Arama Sonuçları

15 ile 20’li yaşların sonlarına kadar gelişimini tamamlayan ağız içinde bulunan 3. büyük azı dişlerdir. Doğru şekilde çıkan 20 yaş dişleri çiğnemeye de yardımcı olur. 20 lik dişler eğer düzgün hizalanmadıysa diğer dişlere ya da bazen çene kemiğine de zarar verebilir. Ayrıca her 20 yaş dişin çekilmesi de zorunlu değildir. Çekilme durumunda ağrı şikayet ve ne kadar gömülü olduğuna bağlı olarak hekim tarafından çekime karar verilmesi gerekir. Fakat çürük olan 20 yaş dişleri mutlaka çekilmelidir. Gömülü 20 yaş dişleri çıkmaya çalışırken şiddetli ağrılara neden olabilir. GÖMÜLÜ DİŞ NE DEMEKTİR? Doğal diş sürme zamanları geldiği halde çene kemiği içinde kalıp çıkamayan dişlere gömülü diş denir. Çoğunlukla 20 yaş dişleri ve köpek dişleri (kanin) genellikle çene kemiği içinde gömülü kalabilmektedir. Bazı durumlarda kanin (köpek ) dişleri ortodontik tedavi ile olması gereken konumlarına sürdürüle bilmektedir. Ama bu işlemin yapılmadığı durumlarda ya da diğer dişlere zarar verdiği ya da enfeksiyon kaynağı olduğunda bu dişlerin çekilmesi gerekmektedir. Bu işlem küçük cerrahi operasyonlarla gerçekleştirilebildiği gibi her 20 yaş dişinin cerrahi operasyon ile alınması gibi bir şart yoktur. Klinik ve panoromik röntgen muayeneleri sonucunda diş hekiminizin karar vereceği şekilde tedavi uygulanacaktır. Zaten her 20 yaş dişinin çekiminin zor olduğu doğru değildir. Çekilecek olan 20 yaş dişinin konumu şekli ya da gömülü olup olmadığı çekimin ameliyatla alınıp alınmayacağına karar verilmesini sağlar. 20 YAŞ DİŞLERİNİN ÇIKTIĞINI NASIL ANLARIZ? Ağzımızda, çenemizin her iki tarafında yer alan sıralı 3 büyük azı dişi olur. 3. büyük azı dişlerinin en sonundaki 20 yaş dişidir. Her ağızda 4 tane 20 yaş dişi bulunur. En doğru yöntem bir diş hekimine muayene olmaktır. Eğer çenenizin arka tarafında bir basınç, çeneyi açma ve kapama sırasında bir ağrı ve zorlanma hissediyorsanız bir diş hekimine görünmenizde fayda vardır. 20 YAŞ DİŞ ÇEKİMİ SONRASI DİKKAT EDİLECEKLER Çekim sonrası ağzınızı su ile çalkalamayınız. Eğer çalkalarsanız çekimden sonra iyileşmeyi sağlayacak olan kan pıhtısının oluşumunu engeller ve çekim yarasının daha geç iyileşmesine neden olursunuz. Çekim yerine konan steril gazlı bezi - 30 dakika sıkıca bastırarak yerinde tutunuz. Bu tamponun yerine kesinlikle başka bir şey koymayınız. Sızıntı şeklinde kanamanız olabilir. Bu gayet normaldir kanama 24 saat arasında bir süre devam edebilir. Kan tükürdüğünüzü boyayacağı için kanamanızın fazla olduğunu düşünüp paniğe kapılmayın. Sızıntı şeklinde kanamanız ve ağzınıza kan tadı gelmesi gayet normaldir. Eğer çok kanamanız olursa hekiminize başvurunuz. Ağrınızın olması gayet normaldir ağrı kesici alabilirsiniz (asprin hariç: çünkü asprin kanı sulandırdığından kanamayı artırır). Uyuşukluk geçmeden önce ağrı kesici almak yararlı olacaktır. Ağız hijyeninizin iyi olmaması ve çok fazla sigara içilmesi alveolit "kuru boşluk iltihabı" denilen bu durumun oluşmasının en önemli sebeplerindendir. 