesinde kemiğin orijinal uzunluğunun % 80’i kadar uzatma elde edilebilir. Uygun vakalarda gelişen implant teknolojisine paralel olarak ilizarov tekniğine alternatif yeni tekniklerin ve teknolojinin kullanımı da gerçekleştirilmektedir. 20.yüzyılda ortopedi biliminin devrimlerden olan İlizarov’un tanımladığı “distraksiyon osteogenezi” yani kırık kemik uçları arasındaki tamire yardımcı dokuyu gererek yeni kemik oluşturma tekniği ve bu kavramla ortaya çıkan uzatma, kemik boşluklarının yeniden yapılandırılması, kaynamama tedavisinin günümüzde ortopedi cerrahisinde kullanılan başlıca çözüm yöntemleridir. İlizarov eksternal fiksatörü adı verilen aletle, uygulanan tamire yardımcı dokuyu gererek yeni kemik oluşturma uygulamaları ile birlikte yapılan kaynamama sahasından akut kısaltma ve aynı kemikteki diğer bölgeden uzatma yapılmaktadır. İlizarov yöntemi ile hastanın günlük aktiviteleri kısıtlanmadan, eklem fonksiyonları korunarak kaynama gerçekleştirilmekte ve eğrilik düzeltilerek uzunluk yeniden sağlanmaktadır. Bu teknik sayesinde kemik boşluklarının kapatılması ve enfeksiyon gibi hastada sakatlığa neden olabilecek diğer yapısal ve fonksiyonel bozukluklar giderilmekte, aynı zamanda kısalık da telafi edilmektedir.
- Diz Ağrısı Neden Olur?
Diz Ağrısı Neden Olur? Diz ağrısı, her yaştan insanı etkileyen yaygın bir şikayettir. Bağ yırtılması, kıkırdak veya menisküs yaralanması gibi bir travma sonucu olabilir. Ya da enfeksiyon ve artrit gibi hastalıklar da diz ağrısına neden olabilir . Bunlardan; ÖÇB yaralanması, basketbol, futbol ya da ani yön değişiklikleri gerektiren diğer spor oyunlarında dizin dönmesi sonrası oluşur. Menisküsler, sert lastik kıvamında diz eklemi içinde bir amortisör gibi işlev gören iç ve dış menisküs olarak iki adet bulunan yapıdır. Bunların üzerinde ağırlık varken ani diz bükülmeleri ile yırtık olabilir. Patellar tendinit, diz önündeki tendonun kayak , bisiklet ve zıplamalı spor aktivitelerinde zorlanması sonucu iltihaplanmasıdır. İliotibial Bant sendromu, uyluk kemiğinin dış kısmındaki fasya dokusunun özellikle koşucularda zorlanması sonrası meydana gelir. Diz kapağı çıkığı, diz kapağının anatomik sorunları nedeni ile yuvasından dışa doğru yer değiştirmesi ile oluşur. Eğer kalça veya ayak ağrısı varsa diz eklemindeki yük dağılımı değişebilir. Böylece diz ekleminin daha fazla stres biner. Artritin 100'den fazla farklı tipi vardır .En sık görülenlerin başında osteoartrit (kireçlenme hastalığı) gelir. Kıkırdakta yaşla birlikte oluşan bir aşınma ve yıpranma durumu vardır . Romatoid artrit, diz dahil olmak üzere vücudun hemen her eklemini etkileyen bir hastalıktır. Romatoid artrit kronik bir hastalık olmasına rağmen, şiddeti değişebilir ve ataklarla seyredebilir. Gut artriti ürik asit kristallerinin eklemde birikmesi ile olur. Gut en sık başparmağı etkilese de , aynı zamanda dizde de oluşabilir. Septik artritte, diz eklemde enfeksiyon nedeni ile şişlik, ağrı ve kızarıklık vardır ve genellikle vücut ateşi olur. Diz önü ağrısı, diz kapağı altındaki kıkırdakta yumuşama ile olabilir. Aşırı kilolu ve obez hastalarda yürüyüş