24 saat süreyle sigara içmeyiniz ve alkollü içkilerden kaçınınız. Diş çekimi yerine dilinizi ya da herhangi bir aleti sokup kurcalamayınız. Diş çekiminden sonra uyuşukluk geçene kadar bir şey yemeyiniz. Çok sıcak ve soğuk gıdalar yemeyiniz ve içmeyiniz. İlk 24 saat içinde sıvı ve çiğnemeye gerek olmayan yumuşak ve ılık gıdalar alınız. Diş çekimi sonrası mümkünse başınızın altına yüksekçe bir yastık koyup, başınızın kalp hizasından yukarıda kalmasına dikkat ediniz. Diş çekimi normale göre zor olduysa; mutlaka çekilen diş bölgesine dışarıdan 8 saat boyunca 5-10 dakika süreyle buz tatbiki yapmalısınız. Şiş ve morarma buz tatbiki ile önlenmiş olacaktır. Cerrahi müdahale ile diş çekimi yapıldıysa; şişlik olabilir. Bu normaldir. Dikiş atıldıysa; dikişler 7 ila 10 gün içerisinde alınmalıdır. Dikişler ağızda iken dilinizi o bölgeye götürmemeye ve dikişlerle oynamamaya özen gösteriniz.

Diş Beyazlatma (Bleaching) Yöntemleri Ofiste /Klinikte diş beyazlatma Evde diş beyazlatma Kombine diş beyazlatma (Hem ev, hem ofis beyazlatma) İç (internal) Beyazlatma (Dişin içini beyazlatma) En etkili diş beyazlatma yöntemi hangisidir? En etkili diş beyazlatma yöntemi ofis ve ev tipi beyazlatmanın beraber uygulandığı kombine beyazlatmadır. Ofis Tipi Diş Beyazlatma Ofis tipi diş beyazlatma yöntemi klinik ortamında hekim tarafından uygulanabilen ev tipi diş beyazlatmaya göre daha kısa sürede sonuç veren diş beyazlatma yöntemidir. Ev tipi beyazlatmada olduğu gibi beyazlatma işlemine etki edecek diş taşlar vs. gibi olumsuzluklar ortadan kaldırılmalıdır. Diş hekimi ofis bleaching uygulamasına ilk önce dişetlerini ve ağız içinde zarar görebilecek diğer yumuşak dokuları korumak için önlemler alarak başlar. Dişetleri koruyucu bir tabaka ile kaplanarak diş beyazlatma ajanının diş etlerine ulaşması engellenir.Bu uygulamanın ev tipi beyazlatmadan farkı, kullanılan kimyasalın etken maddesinin daha fazla olması ve bunun içinde diş hekimi gözetiminde kullanılmasının zorunlu olmasıdır. Ev tipi beyazlatmaya göre daha hızlı sonuç veren ofis tipi beyazlatma led veya lazer gibi ışık kaynaklarıyla birlikte uygulandığında dişlerde çok daha derin bir beyazlatma sağlamaktadır. Ofis Tipi Diş Beyazlatma diş beyazlatma uygulanabildiği durumlar Hayat boyu devam eden fizyolojik renklenme Amalgam dolgu yapıldıktan sonra oluşan renklenme Bebeklik döneminde antibiyotik kullanımı Kanal tedavisine bağlı olarak dişin içinden gelen renk değişikliği Kahve, çay, tütün, kırmızı şarap ve uzun süre ağız gargaralarının kullanımına bağlı olarak dişin yüzeyinin renklenmesi Travma sonucu dişin içindeki canlı dokunun ölmesiyle dişin içindeki kanamaya bağlı olarak oluşan renklenme Ev Tipi Diş Beyazlatma Ağız içinden ölçü alınarak kişiye özel beyazlatma plakları hazırlanır. Hazırlanan bu plağın içine belirli miktarlarda beyazlatma jeli ( % 10–15 ‘lik karbamid peroksid) uygulanır. Ev tipi diş beyazlatma tedavi süresi Tercihen gece olmak üzere hastanın kendisi tarafından plakları gün içinde en az 2-6 saat kullanarak ortalama 10-15 günde uyguladıgı tedavidir. Plak içine jel nasıl uygulanması Ev tipi diş beyazlatmalarında dikkat edilmesi gereken en önemli nokta jeli fazla uygulamamaktır. Fazla uygulandığı takdirde plak içinden taşan jel diş etlerini tahriş eder. Böyle bir durumda diş etleri hemen yıkanmalı ve e vitamini içeren bir krem tahriş olan yüzeye uygulanmalıdır. Ev tipi beyazlatmanın dezavantajları Bir hafta ile bir ay arası süren uzun tedavi süresi Tedavi süresince diş renklenmelerine sebep olan kahve, kola, gibi içecekleri kullanmamak Uygulama bitene kadar sigara ve benzeri sarartıcı maddelerden uzak durmak Plakları dişinize yerleştirirken dikkatsiz davranışlar sonucu dişetlerinin zarar görmesi Kullanımı kişi için kolay olsa da zaman kaybı ve bazı derin renklenmelerde sonuç vermemesi gibi nedenlerle günümüzde daha az tercih edilmektedir. Kombine Diş Beyazlatma Ofis ve ev tipinin beraber uygulandığı diş beyazlatma yöntemidir. Klinikte diş beyazlatma uygulndıktan sonra, hastaya özel hazırlanan plakların içine jel sürülerek 4-6 gün ev tipi beyazlatma ile işlem desteklenir. İç Beyazlatma Kanal tedavisi sonrası renk değiştiren dişlere uygulanır. Dişteki dolgu söküldükten sonra açılan kaviteye beyazlatma jeli uygulanır. Sonra diş, geçici dolgu ile sıkıca kapatılır. İstenilen renge ulaşıncaya kadar seanslar tekrarlanır.

Dijital diş hekimliği nedir? Dijital diş hekimliği, diş hekimliğindeki klasik yöntemlerle yapılan işlemlerin akıllı bir ağız içi tarayıcı ve bilgisayar yardımıyla yapılmasıdır. Dijital diş hekimliği ile neler yapılır? Dijital diş hekimliği ile daimi ve geçici porselen dişler, köprü dişler (kaplama diş, porselen diş) , porselen ve kompozit inley ve onley diş dolguları, dental implant üstü kuron (porselen diş) ve köprü diş protezleri yapılır. Dijital diş hekimliği nasıl yapılır? Dijital diş hekimliğinde CEREC denilen akıllı bir bilgisayar kullanılır. Bu bilgisayarın ağız içi tarayıcısı ile ağız içinden dakikalar içinde ölçü alınır ve alınan görüntülerden bilgisayar ortamında sanal bir model oluşturulur. Bu sanal model üzerinde bilgisayar programı ile dişin tasarımı yapılır. Tasarımı yapılan diş CEREC üretim ünitesinde üretilir. Bu sistemi bir nevi üç boyutlu tarayıcı ve yazıcı olarak tanımlayabiliriz. İşlem süresi ne kadardır? Ağız içi tarayıcıyla ölçü almak 3-5 dakika kadar sürer. Yeni dişiniz aynı gün içerisinde hazırlanıp yapıştırılır. Avantajları nedir? Dijital diş hekimliğinde ağız içinden dakikalar içinde ölçü alınıp, yeni dişleriniz üretildiği için, aynı gün içerisinde yeni dişleriniz yapıştırılır. Klasik diş hekimliğinde kullanılan ölçü kaşığı ve ölçü malzemelerinin kullanımına gerek yoktur. Öğürme refleksi olan hastalar için bu büyük bir avantajdır. Ayrıca çok daha uyumlu ve hatasız dişler yapılabilir. Dijital diş hekimliğiyle yapılan dişlerin malzemesi nedir? Yapılacak dişlerin bölgesine ve gelen kuvvetlerin yoğunluğuna göre malzeme seçimi hekim tarafından belirlenir. Dijital diş hekimliğinde zirkonya, empress, kompozit ve kompozit-porselen karışımı malzemeler kullanılır. Dijital diş hekimliğiyle ne yapılamaz? Dijital diş hekimliğiyle hareketli diş protezleri (tam, bölümlü, takıp çıkartmalı) şimdilik yapılamamaktadır.