veya merdiven inip çıkma gibi sıradan faaliyetler sırasında diz eklemleri üzerinde stres ve yüklenme artar. Ayrıca eklem kıkırdağına yük bindirerek dizde kireçlenme riski artar. Diz ağrısında teşhis koymak için bazı görüntüleme yöntemlerine başvurulur. Bunlar,�kemik kırıkları, anatomik bozukluklar ve eklemdeki kireçlenmeyi tespit için röntgen, ayrıntılı kesitsel ve 3 boyutlu incelemeler için bilgisayarlı tomografi(BT), diz çevresindeki yumuşak dokuları zararsız ses dalgaları ile incelelemek için ultrasonografi(USG) ve güçlü mıknatıslar yardımı ile kas, tendon, kıkırdak ve kemik iliğini değerlendirmek için manyetik rezonans görüntülemedir(MR). Ayrıca enfeksiyon, gut veya artrit gibi hastalıklar için laboratuvar kan testleri ya da iğne ile diz eklemine girilerek alınan sıvının testleri yapılabilir. Tedavi, elbette bu testlerin ve görüntüleme yöntemlerinin sonuçlarına gore değişecektir. Ama genel olarak, ağızdan ağrı ve yangı giderici ilaçlar, soğuk uygulama, istirahat, bazen dizlik, fizik tedavi, uyluk kaslarını güçlendirici ve dengeyi sağlayıcı egzersizler, eklem içine doğrudan ilaç enjeksiyonları gibi ameliyat dışı yöntemler ve bazı durumlarda da cerrahi girişimlerdir. Eklem içine genellikle ağrısız ve yangısız dönemlerde kıkırdağın yapı taşı olan glukozamin ve kondroitin sülfat içeren uzun etkili tek doz enjeksiyonlar yapılabilir. Bu işlem kısmi rahatlama ve eklem hareketlerinde nispeten düzelme sağlayabilir. Çok ilerlemiş, cerrahi yapılamayan ya da istemeyen hastalarda kısa sureli rahatlama için eklem içine kortizon enjeksiyonları yapılabilir. Cerrahi seçenekler arasında ise çok sık yapılan diz artroskopisi, açı düzeltici kemik ameliyatları, yarım diz protezi ve tam diz protezi vardır. Artroskopik cerrahide eklem içine küçük bir kesi ile teleskopik yüksek çözünürlüklü 4 mm çapında kamera ile girilir. Ameliyathanede büyük ekranda problemler tespit edilir ve yine küçük ikinci bir kesi yapılır, özel aletler yardımı ile menisküs, kıkırdak ve bağ ameliyatları yapılır. Genelde bir gece hastanede kalınır. Sonra taburcu edilir. Yapılan işleme göre rehabilitasyon başlanır. Açı düzeltici ameliyatlar, eklem çevresindeki kemiklerde açısal eğrilikler olduğu zaman dize binen yükleri eşitlemek için yapılan düzeltici kemik ameliyatlarıdır. Yarım diz protezi, seçilmiş, bu ameliyata uygun hastalarda yapılır. Tüm diz açılmaz ve eklem yüzeylerinin bir kısmı değiştirilir. Tam diz protezi, eklem hareketleri bozulmuş, istirahat ağrıları olan, yürüme mesafeleri diz ağrısı nedeni ile kısıtlanmış, uygulanan medikal tedavilerden fayda görmeyen hastalarda uygulanmaktadır. Eklem uygun açılarda kesilip hasarlı dokular çıkarılır ve yerine titanyum alaşımlı ekleme gore özel dizayn edilmiş diz protezi konur. Ameliyat sonrası diz hareketleri ve yürüme egzersizleri başlanarak bir kaç gün hastanede yattıktan sonra hasta taburcu edilir. Diz ağrılarında ayrıntılı muayene sonrası uygun görüntüleme yöntemleri ile teşhis belirlenerek hastanın ihtiyacına uygun cerrahi ya da cerrahi olamayan tedaviler uygulanır. Ortopedi Uzmanlarımıza danışınız
