Çene eklemi, alt çene, kafatası kemiği ve bu ikisinin arasındaki diskten meydana gelir. Çene açma ve kapama esnasında disk alt çene ile birlikte öne-arkaya hareket eder. Bazı durumlarda diski yerinde tutan bağların gevşemesi sonucu bu disk öne doğru yer değiştirebilir. Bunun sonucunda ağız açma ve kapama esnasında eklemden (klik şeklinde) ses gelir. Bazen bu sese şiddetli ağrı eşlik edebilir. Bu aşamada tedavi edilmediği takdirde diskte deformasyon gelişir ve ses azalmaya başlar ancak ileride ağız açıklığında kısıtlanma ve/veya ağız açamama (çenelerin kilitlenmesi) durumu ortaya çıkabilir. Günümüzde çene eklemi tedavisi için, mevcut rahatsızlığa göre çeneyi farklı şekilde konumlandıran apareyler kullanılır. Aparey tedavisinden sonuç alınamadığı takdirde semptomları hafifletmek adına eklem içi sıvı enjeksiyonu yapılabilir. Günümüzde çene eklemi tedavisi için, mevcut rahatsızlığa göre çeneyi farklı şekilde konumlandıran apareyler kullanılır. Aparey tedavisinden sonuç alınamadığı takdirde semptomları hafifletmek adına eklem içi sıvı enjeksiyonu yapılabilir. Çiğneme Eklemi Rahatsızlıkları Ağzın kısıtlı açılması ve/veya açarken ağrı olması gibi durumlar her zaman eklem kaynaklı olmaz. Bu durum bazen çiğneme kaslarından kaynaklanabilir. Önemli olan doğru teşhis ile sıkıntının kaynağının tedavi edilmesidir. Çiğneme kaslarının tedavisi de yine özel apareyler kullanılarak yapılır. Yapılan apareyin sert (rijit) olması ve maksimum diş teması bulunması tercih edilir.

Ağzımızda en son çıkan ve diş dizisinin en sonunda yer alan 3. azı dişleri yirmi yaş dişleri olarak bilinmektedir. Yirmi yaş dişleri 7-12 yaşları arasında radyografilerde görünür hale gelirler. Devam eden süreçte gelişim ve sürme hareketlerini 18-24 yaş arasında tamamlamış olmaları gerekir. Yirmi yaş dişleri ile ilgili yapılan çalışmalarda; bu dişlerin şekil ve hacimsel büyüklüğünün, ağızda görülme zamanının ve sürme hızının kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterdiği bildirilmiştir. Çene darlığı, dişlerde çapraşıklıklar, genetik faktörler,anatomik engeller bu dişlerin ağızda diş dizisine uygun şekilde yer almasını engelleyebilir. Böyle durumlarda yirmi yaş dişleri kısmen veya tamamen gömülü kalabilir. Gömülü yirmi yaş dişlerinin enfeksiyon, ağrı, dişeti hastalığı, komşu dişlerde çürük, çenelerde kist oluşumu gibi nedenlerle çekilmesi gerekebilir.Çekilmesi gerektiğine karar verilen gömülü yirmi yaş dişlerinin çekimleri cerrahi işlemleri gerektirmektedir. Lokal ve genel anestezi altında yapılabilen bu işlemler öncesinde dişin ve anatomik yapıların iyi değerlendirilmesi oluşabilecek komplikasyonları en aza inmesini sağlayacaktır. Sağlıklı,çiğneme işlemine katılabilen,normal diş fizyolojisi gösteren yirmi yaş dişleri iyi bir ağız hijyeniyle ağızda tutulabilir. Diş tedavilerinde en önemli nokta zamanında müdahaledir. Rutin diş muayenelerinizi yaptırmanız ağız ,diş ve çene sağlığınızı koruyacaktır. Gömülü yirmi yaş dişleri farklı pozisyonlarda gömülü kalabilir. Cerrahi çekimlerin zorluk derecesi, hastalarımızın operasyon sonrası yaşadığı şişlik ve ağrılar gömülü yirmi yaş dişlerin pozisyonlarıyla birebir ilgilidir.

DİŞLERİN AĞARTILMASI (BLEACHİNG) Renkleşmiş dişlerin kimyasal yöntemlerle ağartılması işlemi koruyucu olması nedeniyle çoğu kez tercih edilmektedir. Ağartma, estetik diş hekimliğinin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Tüm dişlere güvenle uygulanabilmektedir. Renkleşmenin nedenleri belirlendikten sonra, çay, kahve ve tütün kullanma alışkanlıkları değerlendirilir. Sert ve yumuşak doku analizi ve radyolojik incelemeler yapılır ve işleme başlamadan önce oral hijyen eğitimi verilir. Ağartmanın esası renksiz yapıların renkleşmesine neden olan bileşiklerin değiştirilmesidir. Bu da oksidasyon yoluyla hidrojen peroksit kullanılarak yapılır. Jel hekim tarafından dişlerin yüzeyine sürülerek uygulanır. Belirli bir süre beklenir. Sürülen jel temizlenir ve işlem tamamlanmış olur. Elde edilen beyazlığın kalıcılığı hastanın beslenmesine, dişlerinin yüzey özelliklerine ve oral hijyenine bağlıdır. Evde uygulanan tipi de vardır. Daha az etkili olduğu için esas tedaviye yardımcı olarak uygulanır.

(Temporomandibular eklem) BOZUKLUKLARI ve DİŞ SIKMA(Bruksizm) Çene eklemi bozuklukları; çiğneme kaslarını, TME ve komşu dokuları içeren, ağrı, çene hareketlerinde kısıtlılık, koordinasyon bozukluğu ve eklemden gelen sesler şeklinde belirtiler gösteren komplike bozukluklardır. Diş Sıkma, bu bozukluklara sebep olan en önemli etkenlerden biridir ve gün boyu biriken stresin uykuda ortaya çıkmasıdır. Kişi çenelerini sıkı bir şekilde kapatır veya dişlerini birbirlerinin üstlerinde kaydırarak hareket ettirir. Bu alışkanlık dişlerin aşınmasına veya kırılmasına, dişetlerinin çekilmesine ve sıcak-soğuk hassasiyetine, baş, boyun, kulak ve sırt ağrılarına, ağız açma miktarında kısıtlılığa veya hiç açılamamasına, eklem bölgesinde dokunmaya karşı hassasiyete veya ağrıya, yemek yerken eklemlerden ses gelmesine neden olur. Tedavisi; genellikle dişlerin ölçüsünün alınarak, dişlere uygun, problemin seviyesine bağlı olarak çeşitli kalınlıklarda şeffaf plaklar hazırlanır. Yumuşak diyet ile beslenme önerilir, nemli ısı uygulanır. Ağrı kesici ve kas gevşetici ilaç uygulanır. Bu tedaviler haricinde invaziv tedavi yöntemleri de bozukluğun tipine ve seviyesine göre uygulanabilmektedir. Tedavi prosedürlerini Ağız, Diş ve Çene Cerrahları belirlemektedir.

Kompozit dolgu da dediğimiz hem ön hem arka dişlerde kullanılan dayanıklı ve estetik olan en koruyucu yöntemdir. Ön dişlerde diastema(ayrık diş) kapatmak için kullanılabilir. Dişte hiç bir kesim yapmadan, laboratuvar çalışması gerektirmeden uygulanabilir. Başarısı, hekimin yeteneği ve tecrübesi ile doğru orantılı bir tedavidir. Özellikle travma vakalarında, ciddi ön diş kırıklarında sadece dolgu ekleyerek, herhangi bir kesim yapmadan, oldukça doğal sonuçlar elde edilebilmektedir. Renk seçenekleri çok fazladır. Dişi birebir taklit etmesi böylelikle mümkün olabilmektedir. Dişlerinin büyüklüğü ve formundan memnun olmayan hastalar da bu yöntemle dişlerinde doku kaybı olmadan istediği sonuca ulaşabilir.Bu yöntemle; kalıcı renk bozukluklarında ve çürük tedavilerinde hem sağlıklı hem de estetik sonuç elde edebiliriz.

Karaciğerindeki Kitleler Girişimsel Yöntemle Yok Edildi Isparta’da yaşayan 6 buçuk yaşındaki Seher Birincitoka’nın göğüs bölgesinde 3 ay önce şişlik oluştu. Yapılan tetkiklerinde, karaciğerinin büyük bir bölümünde 3 farklı kitle olduğu tespit edildi. En büyüğü 15 cm olan kitlelerin bir an önce alınması gerekiyordu. Isparta’da yapılamayan işlem için aile, Memorial Antalya Hastanesi Girişimsel Radyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. R. Aykut Aktaş’a başvurdu. Karaciğer korunarak yapılan girişimsel işlemle kitlelerden kurtulan Seher Birincitoka, sağlığına ve okul arkadaşlarına kavuştu. GÖĞSÜNDEKİ ŞİŞLİK KARACİĞERDEKİ KİTLELERİN HABERCİSİYDİ Seher Birincitoka’nın göğüs bölgesinin ortasında 3 ay şişlik oluştu ve giderek büyümeye başladı. Yapılan tetkiklerde herhangi bir hastalığı olmadığı söylense de bir anda yüksek ateş sorunu yaşamaya başladı. Ancak ateşin nedeni bir türlü bulunamadı. Daha sonra bir çocuk cerrahisi uzmanından görüş almak için başvurduklarında, göğüs bölgesindeki şişliğin, karaciğerinde oluşan bir kitleden kaynaklandığı anlaşıldı. Girişimsel yöntemle tedavi olduğu takdirde karaciğerinin korunabileceği söylendi ve aile, Aykut Aktaş’a yönlendirildi. AÇIK CERRAHİDE KARACİĞERİNİN BÜYÜK KISMINI KAYBEDECEKTİ Birincitoka’nın karaciğerinin yüzde 70’ini kapsayan, en büyüğü 15 cm toplamda 3 adet köpek kisti olduğu tespit edildi. Bunlar; köpeklerin bağırsak sistemindeki insanlara geçtiği zaman karaciğere yerleşerek sürekli büyüyen ve 10 cm’i geçtikten sonra da patlama riski çok fazla olan yapıdaydı. Açık cerrahi yapılsaydı karaciğerin yarısından fazlasının alınması gerekiyordu. Ayrıca kistler mikroskobik parazitler tarafından oluştuğu için ameliyat esnasında yine iç organlara herhangi bir damlama durumunda ileride tekrarlama riski de mümkün olmaktaydı. GÖĞSÜNE DARBE GELMEMESİ GEREKİYORDU 6 buçuk yaşındaki hasta Birincitoka, doktor kontrolünde olduğu için bir hastalığının bulunduğunu bilse de bunun ne olduğunu tam olarak anlayamıyordu. ‘Kistlerim var benim, mikroplarla savaşıyorum’ diyerek okul yaşamına devam etti. Ancak yaşıtları gibi oyunlar oynayamıyordu. Çünkü göğsündeki şişliğe herhangi bir darbe gelmemesi gerekiyordu. Tüm bu olumsuzluklara ve ailesinin uyarılarına rağmen Seher okuma aşkından vazgeçmedi. HASTAMIZIN KARACİĞERİNİ KORUDUK Hastanın, kendisine ulaştığında kistlerin çok büyümüş olduğunu vurgulayan Doç. Dr. R. Aykut Aktaş “Hastamız tedavi olana kadar karnına ani bir darbe almış olsaydı, kistler patlayarak hayatını kaybedebileceği sonuçlara neden olabilirdi. Gelir gelmez tanı ve tedavisini girişimsel yöntemle yaptık. Ultrason ve anjiyografi eşliğinde iğne ile kistin içine girip bu parazitleri öncelikle içeride öldüren bir sıvı enjekte ettik. Yine iğne ile bu parazitleri dışarıya aldık. Sonra bir kateter yerleştirerek, parazitlerin yerleştiği zarı da yok ederek vücuttan uzaklaştırdık. Hastamıza aynı seansta 3 ayrı kateter taktık. Yaklaşık 1 buçuk saat süren işlemi sedasyon eşliğinde gerçekleştirdik. İkinci ay kontrolünde, parazitlerin tamamına yakınının ortadan kalktığını ve kistlerin kaybolduğunu gördük. Hastamızın karaciğerini koruyarak sağlıklı büyümesini engellememiş olduk” açıklaması yaptı. “KIZIMIN HEM CANI ACIMADI HEM DE KARNINDA BİR KESİ İZİ YOK” Baba Birincitoka, kızlarında oluşan kitleleri öğrenince yaşadığı üzüntüyü şu cümlelerle dile getirdi: “Kitleyi duyunca aklımıza ilk kanser geldi. Yaşadığım şoku anlatamam. Çocuğum daha çok küçük, kanserin ihtimalini düşünmek bile çok ürkütücüyken kitle olduğunu duymak bizi yıktı. Isparta’dan hemen Antalya’ya geldik ve hocamla görüştük. Kitlelerin kanser riski taşımadığını öğrendik ve çok rahatladık.Böyle bir tedavi seçeneği ile kızımın kurtulabileceğini hiç düşünmemiştim. İşlem sırasında hem canı acımadı hem de karnında bir kesi izi olmadı. En önemlisi de karaciğeri sağlıklı ve korundu.”

Varis neden oluşur? Toplar damarların kapak yapısı bozulur. Genişlemeye başlarsa onarılamaz. Bacaklarda ağrı, şişlik ve kramp da eşlik edebilir. Kaç tip varis vardır? Boyutlarına ve şekillerine göre 3 tipi vardır; kılcal, damar yumağı ince varisler ve kalın ciltten kabarık varisler Varise yatkınlık olur mu? Genetik (ırsiyet),cinsiyet (kadın olmak), ayakta fazla durmak, ağır kaldırmak, hareketsiz kalmak Varis tedavisi olmazsam ne olur? Varis tedavi edilmezse giderek ilerler ve yaşam kalitesini düşürür. Varis ilerlerse ayak bileğinde yaralar açılabilir. Tüm varisler ameliyatsız ayaktan iş gücü kaybı olmaksızın tedavi edilebilir. Variste skleroterapi 30 yıldır güvenle kullanılan bir yöntemdir. Varis tedavisinden sonra geçici olarak lekeler olabilir ama kendiliğinden düzelir genellikle birkaç ayda düzelir ama seyrek olarak 2 yıla kadar uzayabilir. Beslenmenin varise sebep olma ihtimali olmasa da fazla kiloların varis oluşumunu tetiklediği düşünülür. Her tür varis tedavi edilebilir mi? Doğru teşhis, planlama, damar haritalaması ve ayrıca takip süresince köpük tedavisi ile her tür varis bir kaç seansta tedavi edilebilir. Tedavisi sonrası evde ne kadar süre istirahat etmem gerekecek? Genellikle evde istirahat etmek gerektirmez, kendinizi iyi hissedersiniz. Yazın varis tedavisi yapılabilir mi? Varis tedavisi her mevsimde yapılabilir. Bayan cinsel organındaki varisler de tedavi edilebilir. Hamileyim varislerim çok arttı tedavi olabilir miyim? Şikayetlerinizi azaltmak için varis çorabı kullanabilirsiniz. Hamilelik bittikten 2-3 ay sonra emzirirken dahi tedavi olabilirsiniz. Varis tedavisi ne kadar sürer? Doppler Haritalama sonrası işlem süresi bir saatten az sürmekle birlikte bir saat takip sonrası eve gidilebilir Varis oluşumu engellenebilir mi? Varis çorabı, ilaç tedavisi, yürüyüş ve spor yapmak varis oluşumunu geciktirir. Ama tamamen engellemez. Tedavi çok ağrılı mı? Tedavide kullanılan yönteme göre tolere edilecek bir miktar ağrı olabilir. Uygun tumesans anestezi ile lazer ısısı kontrol edilebilir. Kılcal damarlarda uygulanan iğnelerle mükemmel sonuç veren bir yöntemdir. Vajinal varisler de tedavi edilebilir mi? Vajinal varisler için anjiografi cihazı kullanılarak yumurtalık damarlarında kaçak olduğu tespit edilerek koilleme yöntemi ile pelvik konjesyon sendromu tedavisi yapılır. Vajinal ve rahim çevresindeki varisler ve kasık ağrıları ve basınç hissi zamanla kaybolur. Lazer tedavisi dışında varis tedavisi var mıdır? Yapıştırma, buharla kapatma, dikişle bağlama, radyofrekans gibi birçok yöntem denenmiş ve klinik olarak fayda görülmüştür. Ancak hiçbirinin damar içine uygulanan lazer tedavisine üstün olduğu gösterilmemiş olup yapıştırma işleminde damar içinde doku yapıştırıcısı kalmakta ve lazer cihazındaki otomatik çekme fonksiyonu gibi enerjiyi eşit dağıtan tam otomatik bir sistem bulunmamaktadır. Tercihan yuvarlak uçlu lazer ışınını tüm damar çeperine eşit dağıtan ve lazer fiberini otomatik çekerek tüm damar yüzeyine dağıtan ve sadece damar duvarına enerjiyi veren özel lazer sistemleri kullanılmalıdır. Varis tedavisini girişimsel radyoloji uzmanı nasıl yapar? Öncelikle hastasının şikayetlerini dinler ve dıştan muayene yapar. Dıştan muayene asla yeterli değildir. Doppler Utrasonografiyi kullanarak, damarda kaçak denilen yetmezlik bölgelerini tespit eder, damar haritalama ve tedavi planı yapar. Hangi bölgeye ne kadar enerji ve hangi yöntemi uygulayacağını belirler. Lazer veya skleroterapi, Doppler haritalamaya göre uygular. Hem tanı koyar hem tedavi yapar ve en önemlisi aralıklı Doppler Ultraonografi ile de takip eder. Tüm tanı ve tedavi süreçlerini steril ve hatta anjiografi ünitesi şartlarında yapar.

Meme vakum biyopsi ile ağrısız ameliyatsız iyi huylu meme kitlelerinden kurtulmak mümkündür. Ayrıca kötü huylu meme kitleleri bazen ultrasonda net görülemez ve standart biyopside yeterli doku alınamaz. Girişimsel Radyoloji konusunda özel ihtisas yapmış hekimler tarafından yapılan Meme vakum biyopsi ile meme kanseri tanısı daha net konabilir. Fibroadenom gibi sık ve iyi huylu meme kitlelerinin ameliyatsız lokal anestezi ve vakum iğnesiyle çıkartılarak tanısı ve aynı anda tedavisi Girişimsel Radyoloji ile yapılır. Vakum biyopsi yöntemiyle hastalarımız 15 dakika içerisinde hem memedeki kitleden kurtulurlar hem de biyopsi tanısının sonuçlarının da pozitif çıkması halinde sürekli kontrol ettirilmesi gereken kitlelerinden de kurtulmuş olurlar. Meme vakum biyopsi Ultrasonda görünemeyen ve meme MR ile tespit edilmiş meme kitlelerinin tanısı içindir. Ayrıca kısa süreli bir işlem olup hastalar memedeki iyi huylu fibroadenom gibi kitlelerden ameliyatsız kurtulabilir. Standart biyopsilerde hedeflenemeyen dokular çıkarılarak kanser tanısında etkin çözüm olarak kullanılabilir. Bu hastada çok küçük odaklar halinde kanser tespit edilebilmiş olup onkolojik takip ve tedavisine başlanabilmiştir.